Deprem Korkusuyla Baş Etmek Artık Daha Kolay

Deprem Korkusuyla Baş Etmek Artık Daha Kolay

Geçtiğimiz ay Elazığ’da gerçekleşen deprem nedeniyle yalnızca şehrin kendisi değil, hepimiz sarsıldık. Binlerce insanın yara aldığı, evsiz kaldığı, içlerinde derin ruhsal yaraların açıldığı bir travmatik deneyime maruz kaldık. Ne yazık ki ülkemizde ne depremler ne de genel anlamda travmalar bitmek bilmiyor ancak gücümüz yettiğince metanetimizi korumak ve bu tür durumlarla baş etmek için nelerin faydalı olabileceğine dair konuşmamızda yarar var. 

99 depremiyle beraber aslında bir deprem ülkesinde yaşadığımızı ve hangi şehirde yaşarsak yaşayalım depremin, ülkemizin tamamının yadsınamaz bir gerçeği olduğunu gözler önüne sermekte. İstanbullular, 26 Eylül 2019’da gerçekleşen orta ölçekli denebilecek bir depremde bunu bir kez daha tecrübe etmişti. Sonrasında Ocak ayında hem Ege bölgesinde süregelen depremler hem de Elazığ depremi hayatımızın istesek de inkar edemeyeceğimiz bir gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. 

Deprem gibi bir olguya karşı geliştirdiğimiz korku elbette son derece gerçekçi. Ancak bu korku zaman içerisinde bizim günlük yaşamımızda işlevselliğimizi olumsuz yönde etkilemeye başladıysa, bunun gerçekle bağdaşan bir korku olmaktan çıkıp bir tür fobi haline geldiğini söylemek pekâlâ mümkün olabilir. Örneğin yalnızca deprem korkusundan dolayı okula veya işe gidememek hayatımızda büyük bir sorun yaratacaktır. Daha kötüsü, evden çıkamamak hayatımızı tümüyle olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. 

Bazı insanların depremi yoğun bir travma olarak deneyimlemeleri yadsınamaz bir gerçektir. Depremi bizzat yaşayan, göçük altında kalmış, depremde yakınlarını kaybetmiş insanların deprem konusunda aşırı hassas olmaları son derece anlaşılabilir bir durumdur. Bu bireylerin depremin yaşanmasından belli bir süre sonra hala depremle ilgili endişeler yaşamaları “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” ile doğrudan ilişkili olabilmektedir. Bu tür psikolojik sıkıntıları yaşayan bireylerde depremin ardından haftalar ve aylar geçmiş olmasına rağmen depremi yeniden yaşamakla ilgili yoğun endişelerin devam etmesi, depremle ilgisi dahi olmayan en ufak sarsıntıda dahi bu kişilerin deprem korkularının tetiklenmesi oldukça sık rastladığımız bir durumdur.

Eğer kendinizde veya sevdiklerinizde depremin geride kalmasının ardından hala günlük yaşamın sürdürmeye engel olacak boyutta yoğun bir deprem korkusu varsa bu, depremin travmatik bir etki yaratmış olması ile ilgili bir durum olabilir. Böyle durumlarda travma alanında yetkin bir uzmanla çalışmanız, depremle ilgili korkularınızı aşmanız ve hayatınıza kaldığı yerden mutlu ve huzurlu devam edebilmeniz açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Hepimize depremler ve tüm diğer felaketlerden uzak; sağlıklı, huzurlu ve mutlulukla dolu bir yaşam diliyorum.

Erkin Ünalan Klinik Psikolog - DBE Yetişkin ve Aile Terapi Merkezi

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

Aşk ve Nefret

Aşık olma hali, çok yoğun duyguların yaşandığı, benliğin unutulup tamamen karşındakine odaklanıldığı ve partnerin kişinin kafasındaki bir şablona göre...

Temizlik Takıntısıyla Titizlik Arasında İnce Bir Çizgi Var

“Takıntı; kişinin aklından çıkaramadığı ve tekrarlayan düşünceler, dürtüler, davranışlar veya sahnelerin bütünüdür. Kişi bunları kontrol edemez...

TEŞEKKÜR ETMEYİ ÖĞRENMEK

“Şükran duygusu, geçmişi anlamlandırır, bugüne huzur getirir ve yarın için bir vizyon yaratır.” Ama nasıl? Artık hepimiz, teşekkür etmenin, şükran ...

Deprem Korkusuyla Baş Etmek Artık Daha Kolay

Geçtiğimiz ay Elazığ’da gerçekleşen deprem nedeniyle yalnızca şehrin kendisi değil, hepimiz sarsıldık. Binlerce insanın yara aldığı, evsiz kaldığı,...

İlginizi Çekebilir :

EMDR Avrupa Derneği’nden Türk Araştırma Ekibine Prestijli Ödül

40'tan fazla proje arasından, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” yaşayan Suriyeli mültecilere EMDR Terapisi uygulayarak yaptıkları çalışmayla, ...

AİLE İÇİNDE NARSİST KİŞİLERLE NASIL BAŞ EDEBİLİRSİNİZ?

Ailenizde narsist kişilik bozukluğu olan kişilerle nasıl iletişim kuracağınıza ve aranızdaki ilişkinin sınırlarını nasıl belirleyeceğinize karar vermekte ...

Anoreksiyayı tetikleyen şey psikolojik mi? Anoreksiyanın belirtileri neler?

Anoreksiya, iştah kaybı ve yemeğe ilgisizlik anlamını taşır, anoreksiya nevroza ise bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya nevroza tanısı almış bireylerde beden...

İlişkilerdeki Bir Numaralı Olumsuz Döngü Nasıl Kırılabilir?

Çiftler arasındaki ilişki dinamiklerinden en problemli olanlardan birisi de kovalayan-çekinen “dansından” oluşur. Evlilik danışmanlığı yaptığım ...