SAVUNMA MEKANİZMALARI NEDİR VE NASIL İŞLER?

Savunma mekanizmaları ilk olarak, ismine birçoğumuzun aşina olduğu Sigmund Freud tarafından belirlenmiştir. Savunma mekanizmaları, insanların, onlara kötü hissettiren düşüncelerden, kişilerden veya olaylardan kaçınmak için geliştirdikleri davranışlardır. Freud bu davranışları, insanların büyük hüzünlerden, suçluluk, öfke ve utanç gibi duygulardan kaçınmak için bilinçli ve kontrollü bir şekilde yapmadığını söyler. Tüm insanların doğası gereği sahip olduğu bu savunma mekanizmaları, çok sık veya uzun süre kullanıldığında bir sorun haline gelir.

Freud’un ortaya attığı teoriler ve yöntemler, bilimsel olarak ispat edilmesi mümkün olmadığı için terapilerde artık kullanılmamaktadır. Yine de onun teorileri psikoloji biliminin gelişmesine ve ilerlemesine ön ayak olmuştur ve savunma mekanizmaları gibi bazı tanımlamaları, hala geçerliliğini korumaktadır. Örneğin bir terapist danışanının “yansıtma” savunma mekanizmasını kullandığını fark ettiğinde, terapötik süreci kuvvetlendirebilecek bir ipucu yakalamış olur. Bizler de, belli başlı savunma mekanizmalarını öğrenerek, kendimizin ve çevremizdeki kişilerin davranışlarını anlamlandırmak ve ilişkilerimizi iyileştirmek için bu bilgilerimizden yararlanabiliriz.

EN SIK KULLANILAN 10 SAVUNMA MEKANİZMASI

1. İNKÂR

İnkâr, en yaygın kullanılan savunma mekanizmalarından biridir. Hayatın karşınıza çıkardığı bazı gerçekleri kabul etmekte zorlandığınızda ortaya çıkar. İnkâr savunma mekanizmasını kullanan kişi, acı verici, yıkıcı, travmatik olayların yaratacağı duygusal etkilerden kaçınmak için olay hiç gerçekleşmemiş gibi yaşamlarını sürdürmeye devam ederler. Örneğin çocuğu vefat eden bir annenin, akşam yemeklerinde çocuğu için masaya bir tabak daha koyması, kıyafetlerini yıkayıp ütülemeye devam etmesi gibi. Bu kişiyle yaşadığı üzücü olayla ilgili konuşmaya çalıştığınızda olay hakkında hiçbir fikri yokmuş gibi davranabilir ya da konuyu değiştirmeye çalışabilir.

2. BASTIRMA

İnkâr savunma mekanizmasından farklı olarak bu kişiler yaşadıkları üzücü olayın farkındadırlar, o olayı yaşadıklarını kabul ederler fakat yaşadıklarıyla yüzleşmek yerine, yaşananları unutabilmek ümidiyle o olay hakkında düşünmemeyi, konuşmamayı tercih ederler. Örneğin uzun yıllar evli olduğu eşinden ayrılan bir bireyin evliliğiyle ve ayrılık süreciyle ilgili hiçbir şey düşünmeden sanki ömrü boyunca hiç evlenmemiş gibi ve eski eşini hiç tanımıyormuş gibi yaşamına devam etmesi.

3. PROJEKSİYON/YANSITMA

Kişinin bir başkası hakkında sahip olduğu düşünceler ve hisler o kişiyi baş edemeyeceği kadar çok rahatsız ettiğinde, kişi duygularını karşısındakine yansıtmaya başlar. Yani tüm bu düşüncelere ve hislere sanki kendisi değil de karşısındaki kişi sahipmiş gibi davranır. Örneğin, kendisinden daha güzel ya da başarılı bulduğu için kıskandığı bir kişinin onu kıskandığına ve kötülüğünü düşündüğüne inanır. Ya da yeni iş arkadaşından hoşlanmamıştır fakat onun kendisinden hoşlanmadığını düşünür. Bu savunma mekanizması, kişinin genellikle kendisine yakıştıramadığı kıskançlık, suçluluk gibi duygulara sahip olduğunda ortaya çıkar.

4. YER DEĞİŞTİRME

Bu savunma mekanizması, kişinin, onu üzen ya da rahatsız eden kişiye tepki göstermek yerine başka bir kişiye ya da nesneye tepki göstermesidir. Örneğin, iş yerinde patronuna öfkelenen bireyin, öfkesini patronuna yansıtamadığı için evinde eşine ve çocuklarına yansıtması ya da öğretmenine öfkelenen ve tepkisini göstermekten çekinen çocuğun eve geldiğinde oyuncağını parçalaması.

5. REGRESYON / GERİLEME

Kendisini çok üzücü ya da tehlikeli bir durumda hisseden bazı kişiler, bilinçsizce, olduklarından daha erken bir gelişim çağına “kaçabilir”. Bu savunma mekanizması en çok çocuklarda gözlenir. Travma ya da bir kayıp yaşadıklarında aniden bebekmiş gibi davranmaya başlayabilirler. Örneğin yeni doğan kardeşini kıskanan bir çocuğun ailesinden daha çok ilgi görebilmek için bir bebek gibi davranması. Kendi başına yemek yiyebiliyorken annesinden yemek yedirmesini isteyebilir, yatağını ıslatmaya ya da parmağını emmeye başlayabilir.

6. RASYONELLEŞTİRME / MANTIĞA BÜRÜNDÜRME

Bu savunma mekanizmasını kullanan kişi, yaptığı davranışın yanlış olduğunun bilincindedir ve bu davranışını kabul edilebilir mazeretlerle açıklamaya çalışır. Örneğin hırsızlık yapan kişinin çaldığı şeyler için kendinde hak görmesi, ya da kumar bağımlılığı olan kişinin kendisini çok zor bir duruma sokmasına rağmen “Hayatta kazanmak da var kaybetmek de.” gibi bir ifade kullanması, şiddete uğrayan bir kadın için “O da o kadar açık giyinmeseydi başına bunlar gelmezdi” gibi düşüncelere sahip olunması.

7. YÜCELTME / SÜBLİMASYON

Bu, olumlu bir savunma mekanizması olarak kabul edilir. Kişinin sahip olduğu, toplum tarafından kabul görmeyecekgüçlü olumsuz duygularını, olumlu ve yararlı faaliyetlere çevirmesidir. Örneğin kişinin iş arkadaşına çok öfkeli olmasına rağmen ona zarar vermek yerine enerjisini atabileceği bir spor yapmayı tercih etmesi.

8. KARŞIT TEPKİ KURMA /REAKSİYON-FORMASYON

Bu savunma mekanizmasını kullanan kişiler nasıl hissettiklerinin farkındadırlar ancak içgüdülerinin tam tersi şekilde davranmayı seçerler. Örneğin sevgilisine çok kırgın ve öfkeli olan kişinin, terk edilmemek için tam tersine onunla çok mutluymuş ve iyi hissediyormuş gibi davranması ya da herhangi bir sebeple iş arkadaşından hiç hoşlanmayan bir kişinin o iş arkadaşını çok seviyormuş gibi davranması…

9. BÖLME

Bu savunma mekanizmasına sahip kişiler, dünyayı, insanları ve çevrelerinde olup bitenleri adeta ikiye bölerler. Örneğin bir insan onlar için ya çok iyidir ya da çok kötüdür ya da bir mekânıçok veya hiç sevmiyorlardır. Onlar için her şey siyah ya da beyaz gibidir, grileri yoktur. Ve bu kişiler çoğu zaman bu yönlerinin onlar için iyi bir özellik olduğunu düşünürler.

10. YAPMA BOZMA

Kişinin hatalı olduğunu kabul ettiği bir konuda, hatasını telafi etmek için yaptığı davranışlardır. Annesini üzen bir çocuğun, annesini mutlu edebilmek için yoğun bir şekilde ders çalışması, oyuncaklarını toplaması gibi… Ya da eşini aldatan bir bireyin eşini mutlu etmek için onu hiç olmadığı kadar hediyelere boğması, tatillere çıkarması.

Hayat, öngörülemeyen birçok riske ve zorlayıcı olaylara gebedir ve hepimiz, tüm bu olayların yıkıcı etkilerinden korunmak için savunma mekanizmaları adı verilen psikolojik stratejileri –çoğu zaman farkında olmadan- kullanırız. İnsanlar kimi zaman bu davranışları hayatlarını ve ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecek kadar sık ve uzun süre kullanırlar. Böyle durumlarda hangi savunma mekanizmalarını, ne şekilde kullanıldığını keşfetmenin en sağlıklı yolu, bunu bir terapist yardımıyla yapmaktır. Eğer bir ruh sağlığı uzmanı değilseniz yukarıda paylaştığımız savunma mekanizmalarını bilmek, sadece kendinizin ya da çevrenizdekilerin davranışlarıyla ilgili bir varsayım geliştirmemize yarar. Kendinizi ya da çevrenizdekileri, kullandığına inandığınız savunma mekanizmaları ile ilgili eleştirebilecek ya da uyarabilecek yeterliliğiniz yoktur. Çoğu zaman yorumlarınız da doğru olmayabilir.

 

KAYNAK
DefenseMechanisms. PsychologyToday.

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

Beyninizin Üç İşlevini Tanıyın - 2. Bölüm

Beyin hakkındaki küçük bilgilendirmeleri içeren birinci bölümden sonra beyin ile ilgili öğrenecekleriniz hakkında heyecanlandığınızı umuyorum. Bu bölümde, ...

Suçla Mücadele ve Beslenme

Beslenme suça neden olur mu? Bazı İngiliz araştırmacılar bu şekilde düşünüyor. İngiltere’de, en yüksek düzeyde güvenlik tedbirleri olan bir ...

Seviyor - Sevmiyor! Zehirli Bir İlişkinin 5 Belirtisi

Aranızda bir bağ olduğunu hissediyorsunuz. Sizi anlıyor ve herkesten farklı biri. Arkadaşlarınız bir türlü anlamıyor. Çoğu kez "aşık" ol...

Salgınlar ve Hastalık Korkusu İçin Çareleriniz Mevcut

Son zamanlarda başta Çin olmak üzere tüm dünyada bir salgın sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Güncel rakamlar henüz endişe verici bir seviyede değil, ülkemiz ve...

İlginizi Çekebilir :

İlişkilerde Güvenli Duygusal Alan Oluşturmanın 7 Yol

Duygusal güven alanının nasıl yaratılabileceğini anlamak, anlamlı bağlar ve sağlıklı ilişkiler geliştirebilmenin anahtarıdır. Peki, duygusal güven alanı nedir ...

Fobiler

Fobi terimi Yunanca “phobos”tan gelmektedir. Phobos ‘uçmak, panik, terör’ anlamlarını taşır. Phobos adlı Yunan tanrısı, düşmanında ...

Aşk ve Nefret

Aşık olma hali, çok yoğun duyguların yaşandığı, benliğin unutulup tamamen karşındakine odaklanıldığı ve partnerin kişinin kafasındaki bir şablona göre...

EMDR ve Ego Durum Terapisi

EMDR ve Ego-Durum Terapisi ile Kompleks Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Tedavisi Özet 2002’nin Mayıs ayında Frankfurt/Almanya’da...