Koçluk, en kısa açıklamasıyla soru sorma becerisidir. Ancak bu becerinin belli prensipleri ve ilkeleri de bulunmaktadır. Danışanınızı etkin bir şekilde dinleyip uygun soruları sorarak, ona ne yapacağını söylemeden ya da yönlendirmeden kişinin kendi yolunu bulmasını sağlama becerisidir. Koçluk bir ortaklık kurmak, danışanın ulaşmak istediği noktaya giderken yanında yürüyebilmektir.
Bu noktada ICF akredite bir koçluk okulunun eğitimini tamamlamış olan kişiler Profesyonel Koç olarak tanımlanabilir. Bunun dışında Yaşam Koçluğu, Sanat Koçluğu gibi branşlaşmaların bir ayırt ediciliği bulunmamaktadır.
Profesyonel koçlukta geçmişte yaşanan olaylar ve bunların bugüne ya da yarına etkilerine odaklanılmaz. Bunun yerine, gelecekte ulaşılması arzu edilen hedefler, amaçlar ve bu konudaki olasılıklar üzerine sorular sorularak, danışanın kendi kaynaklarını geliştirmesi ve kullanabilmesi, çözümlerini bulması sağlanır. Terapi ise, kişinin kendi çözümlerini bulamadığı veya bulsa da uygulayamadığı durumlarda geçmişteki engelleyici deneyimlerin etkisinden kurtulmak, iç görü kazanmak ve daha stabil bir duygu duruma ulaşmak için gereklidir.
Mentörlük tam anlamıyla bir usta – çırak ilişkisine benzer. Genellikle aynı kurumda, mevcut pozisyon için çalışmış deneyimli kişilerin işi ve kurum kültürünü aktarması ve bildiklerini paylaşması sürecidir. Profesyonel Koçluk’ta ise koç danışanın konuşmak istediği konunun uzmanı bile olsa, bildiklerini ve tecrübelerini anlatmaz. Koç cevabı vermek yerine, karşıdakinin bulmasını sağlayacak sorular sorar.
Danışmanlık, kurumlara ya da kişilere uzmanlık alanları çerçevesinde yönlendirici bilgi vermek, gerektiğinde süreçlere müdahale etmek gibi tanımları olan bir meslektir. Profesyonel koçluk ise yönlendirici, bilgi verici yaklaşımlardan uzak durarak, danışanın farkındalığını arttıracak sorular sorarak, onun harekete geçmesini sağlayan bir beceri ve meslektir.
ICF(Uluslararası Koçluk Federasyonu), 1995 yılında 70 gönüllü ile kurulan ve şimdilerde 20.000 üyesiyle profesyonel standartlara ulaşan stratejik bir organizasyondur. Koçluk mesleğinin hem etik hem de profesyonel standardizasyonundan sorumlu en yetkili kurumdur. Koçluk okullarının ICF akredite olması, okullarının eğitim içerik ve saatlerinin ICF tarafından onaylanması ve belirli standartlara ulaştığının kabul edilmesi anlamına gelir. ICF akredite koç olmak ise, bu akredite okullardan eğitim almış, ICF’in öngördüğü sayıda seans yapmış ve sınavla koçluk yapması onaylanmış Profesyonel Koç olmak anlamına gelir.
ICF akredite okulların eğitimlerini tamamladıktan sonra 100 saatlik koçluk seansı yaparak ve ICF’in açtığı CKA adı verilen sınavını geçerek, Profesyonel Koç unvanına sahip olabilirsiniz.
30 yıllık deneyimi ve çözüm ortaklarından aldığı güçle yıllardır Türkiye’de kurumlara ve bireylere hizmet veren DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, ölçme-değerlendirme, danışmanlık, eğitim ve terapi alanlarındaki uzmanlığını koçluk mesleğine de başarıyla aktaran bir kurum olarak öne çıkmaktadır.
Dünyaca ünlü, İngiltere merkezli TheFortonGroup ile koçluk alanında önemli bir işbirliği yapan DBE, deneyimlerini bireysel ve kurumsal koçluk alanına taşımıştır.
Ancak ne yazık ki ülkemizde pek çok kişi bu mesleği gerekli eğitimi almadan uygulamaya çalışıyor. Biz de DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü olarak bize olan güven ile Koçluk Mesleğinin de en doğru şekilde yapılabilmesi için gerekli katkıyı sağlamayı hedefledik. Bu doğrultuda da ICF akredite FortonGroup Koçluk Eğitimlerini bünyemizde vermeye başladık.
Koçluk, doğru sorularla danışanın zaten bildiği cevaplara ulaşmasını ve performansını geliştirmeyi amaçlayan, danışan ve koç arasında kurulan bir iletişim metodudur. Koçluk terapi değildir, sorun çözmeye odaklanmaz ve belli bir psikoloji/psikiyatri eğitimi gerektirmez. Koçluk, danışmanlık da değildir ve danışana öğüt vermeyi amaçlamaz, yol göstermez, bilgi aktarmaz, öneride bulunmaz. Koçlukta ilerleme sorularla yapılır. Koç, doğru soruları sorar ve cevapları en etkin şekilde dinler. Koç, sorduğu soruların cevaplarını bilmez ve varsayımda bulunmaz. Koçluk, mentörlükden de farklıdır. Mentörlük, usta-çırak, abi/abla- kardeş gibi bir ilişkidir, işi bilen bilmeyene işi öğretir. Koç ise danışanına hiçbir bilgi aktarmaz, konuyu bilmesi de gerekmez. Bu nedenle profesyonel bir koç her konuda koçluk yapabilir danışanına. Önemli olan koçluk becerilerini kullanabilmesidir. Koç, soru sorma sanatında ustadır.
- Öncelikle koçluk alacakları kişinin (koçun) ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) onaylı bir eğitimden geçmiş olduğundan emin olmaları gerekir.
- Bu meslek Türkiye’de henüz çok iyi denetlenmiyor. Şu an Türkiye’de koçluk eğitimi almamış pek çok kişi koç olarak çalışmakta ve koçluk prensiplerine aykırı, etik olmayan uygulamalarla danışanları yanlış yönlendirmektedir.
- Seçilecek koçun eğitim almış olmasının yanı sıra koçluk pratiğinin de ne kadar olduğu önem taşımaktadır. Bunu da koçun sahip olduğu koçluk ünvanından anlayabiliriz.
- Koçunuzu seçerken önceden belirleyeceğiniz birkaç koç ile ya da hizmet almaya karar verdiğiniz koç ile bir ön tanışma görüşmesi yapmanız faydalı olacaktır. Koçunuza tam olarak güvenmezseniz alacağınız hizmet sınırlı kalır, verimli olmaz.
Artık koçluğun ne olup olmadığı konusunda hepimiz anlaşıyoruz. Meslek örgütünün, koçların, eğitimcilerin ve koçluk hizmeti alan kurumların da ortak inancı; koçluğun, “danışanlarımızın-müşterilerimizin kişisel ve profesyonel potansiyelini artırmak, danışanın hedeflerini bulmak ve netleştirmek, danışanın kendi çözüm ve stratejilerini ortaya çıkarmak” olduğudur.
DBE Kurucu Başkanı Emre Konuk’un dediği gibi “DBE’de Psikoterapiyi hiçbir zaman “hastalıkları tedavi etmek” diye görmedik. Koçluğa da iş yerlerinde yalnızca verimi artırmak için kazanılacak bir beceri seti olarak yaklaşmadık. Koçluğun arka planında 1960’ların İnsan Potansiyeli Hareketi (Human PotentialMovement), İnsan Hakları da dahil, Avrupa ve Amerika’daki sosyal değişimleri hedefleyen ’68 olayları yatar. Adı “koçluğa” dönüşmüş olsa da, DBE-Forton işbirliği, daha iyi bir dünyayı arzu eden, değerli ve anlamlı bulduğumuz bir yaşam biçiminin, ‘yönetici-çalışan’ ilişki tarzının dile gelişidir. Herkesin herkese bir şeyleri dayattığı, kimsenin kimseyi dinlemediği, anlamaya çalışmadığı, ötekileştirdiği ülkemizde bu yaklaşımın bir antitez oluşturduğunu düşünüyoruz. Yani, bu açıdan baktığımızda “koçluk yaklaşımı” bizim için bir sosyal sorumluluk projesidir.”
Koçluk bir meslek olarak çok yeni olmasına rağmen hızla gelişmekte olan, pozitif etkileri kısa sürede görülmeye başlanan, popüler ve merak uyandıran bir meslek oldu. Hatta bu popülerlik birtakım kişilerin eğitim almadan “koçluk yapma” iddiasıyla gündeme gelmesine ve hatalı uygulamalara neden oldu ne yazık ki. Ancak yakın bir zaman önce Koçluğun, MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) tarafından resmi olarak meslek ilan edilmesi ile standartları belli oldu ve Resmi Gazetede yayınlandı. Yasal bir zemine oturan koçluk mesleği nezdinde, zaman içerisinde denetimlerin artarak hatalı uygulamaların önüne geçileceğine inanıyorum. Koçluk alacak kişilerin de, bir koçta hangi kriterleri aramaları gerektiği konusunda bilinçlenmeleri ile yanlış uygulamaların yada eğitimsiz koçların sayısının azalacağını ümit ediyoruz.
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nün 35 yıllık terapi tecrübesi ile kökü çözüm odaklı terapiye dayanan koçluğu harmanlayan ve uygulanabilir, çözüm odaklı, pozitif ve ölçülebilir etkili davranış ve tutum değişiklikleri yaratan sonuçlara ulaştıran bir programdır.
Aynı zamanda 15 yıl önce TheFortonGroup tarafından yaratılan tek liderlikle ilgili ve ilk ICF tarafından akredite edilen koçluk programıdır.
FortonGroupProfesyonel Liderlik Koçluğu Modeli olan bir okul. Dolayısıyla Liderlik Gelişimime odaklı farklı ürün ve hizmetleri de var.
Hem çalışan bağlılığı hem de duygusal zekaya sahip liderlik için nöro-bilimde yapılan çalışmalar, başarılı kurumlar oluşturabilmede ve çalışanlardan en yüksek verimi almada, koçluk yaklaşımını sergileyen liderlerin değerini ortaya koyuyor.
Yaklaşımımız, insanların yapabileceklerinin en iyisini yapabilmelerini, güçlü takımlar kurmalarını, kültürel değişimi ve çalışan bağlılığını geliştiren duygusal zeka liderliğini desteklemektedir.
Forton Yöneticilere Akredite Liderlik/Koçluk Eğitimi, koçluk becerilerini güçlü bir iletişim aracı olarak kullanma ve liderlik yeteneklerini geliştirme amacıyla, performansı artırmak üzere tasarlanmıştır.
Yapılan çalışmalar, koçluk becerileri gelişmiş, duygusal zekâyı etkin şekilde kullanabilen liderlerin çalışma ortamında bağlılık ve aidiyet duygusu yaratabildiklerini, verimliliği ve inovasyonu sağlayabildiklerini gösteriyor.
Kısaca; DBE-Forton Koçluk Okulu, koçluk yaklaşımının iş ortamına entegre edilmesinde ve duygusal zekayı daha etkin kullanabilen yöneticiler yetiştirilmesinde kurumlara destek oluyor.
Eğitimimizin yüzde 80 i uygulama içeriyor. Bu nedenle de max 12 kişi ile ve 2 eğitmen ile yapıyoruz eğitimi. Yetişkin öğrenme modellerine uygun olarak beceri öğrenmeye yönelik, birebir yaptırarak ve anında geribildirim vererek öğrenmeyi ve beceriyi geliştirmeyi sağlıyoruz.
Modelimiz öyle ki her konuda koçluk yapmanın anahtarını öğretiyoruz, siz eğitimi aldıktan sonra ister kariyer koçu, ister yönetici koçu, vb çalışabilirsiniz. Şablonik değil esnek bir model. Çok sayıda uygulanabilecek araç var, bu araçları her türlü durumda deneyip uygulayabilirsiniz.
Sınıf Eğitimlerinin dışında öğrenilen bilgi ve becerilerin pekişmesini ve deneyimlenmesini sağlayan supervizyonlar var. Supervizyonlar hem grup hem birebir anında geri bildirimli olarak yapılıyor.
Yeni normalimizde online her daim olmazsa olmazımız olacak.
Dolayısıyla Pandemi günlerinde de daha çok online eğitim, online koçluk seansları ve ücretsiz koçluklar gündeme geliyor. DBE olarak buna hızlıca adapte olduk ve online seanslar/ koçluk görüşmeleri yapıyoruz.
Online eğitimler ise İngiltere’de Forton merkezde senelerdir var bizde de aynı içerik ve uygulamalarla online yapılmaya başlandı.
Online versiyonunda da interaktif yapılıyor eğitim. Koçluk Eğitimlerimizde uygulamalar çok ağırlıklı, beceri öğretiyoruz çünkü. Bu yüzden bizim için önemli online platformda da uygulamaları yapmak ve eğitimi interaktif yapmak. Aslında çok bir riski yok online olarak yapmanın, ancak bazı katılımcılar odaklanmakta zorlanabiliyor, bu nedenle daha fazla güne eğitimi. Bir tam gün bilgisayar başında olmak zor olabiliyor.
Birebir koçlukta ekstra bir risk yok. Birebir koçluk hala çok önemli - özellikle liderler ve yöneticiler için.
Biz özellikle Liderlik Koçluğu konusunda çok çalıştığımız için Liderlikle ilgili olarak bu dönemde liderliğin neye benzediğini düşünmede bir kayma oldu - “herkese uyan tek liderlik” artık doğru değil. İş dünyası değişti; liderlere yönelik talepler değişti ve değişmeye devam ediyor. Her lider, kendi tarzlarını kullanarak, kendi özel liderlik davranışlarını benimseyerek benzersiz bir şekilde başarılı olabilir. Bu nedenle, bunu yapmak, esnek ve çevik kalmak için bireysel, kişiselleştirilmiş, sürekli öğrenmeye / adaptasyona ihtiyacımız var. Koçluk, kitle eğitimine kıyasla bu öğrenme yaklaşımına çok uygundur.
Koçların ihtiyacı olan yeni yetenekler/becerilere baktığımızda: iş dünyası değişiyor bu nedenle daha fazla koçvari liderlere ihtiyacımız var, liderlerin daha kolektif, dolu ve cazip insanlar olması gerekiyor. Koçların ise koçluk yaparken bu stil için rol model olması gerekiyor. Koçların artık bilgi ve deneyimini paylaşırken daha cesaretli olması gerekiyor. Daha esnek ve adaptif olması gerekiyor.
Sanal iletişim, teknolojik yatkınlık, online platformlara ve çalışmaya kanalize olma becerisi çok kritik olacak.
Koçluk yaparken kullanacağımız becerilere baktığımızda pek çok beceri aynı olsa da birebirde başka online da başka beceriler de öne çıkacak. Mesela online uygulamalarda uyaranlar çok olabilir. Danışanı dinlemek, orada olmak daha zor olabilir, bunu pratik etmeli ve bu becerisini geliştirmeli profesyonel koçlar.
Sosyal zekaya ihtiyaç duyacak koçlar, duygusal zeka zaten vardı ama görmek bilmek de önemli olacak.
- Koçluk, herkesin öğrenebileceği pratik becerilerden oluşur
- Bu bir sohbet (iki yönlü veya çok yönlü-grup koçluğu) / karşılıklı görüşme, konuşmadır.
- Bu yetkinlik ve etik kuralların çerçevesinde bir sistemdir aslında
- Görüşmenin sonucunda kişi hem ileriye dönük aksiyon alsın hem de derin bir öğrenme yaşasın istenen bir görüşmedir. Yani derinlemesine öğrenmenin yaşanacağı bir görüşmedir.
- Eşit bir ilişki ('ortaklık') üzerine kurulmuştur – Bu ortaklıkta cömert bir niyet vardır, ego freedir yani düşük ego lazımdır ve destekleyici olmalıdır.
Felsefik olarak böyle diyebiliriz ama pratikte de: Gerçekten dinlemek istemek ve gerçekten güveniyor olmak olmazsa olmazı koçluğun. Danışanın gerçekten yaratıcı, akıllı, becerikli, bilgili olduğuna güvenmek ve ona güçlü ve meraklı sorular sorarak alan açıp eşlik etmek
- Farklılıklar her zamankinden daha açıktır (Koçluk, danışmanlık, psikoterapi ve diğer destek meslekleri arasında) çünkü koçluk rolü ve ilgili yeterlilikler konusunda daha açıktır. Diğer yöntemlerle “rekabet etmek” gerekmez; hepsinin farklı rolü ve amacı vardır.
- Yeni yetkinlikler, örneğin koçlukta "ortaklık" konularına odaklanmayı keskinleştirmiştir. Ortaklık 2002'den beri Forton modelinde temel bir ilkedir - iş unvanı, pozisyon, statü, servet vb. ne olursa olsun "eşittir" ifadesi olarak.
- Benzer şekilde - bugünün nörobilimi (neuroscience) sayesinde var olmanın değeri (ör. Dikkat, meditasyon, aktif dinleme ve benzeri) hakkında çok daha fazla şey biliniyor ve anlaşılıyor. Forton, baştan beri modelinin bir parçası olarak tam olarak var olma yönünü savunuyor.
Akredite olması için zaten tüm eğitimde etik işleniyor.
Bizim eğitimimiz 3 modülden oluşuyor. Eğitimin her aşamasında etik ve yetkinlikler koçluğun olmazsa olmazı olarak işleniyor.
Ayrıca 3. modülün son günü etik ve yetkinlikler üzerine uygulama ve anlatımlar yapıyoruz. Katılımcılara çalıştırıp anlattırıyoruz. Eğlenceli anlatım teknikleri kullanıyoruz. Katılımcıların iyice benimsemesi adına herşey yapılıyor. Zaten o kadar çok işleniyor ki tüm modüller boyunca farkında bile olmadan hepsini çok iyi öğrenmiş benimsemiş oluyorlar. Hem etik hem yetkinlikler için bunu söyleyebiliriz.
Koçluk yapmak isteği, yapabileceğiniz katkı/yardım/destek isteği ile ilgilidir.
Gerçekten bu işi seviyorsanız ve gücünü deneyimlediyseniz ve inanıyorsanız gönülden yapın bu işi. Gönlünüzü verin. Bu öyle bir iş. Her danışan bir hikaye, o hikayeyi yaşamak gerekiyor onunla beraber yürüyebilmek için.
İlk 3 öneri:
- Etik olmak
- Müşterilere/danışanlara değer vermek
- Devamlı öğrenmek
Bunların yanı sıra;
- Bütün öğrendiklerinizi aynı anda uygulayamayabilirsiniz, kendinize izin verin.
- Denemeye devam edin, bu iş kilometre işi.
- Öğrendiğiniz her araç/her yöntem her danışanda aynı sonuç/etki vermeyebilir, olasılıklar çerçevesinde yöntemlerinizi denemeye devam edin.
Yeni sertifikalı koçlar için de pratik yapın, pratik yapın, pratik yapın, ancak bunu yapmak için kendinizi ucuza satmayın. Yani sırf pratik olsun diye kendinizi ucuza satmayın, değerinizi iyi belirleyin.
Koçların da zaman zaman danışan olarak da koçluk hizmeti almaya devam etmesi önemli. Bizim programımızda bunu tecrübe ediyorlar ve supervizyon alıyorlar zaten. Bunu belli aralıklarla devam ettirmekte fayda var, mentorluk almak, supervizyon almak, hatta koçluk almak çok faydalı oluyor gelişim için.
Biz koçluk işine girerken çok düşündük, çünkü sektörde çok yanlış uygulamalar duyuyorduk, bu işi de doğru yapanlar olmalı dedik. Psikoloji mesleği ve terapi için de benzer tecrübemiz vardı, Türkiye’de ilk terapi yapanlardan biri ve mesleğin duayeni kurucumuz Emre Konuk biliyorsunuz.
Koçluk da çözüm odaklı terapiden geliyor, kökeni orası biliyorsunuz. Biz koçluk mesleğini de aynı saygınlıkla yapılması için elimizden gelen ve bildiğimiz tüm yaklaşımlarla araştırmalar, tanıtımlar, eğitimler vb gibi tüm imkanlarımızla yer aldık. Bizim pozitif psikoloji yaklaşımımıza en uygun, modelini çok bize yakın bulduğumuz Forton ile anlaştık ve yola onlarla devam ettik. Onların Türkiye bacağı olduk. Eğitimlerini aldık, Türkçeye çevirdik, eğitimcinin eğitimlerini aldık, öğrenmeye de her daim devam ediyoruz.
Bu arada artık öyle bir noktaya geldik ki kendi koç mezunlarımızı eğitmen ve koç olarak bünyemize katmaya çalışıyoruz.
Ülkemize koçluk mesleğini benimseyen, bu işi en doğru şekilde yapan yeni yeni koçlar yetiştiriyoruz. Koçluk mesleğinin doğru yapılması ve tanıtılması için de çalışmalarımız her daim devam ediyor.
Eğitimimizin yüzde 80 i uygulama içeriyor. Bu nedenle en fazla 12 kişi ile ve 2 eğitmen ile yapıyoruz eğitimi. Uygulamaları önce biz eğitmenler yapıp gösteriyoruz, sonra katılımcılar yapıyor… böyle devam ediyor eğitim.
Yetişkin öğrenme modellerine uygun olarak beceri öğrenmeye yönelik, birebir yaptırarak ve anında geribildirim vererek öğrenmeyi ve beceriyi geliştirmeyi sağlıyoruz.
Modelimiz öyle ki her konuda koçluk yapmanın anahtarını öğretiyoruz, siz eğitimi aldıktan sonra ister kariyer koçu, ister yönetici koçu, vb çalışabilirsiniz. Şablonik değil esnek bir model. Bunu o sağlıyor. Bir sürü araç var, bu araçları her türlü durumda deneyip uygulayabilirsiniz.
Gerçekten katılımcılarımızın deneyimlerini dinliyoruz, gerçekten öğrensinler diye birebir çok ilgileniyoruz.
Sınıf Eğitimlerinin dışında supervizyonlar çok önemli hem grup hem birebir anında geri bildirimli supervizyonlar yapıyoruz.
Supervizyonları tamamlamadan sertifikaları da vermiyoruz.
Birebir koçluk görüşmeleri online üzerinden yapılmaya başlandı, çok da olumlu gidiyor, böyle de gidecek görünüyor.
Eğitimlerimizin de online olarak aynı etkiyle / verimlilikle yapılmasını sağladık. Artık eğitimlerimiz de online yapıyoruz.
İç Koç: Kurumun kendi personeli ile kendi çalışanlarına sunduğu koçluk hizmetidir.
Dış Koç: Kurum çalışanlarına sunulan koçluk hizmetinin “outsource” edilmesidir.
ICF Türkiye'nin 2014 yılında IPSOS'a yaptırdığı araştırmaya göre Türkiye'de araştırmaya katılan kurumlardan toplanan geri bildirimlere göre;
- Kurumlar dış koçluk hizmetine maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle daha tereddüt ile yaklaşsa da iç koçluk ve dış koçluğun birbirinin tamamlayıcısı olarak görüyor.
- Farklı sektörlerdeki büyük kurumsal şirketlerin dış koçluk hizmetini aktif olarak kullandıkları ve bazılarının kendi bünyelerinde de iç koçluk sunduğunun saptandığı araştırmaya göre iç koçluk maliyetsiz bir kavram olarak görülüyor.
Bugünün değişken ortamında, ancak iyi ilişkiler işgücünü bir arada tutabiliyor.
Sıklıkla söylenen şey; kişiler organizasyonlara katılır ama yöneticilerini terk eder. Organizasyonlar ne zaman ki koçluk becerilerine sahip koçvari yöneticiler yetiştirirler o zaman bağlılığı yüksek çalışanlar ile bugünün temel stratejik zorluklarını aşabilirler.
Yararları:
- Çalışan bağlılığının artması
- Personel devir hızının ve işe gelmemenin azalması
- Verimlilik ve performansın artması
Koçluk ve mentorluk genellikle insanların gelişiminde en etkin yöntem olmaktadır.
Koçluk için “yaşamı değiştiren” terimi yaygın olarak duyulur çünkü –genellikle de ilk defa- insanlar doğru dinlendiğini, anlaşıldığını ve değer verildiğini hisseder.
Katılımcı/katılımcıların sahip olduğu mevcut ve potansiyel yetkinlikler hakkında kapsamlı ve objektif bilgi edinmek için birden fazla kaynaktan, birden fazla değerlendirme tekniği ile değerlendirme yapılmasıdır.
İşe Alma & Yerleştirme Kararları
Kariyer Yönetimi
Terfi & Rotasyon Kararları
Eğitim İhtiyaçlarının ve Gelişim Planlarının Belirlenmesi
Değerlendirme ve Geliştirme Merkezi araçları 3 gruptan oluşmaktadır, bunlar Yetenek, Bilgi ve Beceri Testler, Kişilik Envanterleri ve Simulasyon Araçlarıdır. En önemli kısım simulasyon araçlarıdır; Ajandadaki İşler, Grup Çalışması, Rol oyunu ve Stratejik Planlama ve Sunum uygulamaları kullanılarak katılımcının simüle edilmiş bir şirkette uygulamanın içeriğine göre farklılık gösteren bir role sahip olarak performans sergilenmesi beklenir.
Simulatif araçlar uygulanırken, DBE tarafından değerlendirici sertifikasına sahip eğitimli danışmanlar tarafından katılımcının performansı gözlemlenir ve değerlendirilir. Danışmanlar gözlemlerini detaylı olarak not eder ve firma ile ortak belirlenen yetkinlikler için hazırlanmış profesyonel formlar üzerinden değerlendirmelerini yapar. Gün sonunda, uygulamada bulunan danışmanlar tartışarak nihai değerlendirmeye karar verirler.
Değerlendirme ve Geliştirme Merkezi’nde bilgi ölçümlenmemektedir; dolayısıyla bir hazırlık gerekmemektedir.
Bilgi değil, davranışlar ve yaklaşımlar gözlemlenir
Her katılımcı aynı koşullarda uygulamaya katılır
Gözlemlenen katılımcıyla ilgili her türlü veri detaylı not edilir
Açık ve standart değerlendirme ölçeği kullanılır
Yetkinlikler birden fazla araçta gözlemlenebilmesi üzerine planlama yapılır
Birden fazla değerlendirici gözlem yapar
DBE uzmanları, Değerlendirme ve Geliştirme Merkezi (DGM) Uygulamalarını kurumlara özel olarak yapılandırmaktadır; bu süreçte hemkurumlara özel simülasyon araçlar tasarlanır hem de bu araçları kullanacak değerlendiricilere eğitimler verilir.
DBE Online sistemi üzerinden kurumlara Değerlendirme Geliştirme Merkezi uygulamaları için özel bir hesap açılmaktadır; bu hesap üzerinden değerlendirdikleri kişilere ait değerlendirmelerini ortak alanda saklayabilir ve hızlıca rapor oluşturabilirler.
Çalışanların kendilerinden beklenen yetkinliklerdeki güçlü ve gelişime ihtiyacı olan yönlerini belirlemek için birden fazla kaynaktan (kendi,yönetici, ast, ekip arkadaşı, iç-dış müşteri vb.) objektif kriterle geribildirim alınmasıdır.
Performans Değerlendirme
Terfi Süreçleri
Eğitim Planlama
Kişisel Gelişim
Kariyer Yönetimi
Çalışanların gelişim ihtiyaç alanlarının tanımlanması ve kendilerinin gelişim alanlarının farkında olmalarının sağlanması
Çalışanların güçlü yetkinliklerinin görülmesi ve güçlü yetkinliklerini kullanmalarıyla ilgili fırsat yaratılması
Kurumda geribildirim vermeyi destekleyen çalışma ortamının teşvik edilmesi
Terfi zamanlaması, transferler gibi çalışan hareket ve gelişimleri ile ilgili İK kararlarını destekleyecek önemli bilgilerin toplanması
Belirlenen stratejilerin uygulanması, değişim kültürünün yaygınlaştırılması
DBE Online sistemi üzerinden uygulanmaktadır.
Davranış Bilimleri Ensitüsü kuruma özel, kurumun kendi yetkinlik seti doğrultusunda anketler oluşturmaktadır.
Çalışan Memnuniyeti ve Bağlılığı Araştırmaları, genel olarak çalışanların kurum ve kurumda çalışmaya ilişkin memnuniyet düzeylerini,kuruma ve birlikte çalıştıkları kişilere olan bağlılıklarını ölçmeyi ve bu ölçümler sonucunda çalışanların memnuniyet ve bağlılıklarını artıracak aksiyonların planlanmasını hedefleyen araştırmadır.
Kurum içinde verimliliğin ve iş performansının arttırılmasına yönelik gelişme alanlarını, kurumun önceliklerine ve genel performansına etkilerine göre belirlemeyi sağlar.
Yapılan uygulamaların etkinliğini ölçmeyi sağlar.
Kuruma çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırmak için en uygun eylem planlarını oluşturmada yön gösterir.
DBE Online sistemi aracılığıyla online ya da kağıt kalem uygulanabilmektedir.
Anketin büyük bir gizlilik prensibi ile uygulanabilmesi
Hızlı sonuç alınabilmesi
Analizlerin istatistik programları kullanılarak uzmanlar tarafından gerçekleştirilmesi
Raporun anlaşılır ve zengin grafiklerle, görsel olarak anlaşılır bir şekilde tasarlanmış olması
Kuruma özel tasarlanabilmesi ile tüm ihtiyaçları karşılaması
Kurum için mevcut durum, gelişim yol haritası ve hem kurum hem de departman bazlı aksiyon planlarının çıkarılması
Yapılandırılmış bir kalitatif/nitel veri toplama yöntemidir. Kantitatif araçlarla yapılan değerlendirmelerde ortaya çıkan sonuçların derinlemesine incelenmesi ve raporlanması amacıyla kullanılır.
Bu çalışma ile katılımcılarının belirli konulardaki algıları, zihinsel şemaları, duyguları ve motivleri ile ilgili bilgi toplanır. Çalışma ile amaçlanan, yüzeydeki bilgilerin derinine inebilmek, çalışma ortamında yaşanan sıkıntılara cevap bulabilmektir. Özellikle geliştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulan konular çerçevesinde, daha detaylı çalışma yapılarak, bilinç ve bilinç dışı düzeydeki verilere ulaşmak çalışma açısından önem taşır.
Bir kurumdaki farklı seviyelerdeki yönetici ve çalışanların kuruma dair düşüncelerinin öğrenilmesi(kurum yönetimi konusundaçalışanların görüşlerinin alınması, kurum kültürü, kurum imajı, yönetim tarzı, çalışan memnuniyeti, …),
Kurum çalışanlarının beklenti, ihtiyaçları ve değişim taleplerinin öğrenilmesi,
Kurum içinde aksayan iş yapış şekillerinin, süreçlerin testip edilmesi,
Yapılan projeler veya kurulan sistemlerin işlevselliği ve iyileştirilmesine yönelik çalışanlardan görüş alınması,
Mevcut sistemlerin kurum çalışanları tarafından değerlendirilmesi için uygulanır.
16PF Kişilik Envanteri, 16 temel kişilik özelliğini ve 5 genel kişilik eğilimini ölçen, dünyadaki kişilik envanterleri arasında en çok kullanılan ve en güvenilir kişilik envanterlerinden biridir.
Ayrıca literatürde “Big 5” olarak bilinen ve birçok kişilik envanterinin temelini oluşturan modelin öncüsüdür. İşe alım, terfi, kariyer planlama, gelişim ihtiyacı tespiti ve planlanması gibi pek çok alanda kullanılabilir. Kişinin işe olan uygunluğunu, güçlü ve gelişime açık yönlerini, gelişim potansiyelini gösterir.
16PF Kişilik Envanteri güvenirlik katsayıları hesaplanmış uluslararası normuyla beraber Türk normu bulunan, farklı algoritmalarla ölçümlenip kontrol edilen geçerli ve güvenilir bir envanterdir. Envanterin cevaplama geçerliği ve güvenilirliğini değerlendiren " Farklı Görünme Eğilimi", " Genelden Sapma Eğilimi" ve " Genele Aşırı Uyum Eğilimi" olmak üzere 3 ayrı endeks vardır.
DBE Genel Yetenek Testi içerik sınıflandırmasına göre bilişsel testler grubuna girmektedir.Testte ölçümlenen sayısal, sözel ve soyut düşünme yeteneklerinin analoji, okuduğunu anlama, sıralama, temel matematiksel işlemler, sayısal-sözel-şekilsel dizilerdeki genel ilkenin bulunması gibi alt hedefleri vardır. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda iş performansını en iyi tahmin eden değişkenin genel yetenek olduğu görülmüştür.
DBE kapsamında kullanılan tüm yetenek testleri, bilimsel kriterler çerçevesinde istatistiksel analizlerden geçirilmektedir. Testlerin geçerliği ve güvenirliği test edilmekte, soru analiz işlemleri yapılmaktadır. Yetenek testlerinin her bir sorusu, bilişsel taksonomik sınıflama doğrultusunda kodlanmıştır.Soru Bankasına bu sorunun kod numarası girildiğinde, bu testin şimdiye kadar kaç kez uygulandığı, her bir uygulama sonucunda elde edilmiş soru güvenirlik, geçerlik, güçlük katsayıları ve bunların her birinin ortalama değeri alınabilmektedir.
DBE online test ve envanter uygulamaları kurum talebine bağlı olarak kamera sistemiyle desteklenmektedir. DBE online kamera sistemi kurumun isteğine göre video kaydı ya da belli aralıklarla fotoğraf çekimi yapılarak uygulanabiliyor.
Psikoterapi; bireyin düşünce, duygu ve davranışlarında ona sorun yaratan kısımların bu konuda eğitim almış bir uzman eşliğinde çalışılmasıdır. Çalışmalar her ne kadar konuşma üzerine şekillendirilse de seanslarda ilgili konularda işe yaradığı kanıtlanmış psikoterapi teknik ve yöntemleri de kullanılır. Çalışmalarla kişinin kendini daha iyi anlaması, sorunlarıyla başa çıkma yöntemlerini geliştirmesi, akıl sağlığının korunması ve iyilik halinin arttırılması hedeflenir. Seanslar bireysel olabileceği gibi grup çalışmaları şeklinde de olabilir.
Psikoterapi her yaş grubundan çocuğun fayda gördüğü bir süreçtir. Bu süreç, çocuğun yaşadığı deneyimlere, gelişimsel dönemine ve yaşına göre terapist tarafından şekillendirilir. Örneğin; bebeklik ve okul öncesi dönemde, ağırlıklı olarak anne-baba ile çalışmak, onları sürece dahil etmek önemlidir. Gençlerle süreç genellikle daha bireysel yürütülürken başvurulan duruma göre aile ile de yakın çalışmak gerekli görülebilir. Çocuk ve gençlerle psikoterapi sürecinde odak noktası sadece çocuk ve genç değil aile sisteminin bütünüdür.
Terapiye geliş sebebine göre terapi süresi değişiklik göstermektedir. Bazen birkaç defa yapılan danışma ve bilgilendirme seansları sonrası süreç tamamlanırken bazen de uzun zaman alan bir çalışmaya ihtiyaç duyulabilir. Genellikle terapistinizle yapacağınız değerlendirme seansları sonrasında sürecin devam haritası hakkında fikir edinmek mümkün olacaktır.
Çocuk ve gençlerde terapi sıklığı, özellikle başlangıç döneminde, haftada en az bir kez olarak planlanır. Fakat daha yoğun terapi planlamasının gerekli olduğu durumlarda seans sayısı haftada iki olarak da düzenlenmektedir. Planlanan terapi hedefleri ve seanstaki ilerleme doğrultusunda, seanslara iki haftada bir veya ayda bir olarak devam edilerek sonlandırma gerçekleştirilir.
Merkezimizde online terapi yapılmaktadır.
Merkezimizde İngilizce terapi yapılmaktadır.
Randevu almak için (0212) 233 01 10 - 311 veya 0533 634 24 14 numaralı hatlarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.
Daha önce çocuğunuza bir uzman tarafından uygulanmış testler (WISC-R, WISC-IV, DENVER II vb.) varsa ve bir nörolog ya da psikiyatrist tarafından ilaç önerisinde bulunulduysa, test raporlarınızı, önerilen ilaçların isimlerini, gittiğiniz kurum ve kişilerin adlarını yanınızda getirmenizi rica ederiz.
Mümkünse ilk görüşmeye anne-baba ve çocuk beraber katılmalıdır. Terapi sürecinde çocuk, genç ve aile ile ayrı ayrı mı yoksa birlikte mi görüşme yapılacağına terapist yön verecektir. Terapist, çocuk ve gençle ayrı bir şekilde çalışmaya devam etse bile sorunu çözme konusunda yardımcı olmak için ebeveynlerle de zaman zaman görüşme yapmayı planlayabilir, onlara bazı yeni yöntemler öğretebilir.
Aile içindeki sorunlar, kardeş doğumu, boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, kazalar, bakıcı değişimi, ilk kez okula başlamak, okul ve şehir değişimi gibi kontrolün çocukların dışında geliştiği ve öngörülebilir olmayan değişiklikler ve travmatik olaylar çocukları olumsuz yönde sandığınızdan daha fazla etkileyebilir. Çocuğunuzun duygu durumunda ve davranışlarında olumsuz yönde bir değişiklik gözlemliyorsanız, ayrıca bu durumlar çocuğunuzun günlük rutinini ve düzenini de etkilemeye başladıysa bir uzmandan destek almanız uygun olacaktır.
Son yıllarda teknolojinin de ilerlemesi ile birlikte, farklı bir ülke/şehirde yaşayan, kronik bir rahatsızlığı sebebiyle evden çıkamayan çocuklarla psikoterapi görüşmeleri internet üzerinden yapılmaktadır. Bilimsel çalışmalar ve klinik gözlemler çocuklarla yapılan online terapinin yüz yüze görüşmeler kadar etkili olduğunu göstermektedir. Çocuklarla online terapi yapılırken, ebeveynlerin iş birliği ile psikoterapistin görüşmelerde ihtiyaç duyduğu araç-gereçleri (kağıt, kalem, oyuncak vb.) hazır etmesi, evde sakin ve güvende hissedebileceği bir ortam sunması önemlidir. Çocuklarla yapılan online terapi görüşmelerinde, psikoterapist çocukla ayrı, ebeveynlerle ayrı ve hep birlikte görüşmeler yapabilmektedir.
Çocuğunuzu “Bir arkadaşıma uğrayacağız.”, “Bir abla seninle oyun oynayacak.”, “Doktora gidiyoruz.” ya da “Parka gidiyoruz.” gibi gerçeği yansıtmayan bilgilerle görüşmeye getirmemenizi tavsiye ederiz. Vereceğiniz bilgi sınırlı olabilir ama gerçek dışı olmamalıdır. Terapi sürecinin en önemli unsurlarından biri güven ve şeffaflıktır. Bu sebeple daha ilk adımdan itibaren çocuğunuza gerçekçi olmayan, gizli saklı cevaplar vermek yerine ona, onun yaşına uygun ve gerçek bilgiler vermenizi öneririz. Şöyle bir içerik çocuğa nereye gittiğinizi açıklamak için yardımcı olabilir: “Bazen yaşadığımız zorlukları tek başımıza çözmekte zorlanırız. Böyle zamanlarda yardımcı olması için başkalarına başvurabiliriz. Biz de bugün bir uzmana gidip biraz sohbet edeceğiz. Yaşadığımız zorluklar hakkında bize sorular sorabilir ya da bizim sorunlarımızı anlatmamızı isteyebilir. O, çocukları ve gençleri dinleyip onlara yardımcı oluyormuş. Bu yüzden onunla istediğin gibi konuşabilirsin.” ya da “Sen bize okulda dikkatinin dağıldığını/derslerini dinleyemediğini/arkadaşlarınla sorunlar yaşadığını/bizi çok özlediğini ve bu yüzden okulda duramadığını… söylüyorsun. Bu konuda biz ve öğretmenlerin sana yeterince yardımcı olamıyoruz. Bu yüzden çocuklara yardımcı olan bir uzmandan destek almak istiyoruz.” diyebilirsiniz.
Gençlerde psikoterapi süreci, çocuklardaki psikoterapi sürecine göre daha farklı ilerlemektedir. 11-12 yaş itibariyle fiziksel ve duygusal değişime uğramaya başlayan gencin kendi isteğiyle terapiye gelmesi çok önemlidir. Ancak çoğu zaman gençler, terapiye aileleri tarafından zorla getirildiklerini ifade etmektedirler. Görüşmelerde çocuk ve gencin kendini güvende ve rahat hissetmesi, terapistine güvenmesi ve anlaşıldığını hissetmesi temel unsurdur. Bu nedenle, özellikle gence zaman vermek ve sabırlı olmak önemlidir. Son zamanlarda, çocuğunuzun davranışlarında ve duygularında farklılıklar ve değişiklikler gözlemliyorsanız, kendisi henüz sürece hazır olmasa bile, sizler ebeveynleri olarak mutlaka bir psikologdan destek almanız önerillir.
Gençlerle yapılan online terapide, terapist ve danışan farklı yerlerden terapi görüşmesine katılır. Bunun dışında, online görüşmeler diğer kural ve özellikler bakımından aynı mekanda gerçekleşen yüz yüze görüşmelere benzer. 18 yaşından küçük gençlerle yapılan online görüşmelerde ebeveynin onay ve rızası gerekir. Online terapi ile gençlerin normal gelişimleri takip edilebilirken, ailelerine danışmanlık da verilebilir. Gençlerde görülebilen ruhsal sorunların terapide çalışılması yüz yüze terapideki gibi ilerler. Pek çok terapi ekolünü online seanslarda kullanabilmek mümkündür. Seans süresi ve süreci yüz yüze seanslarla aynıdır. Seanslar sırasında gencin kendini rahat ve güvende hissedeceği, sessiz ve internet konusunda yeterli bir yerde olması gerekir. Seans sırasında ihtiyacı olabilecek su, peçete, kalem, kağıt yanında bulunabilir. Bazı gençler, seans sırasında ailelerinin evde bulunmamasını tercih edebilir. Böyle bir durumda koşullar uygunsa gence bu konuda destek olmak rahat hissetmesini sağlayacaktır.
Çocuklardan farklı olarak çoğu genç, psikoloğun ne olduğu konusunda daha fazla bilgi sahibidir. Yalnız bu bilgi, yanlış ya da olumsuz bir bilgi olabilmektedir. Bu da, zaten genellikle terapi konusunda daha dirençli olan gençlerin, terapi sürecine sıcak bakmamasına sebep olabilir. Bu noktada anne-babalar, çocuklarının günlük yaşamdaki zorlanmalarına işaret edip kendilerinin de bu konularda yaşadıkları sorunları dile getirebilirler. Ebeveynler terapinin hem kendileri hem de çocukları için alınacak olan bir destek olduğunu söyleyerek terapideki sorumluluğu da paylaşırlarsa, çocuklarının terapiye sıcak bakma ihtimali artabilir. “Fark ediyoruz ki uzun zamandır mutsuzsun.../Uzun zamandır bu sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz.../Üzüldüğünün farkındayız ama maalesef sana yeterince yardımcı olamıyoruz. Bu nedenle bu konuda uzman birinden destek almak istiyoruz. Bu destek hem senin için hem de bizim için olacak. Anne-baba olarak bizim de senin daha mutlu olman/daha rahat olman... için yapmamız gerekenler/öğrenmemiz gerekenler olabilir. Belki bizim de bunları öğrenmeye ihtiyacımız vardır.” şeklinde bir açıklama gencin, terapi sürecine daha ılımlı bakmasına yardımcı olacaktır.
DBE Yetenek Belirleme ve Kariyer Planlama Programları; okul öncesi dönem itibariyle çocukların sahip olduğu yetenek, mesleki ilgi ve kişilik özelliklerinin keşfedilmesi ve bu doğrultuda kendini tanıyan, ailesi ve çevresi ile uyumlu, isteklerini gerçekleştiren mutlu ve başarılı bireyler olarak yetiştirilebilmeleri amacıyla geliştirilmiş bilimsel bir programdır.
Detaylı bilgi ve randevu için (0212) 233 01 10 - 311 veya 0533 634 24 14 numaralı hatlarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.
Sizlere sunduğumuz tüm eğitim ve gelişim faaliyetlerimizi takip ettiğimiz, planladığımız ve raporlayabildiğimiz dijital bir eğitim yönetim sistemidir.
DBE’nin sunduğu tüm eğitim & gelişim çalışmaları öncesinde katılımcıları eğitime hazırlamak ve katılımcıların farkındalık boyutlarını desteklemek; eğitim çalışmaları sonrasında ise eğitimde öğrenilen bilgilerin iş sonuçlarını etkileyecek davranışa geçmesine, öğrenme sürecini tamamlamasına destek olmak için katılımcıların yapabileceği videolar, simülasyonlar, online uygulama ve testlerden oluşan bir öğrenme sürecinin oluşturulmasını sağlar.
İnsan kaynakları ve eğitim&gelişim profesyonellerinin tüm eğitim süreçlerini online olarak kolay ve verimli bir şekilde takip etmesine yardımcı olur.
Karma (Blended) Yöntemlerle Hazırlanmış Eğitim Programları, Ters-Yüz (Flipped) Öğrenme Yöntemiyle Hazırlanmış Eğitim Programları, Görevler ve Ödevler İle Desteklenmiş Eğitim Programları, Online Ölçme ve Değerlendirme, Anketler ve Sınavlar, Video İçerikler, Dosya Paylaşımları
DBE bünyesinde geliştirilen tüm eğitim içerikleri yetişkin eğitimi prensipleri çerçevesinde, öğretim yöntem ve yaklaşımları dikkate alınarak bilimsel temellere uygun bir şekilde tasarlanmaktadır.
Tüm içeriklerimiz alanında uzman eğitmen ve danışmanlarımız kontrolünde bir öğretim tasarımcısı ile birlikte hazırlanmaktadır.
Her eğitimimizde öğrenme hedefleri (ne öğretilecek?), öğrenme etkinlikleri (nasıl öğretilecek?) ve ölçme-değerlendirme araçları (ne kadar öğretilecek?) kurum ihtiyaçlarına uygun şekilde hizalanarak yeniden geliştirilmektedir.
Eğitimlerimizde eğitim öncesi ve sonrası destekleyici çalışmalar yapılmaktadır ve bu çalışmalar bir online eğitim yönetim sistemi (DBE Eğitim ve Gelişim Platformu) üzerinden takip edilmektedir.
Eğitim ihtiyacınızın doğru tespit edilmesi için eğitim ihtiyaç analizi çalışmaları farklı seviyelerde her eğitimden önce yapılmaktadır.
Çalışan destek programlarının amacı, kurum genelinde geliştirilmesi planlanan “Çalışan İlişkileri Yönetimi” kapsamında, çalışanların iş ve özel yaşamlarında karşılaşabilecekleri zorlukları aşmalarını sağlamaya yardımcı olmak ve bunların uzman kişilerin desteği ile çözülmesi için bir platform oluşturmaktır.
Kişisel gelişim programları / eğitimleri bireylerin daha mutlu, daha verimli yaşaması, performansını etkileyen engelleri aşması ile mümkündür. DBE kişisel gelişim programları çalışanların güçlü ve gelişime açık yetilerine odaklanarak yaratıcı potansiyellerini açığa çıkarabilmelerini sağlamayı amaçlar.
DBE Lider Gelişim Programı bireyi bir bütün olarak ele alan bakış açısıyla sistemsel olarak seviyelendirilmiş ve bu doğrultuda dört modül olarak oluşturulmuştur. Programın sonunda katılımcılar kendilerine özel geliştirdikleri liderlik modelini deneyimleyerek benimsemeyi ve organizasyonlarına entegre etmeyi öğrenirler.
Evet. Her eğitim programı sonunda eğitime katılım sertifikası tüm katılımcılara dağıtılmaktadır.
DBE Eğitimleri hem yüz yüze (sınıf içi) hem de online platformlar (Teams, Zoom vb.) aracılığıyla yapılmaktadır.
Hayır. Her eğitim verileceği ortamın özellikleri düşünülerek tasarlanmıştır. Bu nedenle yüz yüze eğitimlerde ve online eğitimlerde farklı bir içerik yaklaşımı düşünülmüştür.
Genel katılıma açık eğitim programları eğer katılım için bir ön şart yok ise kişilerin bireysel olarak başvurabildikleri programlardır.
Genel katılıma açık eğitim programlarımızı https://www.dbe-egitim.com/egitimler/kategori/acik-egitim/ buradan takip edebilirsiniz.
Kurumsal ve bireysel talepleriniz için egitim@dbe.com.tr adresine e-posta ile ulaşabilirsiniz.
Kuruma özel (Kapalı Gruplar) eğitimler iş birliği yaptığımız firmaların kendi çalışanları arasından belirlediği gruplara yapılan eğitim programlarına verilen isimdir.
Evet, yüz yüze ve online eğitim programlarında programın içeriğine de bağlı olarak belirli sayıda katılımcı alınmaktadır.
Taraflar arasında bir anlaşma olmadığı sürece DBE Gizlilik Politikası gereği kurumlarla gerçekleştirdiğimiz eğitim ve danışmanlık projelerimizde üçüncü şahıslar tarafından dijital araçlar ile kaydı yapılamamaktadır.
Hayır, hem kurumsal eğitimler de hem de genel katılıma açık eğitimlerde İstanbul dışı programlar düzenlenmektedir.
Şehir dışı eğitimlerimizde eğitmenlerimizin tüm ulaşım ve konaklama süreçleri eğitimi talep eden kurum tarafından planlanmakta ve karşılanmaktadır.
Her eğitim programı farklı bir yapıyı sahip olduğu ve kurum ihtiyaçlarına uygun hale getirildiği için farklı sürelerde gerçekleşmektedir. Genel olarak 1 ya da 2 günlük programlar şeklinde içeriklerimiz yapılandırılmaktadır.
Terapi, kişinin hayatında karşılaştığı zorluklarla daha kolay başa çıkmasına yardımcı olan konuşmaya dayalı bir tedavi yöntemidir. Terapiye kişiler zorluklarla başa çıkmak için başvurabileceği gibi birçok şeyin değiştiği evlilik, mezuniyet gibi geçiş dönemlerinde de psikoterapiye başvurulabilmektedir. Psikoterapi, yetişkinlerle, çocuk ve ergenlerle, ailelerle ve gruplarla uygulanabilir. Farklı terapi yaklaşımları arasından danışanın ihtiyaç duyduğu psikoterapi türü, sıklığı ve uzunluğu psikoterapist ve danışan arasındaki ilişkide belirlenmektedir. Terapi sürecinin işe yaraması için danışanın psikoterapistiyle birlikte sıkı bir çalışmaya girmesi gerekir. Psikoterapide iyileşme, danışanın psikoterapistle birlikte yürüttüğü çalışmanın bir ürünüdür.
Psikoterapi sürecinde gerekli olması durumunda terapistiniz sizinle seans saati dışında yapmanız gerekenleri paylaşacaktır. Terapi sürecinde sizden doldurmanız beklenen ölçek ve formlar olabilir ya da terapistinizin benimsediği çalışma yaklaşımının gerekliliklerine göre farklı türden ev ödevleri ve seans dışı alıştırmalar yapmanız beklenebilir. Terapistiniz sizden bunlardan birini talep etmediği sürece seansa vaktinde gelmek ve seans süresince seansta olmak haricinde sizden beklenen bir hazırlık bulunmamaktadır.
Psikoterapi, pekçok farklı değişkenden etkilenen bir süreçtir. Bu sürecin uzunluğu; başvuru sebebine, bireyin içgörü/farkındalık düzeyine ve terapiden beklentisine, yaşanan problemin yoğunluğuna göre değişebilmektedir. Ayrıca, kullanılan terapi ekolüne göre de terapi sürecinin süresi değişkenlik göstermektedir. Tüm bunlardan kaynaklı olarak, terapiye devam süresi hakkında kesin bir ifade kullanılmamaktadır.
Psikoterapi sürecinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için karşılıklı güven ilişkisi çok önemlidir. Danışan/hasta gizliliği ilkesi, ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların en önemli mesleki ve etik sorumluluklarından biridir.Gizlilik ilkesine uygun çalışmak, psikoloji ve psikoterapi eğitiminin önemli bir parçasıdır. Danışan ve psikoterapist arasındaki bir bilginin dışarıdaki biriyle paylaşılması yalnızca; bireyin kendine ya da bir başkasına zarar verme ihtimali söz konusu olduğu durumda danışanın izniyle mümkün olabilir. Bu istisnai durum haricinde, danışanın bilgileri saklı tutululur, üçüncü kişilerle paylaşılmaz.
Enstitümüzde; Gestalt Çift Terapisi, Psikodinamik Terapi, Dışavurumcu Sanat Terapisi, Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Stratejik Aile Terapisi ve EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) Terapisi yöntemleri kullanılmaktadır.
Bu psikoterapi yaklaşımlarıyla ilgili detaylı bilgi almak isterseniz aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/8/psikoterapi-yaklasimlarimiz/
Telefon ile (0212) 233 01 10 nolu telefonu arayarak veya yetiskin@dbe.com.tr e-posta adresine email atarak randevu alabilirsiniz. DBE çatısı altında verdiğimiz psikoterapi ve psikolojik danışmanlık hizmetleriyle ilgili detaylı bilgi almak isteseniz aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/8/psikoterapi-ve-psikolojik-danismanlik-hizmetleri/
Psikoterapi süreci psikoterapist ve danışanın ikili çalışmasıyla yürüttüğü uzun dönemli bir süreçtir. Günümüze kadar benimsenmiş terapi yaklaşımlarının hepsi yüzyüze ve seans odasında yapılan terapi yöntemlerine dayanıyor olsa da artan sayıda terapist ve danışan online terapinin etkisini deneyimlemektedir. Psikoterapinin online olamayacağı düşüncesi internet kullanımının yaygın olmadığı dönemlere dayanmaktadır. Günümüzde internet kullanımının artmasıyla psikoterapi hizmetine doğrudan erişimi olmayan birçok kişi psikoterapi hizmetine kavuşmaktadır. Online bir sürece başlamak istiyorsanız fakat kaygılarınız varsa, bunlar da psikoterapi sürecinde ele alınabilecek, psikoterapistinizle oluşturacağınız güven ilişkisi dahilinde konuşabileceğiniz konulardır.