Duygusal ve Fiziksel Çöküntü Durumu, Tükenmişlik

Duygusal ve Fiziksel Çöküntü Durumu, Tükenmişlik

Büyükşehirlerde yaşam şartları, ekonomik dengeler, yoğun iş temposu ve teknoloji kullanımı sonucunda yalnızlaşmanın artması, insanoğlunun doğadan ve kendi doğasından uzaklaşması ve daha çok kariyer yapma zorunluluğu gibi nedenler tükenmişlik sendromunu arttırıyor, oluşan farkındalık nedeniyle de bu kavramı etrafımızda daha sık duyar hale geliyoruz. Tükenmişlik sendromu konusunda merak edilenleri uzman psikologlara sorduk.

“Tükenmişlik” kavramı ilk kez 1969 yılında Bradley, sonra 1974 yılında daha ayrıntılı olarak Amerikalı psikolog Herbert Freudenberger tarafından ortaya kondu. Freudenberger, tükenmişlik sendromunu başarısız olmak, yorulmak, gücü ve kaynakları aşırı zorlamak olarak tanımlıyor. Herbert’in ardından konu üzerinde çalışan Maslach ve Jackson tarafından bu kavram geliştiriliyor. Günümüzde kabul gören tükenmişlik sendromu tanımında Maslach, tükenmişlik sendromunu; kişinin iş yaşamında ve diğerleriyle ilişkilerinde olumsuzluklara yol açan özsaygı yitimi, kronik yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının gelişimi ile birlikte seyreden fiziksel tükenme, duygusal tükenme ve entelektüel tükenmeyle karakterize bir sendrom olarak tanımlıyor.

Bir başka tanıma göre ise tükenmişlik, aşırı stres ya da doyumsuzluğa tepki olarak psikolojik geri çekilme durumu. Tükenmişlik, duygusal tükenme, duyarsızlaşma boyutlarında artış ve kişisel başarı boyutunda azalma olarak üç alt boyuttan oluşuyor. Ayrıca çalışma isteği yüksek olan bireylerin, çalışma isteklerini kaybetmeleri son aşama. Kısacası bu sendrom bir hastalık değil sadece bir durum ve süreç olmakla birlikte iş yaşamında yoğun baskı sonucu kişinin duygusal ve fiziksel çöküntü yaşaması olarak özetleniyor.

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Zat, tükenmişlik sendromunun belirtilerini şöyle özetliyor:

Psikolojik belirtiler; duygusal olarak bitkin hissetme, kolayca küçük şeylere bile öfkelenme, kronik sinirlilik, hatırlama, karar verme, odaklanma ve dikkati sürdürmede güçlük, hayal kırıklığı, çaresizlik, çökkünlük, endişe, huzursuzluk, düşük özsaygı, değersizlik inancı, eleştirilere kapalı olma, apati (duygusuzluk, kayıtsızlık), anlamsızlık hissi, yabancılaşma ve ümitsizlik.

Psikofizyolojik belirtiler; fiziksel yorgunluk, halsizlik, enerji kaybı, yeme ve uyku düzeninin bozulması, gastrointestinal bozukluklar, psikosomatik (psikolojik kökenli bedensel ağrılar) hastalıklar, solunum güçlüğü ve koroner kalp hastalıkları.

Davranışsal belirtiler; dikkatsizlik, erteleme, nihai karara varmayarak sürüncemede bırakma, işe geç kalma, hata yapma, istifa etmenin sık dile getirilmesi, motivasyon eksikliği, performans düşüklüğü, diğer insanlara karşı negatif tutum (ör. alaycı tavırlar), iş saatini farklı aktiviteler ile geçirme eğilimi, kuruma duyulan ilginin ve aidiyet duygusunun azalması, aktif olarak içe çekilme, umurumda değil tutumu, alkol ve madde kullanımında artma.

Tükenmişliği Tetikleyen Faktörler

  • İş yaşamından memnun olmama, mesleğini kendine uygun bulmama, meslek seçiminde isteksizlik
  • Kişinin yaşamdan ve işinden aşırı beklenti içinde olması,
  • Kişinin bireysel tatmin sağlayacağı başka kaynaklarının olmaması ve iş doyumunun benlik algısı için tek kaynak olması,
  • Sosyal destek azlığı,
  • Yoğun çalışma temposu, aşırı iş yükü
  • İş yerinde adaletsizlik,
  • Mobbing’e maruz kalma
  • Sürekli iyi performans sergileme gerekliliği,
  • Kendisini düşünmeksizin kendisini işe adama,
  • İdealistlik,
  • Üzerindeki sorumluluğu başka bir kişi ile paylaşamama,
  • Takdir edilmeme,
  • Mükemmeliyetçilik,
  • ‘Kazanmak Yok’ (No Win) durumu (kişi her ne yaparsa yapsın, biri(leri)nin mutlaka memnuniyetsiz kalması,
  • Eleştirel ve yargılayıcı bir çalışma ortamı,
  • Belirsiz roller ve sorumluluklar,
  • Sonu gelmeyen, gerçekleşmesi imkansız görevler,
  • Kişilerarası çatışmalar, çalışma zamanlarının planlanmasındaki hatalar tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasında rol oynayabiliyor.

Herhangi bir profesyonel de tükenmişlik sendromu yaşayabilir ancak doğrudan insana hizmet veren, geniş kitleler tarafından değerlendirilen ve eleştirilebilen meslek elemanlarının bu sendroma yakalanma ihtimalinin yüksek olduğu söyleniyor.

Zeynep Zat, bu sendromun genellikle başka insanlara iyi gelmeyi gerektiren (yardım eden profesyoneller) meslek gruplarında da görülme sıklığının yüksek olduğuna işaret ediyor. Tıpkı ruh sağlığı uzmanları, sosyal çalışmacılar, hemşireler, öğretmenler, özel eğitimciler gibi.

Şirketlere İş Düşüyor

Şirketler tükenmişliği önlemek için organizasyonlar yapabilir, belirsiz ücret ve görev tanımını netleştirebilir, uzun çalışma saatlerini kısaltabilir, kişinin özel yaşam dengesini bozmamaya özen gösterebilir. Ayrıca, tükenmişlik sendromu yaşayan kişinin, stres yönetimi eğitimi alması da bir çözüm olabilir.

Kişiler de farklı görevler ve farklı çalışma düzenleri ile iş yerindeki monotonluğu kırmaya çalışabilirler.
Zeynep Zat, “Kişi, tükenmeye başladığını fark ettiğinde, ona göre hayat tek bir şeyin etrafında, şekillenir olmuş demektir. Dolayısı ile ‘Bu hayatta beni ben yapan başka neler var? İş dışındaki ben kimim? Neler yapmaktan hoşlanırım? Kimler ile buluşmaktan hoşlanırım?’ sorularını sormak ve gelen yanıta göre yaşamı yeniden düzenlemek kendisine yardımcı olabilir.” diyor ve şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • İş dışındaki yaşam renklendirebilir. Hobilerine ve arkadaşlarına vakit ayırmaya özen gösterebilir.
  • Ailesi, eşi ve çocukları ile belirli süreleri mutlaka beraber geçirmeye ve bu saatleri beraber yapmaktan hoşlandıkları şeylerle uğraşarak geçirmeye dikkat edebilirler.
  • Spor gibi fiziksel aktiviteler yararlı olabilir. Bedenin hareket etmesi çökkün hissedilen durumlarda zorlayıcı bir aktivite gibi gözükse de bu hissin ortadan kalkması için de iyi bir yol olabilmektedir.
  • Bu süreçte, aile önemli bir rol oynayabilir; kişinin işteki rolü dışında da kendisi olarak da sevildiğini hissettirebilir.
  • Nefes ve gevşeme egzersizleri ve meditasyon teknikleri öğrenilebilir.
  • Yaşamında mizaha daha fazla yer açabilir.
  • Hayattaki kişisel ve kariyer hedeflerini tekrar gözden geçirebilir. Bu hedefe giden adımları daha gerçekçi, küçük, uygulanabilir ve somut şekilde planlayabilir.
  • Tüm sevdiklerinden destek istemek için iyi bir zamanlama olabilir.

Tükenmişlik sendromunun panzehiri, kişinin kendini güçlü hissetmesidir. Tedavi söz konusu olduğunda, literatürde sıklıkla kişinin uzaklaşıp ‘istirahat etmesi’ tavsiye ediliyor. Ayrıca, kişiye psikoterapi desteği de verilebiliyor. Zeynep Zat, “Psikoterapi kişinin hayatının kontrolünü etkin bir şekilde yapabilmesi, özel yaşamı ve iş yaşamındaki olumsuz durumlar ile daha kolay baş edebilmesi için gerekli becerileri edinebilmesi, stresli durumları daha iyi yönetebilmesi ve kaynaklarının güçlendirilmesi için kişiye yardımcı olabilir.” diyor.

Burcu Özçelik Sözer, Hürriyet İK

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

Salgın Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İçinde bulunduğumuz bu salgın sürecinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak harekete geçmemiz gerekir. Kendimizi maruz bıraktığımız haber miktarı...

Yeme Alışkanlığını Düzenlemek Sigara Bırakmaktan Zor

Daha zayıf ve sağlıklı olmak isteyen binlerce insandan, egzersiz programlarını aksatmayan, diyetisyenlerinin sözünden çıkmayan, rejim reçetelerini ellerinden...

İRRASYONEL-GERÇEKDIŞI DÜŞÜNCELERİNİZİN SESİNİ KISIN

İrrasyonel düşüncelere kapıldığınızda kendinizi diğer insanlardan izole edilmiş hissedebilirsiniz. Acaba herkes böyle düşünüyor mu yoksa tüm bunlar sizin...

Takıntılı Aşk

Takıntılı aşk kavramına aynı zamanda aşk bağımlılığı ya da ilişki bağımlılığı da diyebiliriz. Tanım olarak takıntılı aşk; kişinin gerçek yada ulaşılamayan ...

İlginizi Çekebilir :

MANİPÜLATÖRLERİN KAFA KARIŞTIRMAK VE KARŞIDAKİNİ ETKİLEMEK İÇİN KULLANDIĞI TAKTİKLER

“Dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın…” Karşınızda bir manipülatör olduğunu fark ettiğinizde en güçlü silahınız onu çok iyi tanımak ...

EGO TÜKENMESİ TEORİSİ: EGO TÜKENMESİNİN MESLEKİ TÜKENMİŞLİKLE NASIL BİR İLİŞKİSİ VAR ?

Ego tükenmesinden bahsetmeden önce egonun tanımını yapmakta fayda var. Beyin ve insan psikolojisi üzerinde sayısız çalışmalar yapmış Sigmund Freud’a göre ...

YEME BAĞIMLILIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR VE YAŞAMI NASIL ETKİLER?

Zihniniz, sağlığınızı, mutluluğunuzu, ilişkilerinizi ve günlük aktivitelerinizi engelleyebilecek kadar yemek yemekle ya da vücut ölçülerinizle meşgul ise yeme ...

Aşık Olmak Evlilikte Mutluluk İçin Yeterli mi?

Aşık bir çiftin evlilikten umut ve beklentilerinin çok yüksek olduğunu tahmin etmek zor değil. Bunun için aşkın hemen her yerde geçerli, evrensel diline bakmak ...