Cinsel Terapi
Çok sayıdaki araştırmanın değerlendirilmesinde her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Değişik toplum ve kültürlerde yapılan çalışmalar, cinsel işlev bozukluklarının rastlanma sıklığı konusunda birbirine benzer sonuçlar vermektedir. Ancak cinselliğin yasaklandığı, cinsel eğitimin olamadığı, cinselliğin bir tabu olarak algılandığı ve bekâretin çokça önemsendiği toplumsal kesimin kadınlarında vajinismusun ve cinsel istek bozukluklarının, erkeklerinde ise cinsel istek ve boşalma bozukluklarının nedeni olabilirken, cinsel özgürlüğün daha geniş kapsamlı algılandığı kesimlere göre daha yüksek oranlara rastlanmasına neden olmaktadır.
Yine cinsel deneyim yetersizliği olan erkeklerde erken boşalma görülürken kadınlarda ise çeşitli orgazm güçlüklerinin diğer kesimlere oranla daha sık rastlandığı gözlenmektedir.
Ülkemizdeki cinsel sorunların önemli bir bölümü yetersiz verilen eğitim ve bilgi eksikliği olup bununla cinsel davranışlarımıza yön veren toplumun cinselliğe yaklaşımı, ön yargıları, tabuları, gelenek ve görenekleri cinsel problemler için önemli bir sorun kaynağı teşkil etmektedir.
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden cinsel terapi hizmeti alabilirsiniz. Randevu almak için tıklayınız.
Cinsel Yaşam
Cinsel davranış kişiden kişiye göre oldukça farklılık gösteren ve çeşitli faktörlerin karmaşık etkileşimleriyle belirlenen bir durumdur. Cinsellik biyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel, geleneksel, ahlaki, dini, antropolojik, politik ve ekonomik gibi çok boyutlu olan karmaşık bir olgudur ve insanın cinsel yaşamı bunların dışında tutularak incelenemez. Modern cinsel tedaviler ise bireye, çifte, topluma ya da kültüre özgü uygun biçimleri de kapsar.
Cinsel sağlığın korunması Dünya Sağlık Örgütü tarafından bireysel temel bir hak olarak belirlenmiş olup cinsel sağlığı “cinsel açıdan fiziksel, psikososyal ve sosyokültürel tam olarak iyi olma hali ve bunun devamlılığı” olarak tanımlamıştır.
Dünya Cinsel Sağlık Birliği'nin (World Association for Sexual Health) Cinsel Haklar Bildirgesinde “CİNSEL ÖZGÜRLÜK”; cinsel otonomi, cinsel bütünlük ve vücudunun güvenliği, cinsel mahremiyet, cinsel eşitlik, cinsel zevk, duygusal cinsel ifade, özgürce cinsellik içeren ilişki kurma, özgür ve sağduyulu üreme seçimi yapma hakkı, bilimsel araştırmaya dayalı cinsel bilgi edinme hakkı, kapsamlı cinsellik eğitimi ve cinsel sağlık bakımı hakkı şeklindeki madde başlıklarında tanımı yapılmıştır.
Biseksüel Gelişim
Kişinin cinselliği ve tüm kişiliği öyle birbirinin içine girmiştir ki, cinselliği ayrı bir oluş olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bu bağlamda “psikoseksüel” terimi, kişinin cinselliğinden etkilenen kişilik gelişimi ve işlevini belirtmek için kullanılır. Cinsellik, birbiriyle ilişkili dört etmene bağlıdır:
- Seksüel kimlik (biyolojik cinsel kimlik)
- Cinsel kimlik
- Cinsel yönelim
- Cinsel davranış
Seksüel kimlik (biyolojik cinsel kimlik); kişinin biyolojik olarak cinsel özellikleridir: kromozomlar, dış ve iç genital organlar, hormonal durum, gonadlar ve sekonder seks karakterleri. Normal bir gelişmede, bunlar bütünsel bir patern oluşturur ve böylece kişi cinsiyeti hakkında şüpheye düşmez.
Cinsel kimlik; kişinin kendini erkek ya da kadın olarak hissedişidir. 2-3 yaşlarında, hemen herkesin “ben erkeğim” ya da “ben kızım” şeklinde kesin kanıları vardır. Cinsel kimlik aile üyeleri, arkadaşlar, öğretmenlerle yaşananlardan ve kültürel oluşumdan gelen neredeyse sonsuz ipucunun sonucunda ortaya çıkar.
Cinsel yönelim; kişinin cinsel dürtülerinin nesnesini ifade eder: heteroseksüel (karşı cins), homoseksüel (aynı cins) ya da biseksüel (her iki cins).
Cinsel davranış ise içinde arzu, fanteziler, partner arama, otoerotizm ve cinsel gereksinimlerin ifadesi ve doyurulmasıyla ilgili etkinliklerin tamamı yer alır. İç ve dış uyaranlara karşı psikolojik ve fizyolojik yanıtların bileşenidir.
Mastürbasyon (öz doyum) ; nesne ilişkili cinsel davranışın normal bir parçasıdır. Genellikle kişi için yaşam boyu süren bir cinsel haz alma yoludur. Bazı kültürlerde uzun dönemler boyu yasak kabul edilmesine rağmen başka hiçbir cinsel etkinlik mastürbasyon kadar evrensel değildir.
Cinsel Öğrenme ve Cinsel Davranış; Cinsel dürtü doğuştan gelir ve cinsel dürtünün gücü insanlar arasında farklılık gösterir; ama cinsel davranış daha çok öğrenilir. Erken cinsel deneyimlerin, özellikle de ergenlik (puberte) ve erken ergenlik döneminde yaşananların belirleyici etkisi olabilir. Eğer haz verici ve gerilimi azaltıcı etkisi olursa, bu deneyimler tekrarlama eğilimindedir ve kişi belirli bir cinsel ifade şekline koşullanır. Normalde, cinsel öğrenme yaşam boyu devam eder, cinsel davranış repertuarı zenginleşir ve davranış kültürel normlara uygunluk gösterir.
Cinsel Sorunlar Nasıl Tedavi Edilir?
Bunun için öncelikli olarak sorunun psikolojik veya organik kökenli olup olmadığı araştırmalıdır. Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlıysa tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi özellikle bu konuda uzmanlaşmış üroloji, kadın hastalıkları ve doğum ya da psikiyatri uzmanları yönlendirmek olacaktır. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış psikiyatr ve klinik psikologlar yapabilir. Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye ve bilgiye dayalı olmak zorundadır.
Cinsel Terapiler
Cinsel terapilerin cinsel işlev bozukluklarının tedavisindeki etkisi, 70´li, 80´li yıllarda bilimsel ortamlarda tartışılmış ve karşılaştırmalı araştırmaların bilimsel dergilerde yayınlanması ile 30 yıl önce kanıtlanmıştır. Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “Cinsel Terapi” ile Vajinismus ve Erken Boşalma olgularının pek çoğu başarıyla, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukları da büyük ölçüde tedavi edilmektedir.
Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 8-16 seans sürer, ama kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl gibi uzun sürmesi gereken vakalar da olabilir.
Cinsel sorunları olanlarda uygulanan ve etkili olduğu bilinen cinsel terapiler aslında özel bir öğrenme biçimidir.
En etkili tedavi yollarından birisi de destekleyici, psikodinamik ve içgörü yönelimli psikoterapiyle entegre edilmiş cinsel terapilerdir. Cinsel işlev bozukluğunu tedavisinde kullanılan davranışçı tekniklere psikodinamik kavramları eklemek, başka psikopatolojiyle ilişkili olan cinsel bozukluğu olan hastaların tedavisine olanak verdiği gibi terapinin optimal sürede tamamlanmasını sağlar.
Kaynak: www.cetad.org.tr
Kaplan&Sadok’s Comprehensive textbook of psychiatry 2007
Benzer İçerikler:
Psikolojik gibi görünen birçok sorunun altında organik bir neden yatabilir. Bu durum, özellikle yoğun sıkıntı, kaygı, depresyon, baş ağrısı gibi sorunlarda...
İlk başta bireysel terapinin çoğunlukla yüksek olan maliyetine çözüm olarak yapılandırılan grup terapisi, 50 yıllık bir geçmişe sahiptir. Zamanla, grup ...
Çok sayıdaki araştırmanın değerlendirilmesinde her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ...
Gerek ülkemizde, gerekse dünyada son yıllarda giderek boşanma oranları artmaktadır. Bu durum “Evlilik Danışmanlığı” hizmetleri konusundaki talebi ...