Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmak
Sınav Kaygısı ile İki Ana Adımda Başa Çıkılabilir.
Genellikle duygusal ve fiziksel belirtilerle kendini gösteren sınav kaygısını bu dönemde pek çok gençte görebiliriz. Yaklaşan sınavlar, kişilerin üzerinde büyük baskı yaratıp, performanslarını yeterince sergileyememelerine sebep olabilir. Bu durum duygusal yönden; panik hissi, sinirli olma, ağlama, aşırı engellenmişlik hissi, şaşkınlık, unutkanlık şeklinde kendini gösterebilirken fiziksel yönden kalp atışlarının hızlanması, mide bulantısı, titreme, kasılma, baş ağrısı veya aşırı terleme şeklinde sergilenebilir. Psikolog Merve Soysal, hayatta birçok şey gibi sınav kaygısının da öğrenilen bir davranış olduğuna dikkat çekerek, “Bir duygu öğrenilebiliyorsa aynı şekilde bırakılması, vazgeçilmesi de mümkündür. Bunun için ilk adım, bu davranışın nerede veya neden ortaya çıktığını belirlemek ve bu davranışın sonlandırılması için çalışmaya başlamaktır. Sınav kaygısı ile önce sebebini belirleyerek sonra da bir takım yöntemler kullanarak iki ana adımda başa çıkılabilir."
Sınav performansını düşüren diğer etkenlere bakılmalıdır.
Bu kaygının nedenlerine bakarsak, en basit sebebin öğrencinin sınava yeterince hazırlanmadığını veya bilgisinin yeterliliğine inanmadığını görürüz. Bu durumda sınava girdiğinde, bildiklerini tam kullanamadığı için heyecanlanır, dikkati dağılır, süreyi iyi bir şekilde kullanamaz ve sonucunda başarısızlığın sebebini ya sınav kaygısına ya da diğer dış etkenlere bağlar. Başarıya ulaşmak için öncelikle yapılacak şey, bilgi donanımını daha iyi bir hale getirmektir. Daha sonra sınav performansını düşüren diğer etkenlere bakılmalıdır; çocuğun yaşadığı aile ve çevre sorunları, duygusal sorunlar, dikkat eksikliği-hiperaktivite, öğrenme bozuklukları, motivasyon sorunları vb. gibi. Bazı öğrenciler gerçekten verimli bir şekilde hazırlanmış olup gene de sınavda istediği başarıyı tutturamaz. Bu durumun sebebi, öğrencinin ailesinin veya yakın çevresinin kendiyle ilgili olan beklentilerini karşılayamayacağını düşünüp endişelenmesidir. Kişi, o güne kadar hep başarılı bir öğrencilik hayatı olduğundan şimdi de buna uygun bir performansı sergilemesi gerektiğini yoksa utanacağını hatta acınacak duruma düşeceğini düşünüyor olabilir. Öğrenci, tek bir sınavın etkisini gözünde gerektiğinden fazla büyütüp, bu sınavın sonucunu doğrudan kariyerlerine veya yaşamdaki başarılarına bağlıyor da olabilir. Hatta bazıları, yeteneklerini bir kenara bırakıp kendilerine duydukları güveni, aldıkları puanlarla doğru orantılı şekilde ölçmektedir. Bu derece önem verilen ve olduğundan fazla anlamlar yüklenen sınav olgusunun büyük kaygılara sebep olması çok mümkündür. Bu durumun daha az etkili olması için bazı yöntemler kullanılmakta ve kişi kendinden beklenilen performansı daha rahat göstermektedir.
Sınav Kaygısını Azaltmak İçin Sınav Öncesi ve Sırasında Yapılabilecekler
Sınav öncesinde:
- Sınav kaygısını azaltmanın en temel yolu bilgi eksikliğini minimuma indirmek ve konulara olabildiğince hakim olmaktır.
- Kısa süre kaldığından bütün konuların tekrarını bu hafta ve üst üste yapmak bilgi depolamak yerine yoğun kaygılara sebep olabilir.
- Bir sınavın önemini öğrenci gözünde çok fazla büyüttüğü zaman, bu durum kaygısını daha da yükseltecektir. Öğrencinin hayatta alternatifler olduğunu unutmaması önemli.
- Kendilik değerinizin ölçüsü yaptığınız “doğru netler” değildir. Kim olduğumuza dair tanımlamalarımızı çok daha geniş bir açıdan bakarak yapmak çok önemlidir. Bu yüzden sahip olduğunuz diğer rollerinizi de düşünmeye çalışın. Kendinizi sadece öğrenci olarak düşünmek yerine aynı zamanda ailenizin erkek/kız çocuğu, arkadaş, müzisyen, sporcu vs. rollerinizi de düşünün.
- Sınavla ilgisi olmayan düşüncelerden uzak durmaya çalışılması önemlidir. Öğrencinin “ben bunu yapamam”, “bu sınavı geçemeyeceğim”, “sınavlarda hiçbir zaman başarılı olamadım”, gibi konuşmaların farkına varması ve bunların yerine daha pozitif, kendisini destekleyecek ifadeler düşünmesinde fayda var. Örneğin, “Bu sınava çok iyi hazırlandım.”, “Yapabileceğimin en iyisini yaptım.” gibi düşünceler kaygıyı azaltacaktır.
Sınav sırasında
- Bedeninizin gevşemesine izin verin. Kollarınızı iki tarafa doğru açın, gözlerinizi kapatın ve zihninizi olabildiğince boşaltın.
- Başınızdan başlamak üzere, öncelikle alın ve kafatası bölgesindeki kaslarınızın yaklaşık 10 saniye boyunca iyice gerilmesini sağlayın. Daha sonra bu kaslarınız tamamen gevşetin. İki durum arasındaki farkı düşünün ve bu kaslarınızın daha da fazla gevşemesine konsantre olun.
- Yaklaşık 30 saniyeden sonra aynı hareketleri, yüzünüzdeki, boynunuzdaki, kollarınızdaki, göğsünüzdeki, kısaca ayak parmaklarınıza kadar olan bütün kaslar için tekrarlayın.
- Gevşemeye devam ederken, kendinizi en gergin ve kaygılı hissettiğiniz durumları gözünüzde canlandırın. Kaygı hissetmeye başladığınız an, canlandırmayı durdurun ve tekrar gevşemeye çalışın. Bu gevşeme ve canlandırma işlemini, canlandırma sırasında hiçbir kaygı hissetmeyinceye kadar tekrarlayın.
- Kendinizi kaygılı hissettiğiniz zamanlarda, sık sık bu gevşeme tekniğini uygulayın.
Merve Soysal Başa, Uzman Klinik Psikolog - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Hamilelik, kadınlar için normal koşullarda birey için yeni ve bilinmez olmasının etkisiyle korkutucu olabiliyor. Anne adayları zaman zaman kendilerini endişeli ...
Gün boyunca duygularımızı yönetmemizi gerektiren çeşitli durumlarla karşılaşırız. Bazen beklenmeyen bir aksilik gelir başımıza ve stresle başa çıkmak durumunda ...
Romantik ilişkilerde aldatma, tüm dünyada ve tüm yaş gruplarında yaygın görülmektedir. Aldatma, insanlık tarihinin en eski zamanlarına dayanmaktadır. Günümüzde ...
BORDERLINE KİŞİLİK BOZUKLUĞU İLE YAŞAMAK Günümüzde Borderline’ın gerçekte ne anlama geldiği ve nasıl tedavi edildiği konusunda çok fazla k...
İlginizi Çekebilir :
Matheson et al. (2003) çiftler arasında yaşanan şiddete yönelik olarak uygulanan tedavi programlarının, genelde sadece erkeğin katıldığı eğitimsel veya...
“Takıntı; kişinin aklından çıkaramadığı ve tekrarlayan düşünceler, dürtüler, davranışlar veya sahnelerin bütünüdür. Kişi bunları kontrol edemez...
“Sporu yaşam tarzımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek, bazen aşılamaz görünen mutsuzluklarımızın, endişelerimizin, öfke patlamalarımızın, panik ...
26 Eylül 2019 tarihinde İstanbul'da yaşanan depremin ardından, günlük yaşamını sürdürürken deprem korkusu sebebiyle zorluklar yaşayan ve deprem korkusuyla ...