SOSYAL MEDYA KULLANIMI VE SOSYAL ANKSİYETE ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VAR?

SOSYAL MEDYA KULLANIMI VE SOSYAL ANKSİYETE ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VAR?
“Size kendinizi başkalarıyla karşılaştırmanız için sonsuz seçenek sunan sosyal medya dünyasında, başkaları tarafından yargılanma korkunuz artacaktır. Sosyal medya üzerinden yaptığınız paylaşımların başkaları tarafından nasıl algılandığı hakkında çok düşünüyorsanız bu durum sosyal anksiyete belirtilerini artırır.”
 
Günümüzde sosyal medya, birçok insan için hayatının önemli bir parçasıdır. Ülkemizde geçtiğimiz yıla göre internetteki kullanıcı sayısı 3.7 milyon arttı. Sosyal medya kullanıcı sayısı ise %11 oranında artış gösterdi. Türkiye’de nüfusun %70,8’i aktif olarak sosyal medya kullanıyor. Hayatlarımızın bu kadar içine giren ve çevremizdekilerle kurduğumuz ilişkileri, iletişim şeklimizi hatta hayatlarımızı yaşayış biçimimizi etkileyen sosyal medya, ruh sağlığımızı da etkiliyor. Özellikle anksiyete gibi bir problem yaşıyorsanız sosyal medya kullanımınızın yaşadığınız belirtilerle bir ilişkisi olabilir.
 
Sosyal anksiyete yaşıyorsanız sosyal medya sizin için bir nimet gibi görünebilir. Orayı kendinizi ifade etmek ve yeni insanlarla tanışabilmek için bir fırsat olarak algılayabilirsiniz. Çünkü sosyal medya platformları, herkese her şeyi dilediği şekilde konuşabilmeleri için bir zemin yaratır. Fakat bu platformlar, sosyal anksiyetenin belirtilerinin daha şiddetli bir şekilde yaşanmasına neden oluyor. 
 
Sosyal Anksiyete Nedir?
Sosyal Anksiyete Bozukluğu, en sık görülen ikinci anksiyete bozukluğudur. Bu anksiyetenin görüldüğü kişiler, sosyal ortamlarda bulunmaktan rahatsızlık duyarlar. Diğer insanların sürekli onları yargılayacaklarını düşünürler. Kalabalık bir ortamda her zaman odak noktası kendileriymiş gibi hissederler. Tüm bu endişeler kişilerin başkalarıyla nasıl ilişki kurduğunu doğrudan etkileyen faktörlerdir. 
 
DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı)’te belirtilmiş sosyal anksiyete kriterleri şunlardır:
Yargılanma korkusu
Sosyal ortamlarda bulunmanın büyük korku ve endişe yaratması
Kişinin sosyal ortamda kaygılı olduğunun anlaşılmasından korkması 
Yaşanılan korku ve endişelerin, ortada bir tehdit olmamasına rağmen yoğun olması
Mesleki, sosyal ve bilişsel alanlarda yoğun sıkıntı 
Bu anksiyete türü hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebilir. 
Sosyal Medya Kullanımı ve Sosyal Anksiyete Arasındaki İlişki Nedir? 
2015 ve 2020 yıllarında yapılan çalışmalara göre, sosyal medya platformlarının uzun süre kullanılması, sosyal anksiyetenin belirtileriyle ilişkilendirilmiştir. Ayrıca sosyal medyayı pasif kullanan yani paylaşım yapmayan, diğer insanlarla etkileşime girmeyen, sadece kimlerin neler paylaştığına bakan kişilerde sosyal anksiyete belirtilerinin daha yüksek olabileceği ortaya konmuştur.
 
Sosyal medya üzerinde, “yeni takipçiler”, “beğeniler”, “yorumlar” ve buna benzer diğer ögeler, beynimizin ödül sistemini aktif ederek “iyi hissetme” hormonumuz olan dopaminin salgılanmasını sağlar. Ödüllendirildiğinizi bir kez hissettiğinizde, yeni beğenilerin, takipçilerin ve güzel yorumların olup olmadığına bakmak için bilinçaltınızda sürekli sosyal medya hesaplarınızı kontrol etme isteği uyanır. 2015 yılında yapılan bir araştırmada, dopamin seviyesindeki azalmanın anksiyete ve endişeyi artırdığı ortaya konuyor. Bu yüzden sosyal medya hesaplarınızı kontrol etmeyi bıraktığınızda büyük bir eksiklik duyarsınız ve bu durum sizin kaygı ve endişe duymanıza sebep olabilir. Fakat siz zaten anksiyete belirtileri yaşıyorsanız sosyal medyanın anksiyetenizi ne düzeyde etkilediğini nasıl anlayabilirsiniz? Bu maalesef kişiden kişiye değişiklik gösteren bir durumdur. 
Size kendinizi başkalarıyla karşılaştırmanız için sonsuz seçenek sunan sosyal medya dünyasında, başkaları tarafından yargılanma korkunuz artacaktır. Sosyal medya üzerinden yaptığınız paylaşımların başkaları tarafından nasıl algılandığı hakkında çok düşünüyorsanız bu durum da sosyal anksiyete belirtilerini artırır.
 
Sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlarda yansıtılan hayatlar ve aslında yaşanılan hayatlar arasında uçurumlar olabiliyor. Sizlerin de sosyal medyada “çevrimiçi” sunduğu hayatınız ile “çevrimdışı” yaşadığınız hayat arasında büyük farklar varsa başkalarının sizin için neler düşünebileceğiyle ilgili kaygılanabilirsiniz ve sosyal anksiyete belirtilerinin şiddetini artırmış olursunuz. Sizi sadece internet üzerinden tanıyan ve hayatınızı orada gösterdiğiniz kadarıyla bilen kişilerle yüz yüze tanışma konusunda da endişeler yaşayabilirsiniz. 
 
Bazı sosyal durumlara uyum sağlayamadığınızı düşünüyorsanız, bu “uyumsuzluk” ya da “yetersizlik” hissi, sosyal anksiyete belirtileri olabilir. Özellikle ergenlerde sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanılması bu “yetersizlik” ve “uyumsuzluk” hissini artırabiliyor. Diğerlerinden daha farklı ya da eksik olduklarını hisseden ergenler, sosyal medyada gördüğü “çevrimiçi” gösterişli hayatlarla kendi hayatlarını kıyaslıyorlar ve bu durumda, sosyal anksiyeteye bağlı yaşadıkları belirtilerin yoğunluğu da artmış oluyor. 
 
Sosyal Medya, Sosyal Anksiyetenin Belirtilerini Azaltmaya Yardımcı Olabilir mi?
Sosyal anksiyete yaşayan kişiler için sosyal medyanın potansiyel faydalarıyla ilgili yapılmış çok sınırlı sayıda araştırma var.  Bazı araştırmacılar, çevrimiçi dünyada etkileşim kurmanın sosyal anksiyetesi olan kişiler için daha kolay olabileceğini düşünüyor. Bu, diğer insanlarla yüzleşmek veya tepkilerinden korkmak zorunda olmadığınız anlamına gelir ve bu yönüyle daha rahat hissettirebilir. Fakat sanal bir ortam, sizin yaşadığınız kaygılar için uzun vadede bir fayda sağlamaz. Yüz yüze iletişim kurmak yerine orada insanlarla etkileşim kurmak biraz daha kolaymış gibi gelse de yargılanma korkularınızdan ve beğenilmekle, onaylanmakla ilgili kaygılarınızdan kurduğunuz sanal dünyada da kurtulamayabilirsiniz. 
 
2014 yılında yapılan bir araştırma, Facebook üzerinden kişilerin birbirlerine gösterdiği sosyal desteğin, sosyal anksiyete belirtilerine iyi gelebileceğini gösterdi. Sosyal anksiyetesi olan ve Facebook kullanan kişiler, sosyal anksiyetesi olup Facebook kullanmayan kişilere göre daha rahat hissettiklerini ve sosyal medyadan keyif aldıklarını söylediler. 2016’da yapılan başka bir araştırmada ise sosyal anksiyete ile baş etmeye çalışan kişilerin birbirlerine sosyal medya üzerinden destek olmalarının, birbirleriyle bağlantı kurmalarının onlar için faydalı olduğu ortaya koydu. Fakat bu araştırma aynı zamanda sosyal anksiyetesi olan kişilerin sosyal medya platformlarını kontrolsüzce kullanmaya daha yatkın olabileceğini de gösterdi. Bu da bağımlılığa sebep olarak hayatınızda birçok farklı soruna yol açabilir. 
 
KAYNAK
Gillette W., (23 Haziran, 2021). Is Social Media Use Linked to Social Anxiety Symptoms? PsycCentral. 
https://psychcentral.com/anxiety/social-media-cause-anxiety 
 
Kemp S., (11 Şubat, 2021). Digital 2021: Turkey. Datareportal.
https://datareportal.com/reports/digital-2021-turkey 
10.08.2021
 
DBE Yetişkin ve Aile Bölümü

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

PANİK ATAK GEÇİREN KİŞİYE NASIL YARDIMCI OLUNUR?

“Panik atak geçiren kişiyle empati kurabilmek çok önemlidir. Onun yaşadığı duyguları anlayabilmeniz ya da aynı yoğunlukta hissedebilmeniz mümkün olmasa ...

STRES HANGİ DURUMLARDA İYİ VE FAYDALIDIR?

“Kısa süreli stres performansı artırır, bağışıklığı kuvvetlendirir ve hafızayı keskinleştirir.”   Stres, sağlığa zarar vermesiyle ...

İnsanlar Neden Eş Bağımlı İlişkileri Sürdürürler?

Eş bağımlı Kişilerin İşlevsiz İlişkileri Sürdürmesinin En Önemli  9 Nedeni İlişkiler çapraşıktır! Eş bağımlı kişilerin ilişkileri özelli...

En Pozitif 10 Duygu

Hissettiklerimizle baş edebilmemizin önemli bir kısmı duygularımızın ne olduğunu anlamak ve onları fark etmekten geçer. Hissettiğimiz duyguların farkında...

İlginizi Çekebilir :

Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu Nedir?

Hayatımızın normal akışında, sosyal olmanın, çalışmanın, hayatta kalabilmenin doğal bir şartı olarak duygularımızı, düşüncelerimizi, ihtiyaç ve isteklerimizi ...

Uçak Korkusu ile Baş Etme Teknikleri

Fobi terimi Yunanca “phobos”tan gelir. Phobos ‘uçmak, panik, terör’ anlamlarını taşır. Phobos adlı Yunan tanrısı, düşmanında korku ve ...

Depresyondaki Ebeveynin Çocuğuna Söyleyebileceği 7 Şey

“Genellikle ağladığımı çocuklarımdan saklayabilirim; fakat son zamanlarda birkaç defa yakalandım. Çünkü çok sık yanıma geliyorlar. İlkokula giden çocuğum ...

BİLİŞSEL ÖNYARGI NEDİR VE İNSANLARI NASIL ETKİLER?

Bilişsel önyargılar bizi, anılarımızı nasıl şekillendirdiğimizden inançlarımızı nasıl değerlendirdiğimize ve diğer insanlarla nasıl ilişkiler kurduğumuza ...