Beynimizdeki Negatif Eğilim

Beynimizdeki Negatif Eğilim

Neden bir zamanlar bize yapılan hakaretler, kötü davranışlar beynimizin içine belki de yıllar boyunca yerleşip kalıyor? Niye insanların depresyonu geçiştirmek için fazladan çaba göstermesi gerekiyor?

Bütün bunlar beynimizdeki “negatif eğilim”den kaynaklanıyor: Beyniniz, kötü haberlere karşı daha fazla duyarlılık gösteriyor. Bu eğilim, o kadar otomatik bir şekilde meydana gelir ki, beynin bilgi işleme sürecinin en erken safhalarında bu keşfedilebilir.

Örnek olarak, önceden Ohio State University’de, şimdi ise University of Chicago’da çalışan John Cacioppo’nun çalışmalarını ele alabiliriz. Cacioppo, insanlara değişik duygular uyandıracak resimler gösterdi; pozitif duygu uyandıranlar (örn: Ferrari, pizza), negatif duygu uyandıranlar (örn: kötürüm bir surat, ölü bir kedi) ve nötr duygu uyandıranlar (örn: tabak, saç kurutma makinesi). Aynı zamanda, bu sırada oluşan bilgi işlemenin şiddetini yansıtan ve beynin serebral korteksinde meydana gelen elektriksel aktivite kayıt edildi.

Cacioppo’nun açıklamalarına göre; beyin negatif uyaranlara karşı daha güçlü bir tepki gösteriyor. Elektriksel aktivitede daha fazla bir dalgalanma meydana geliyor. Bu yüzden, tutumlarımız iyi haberlere oranla kötü olaylardan daha fazla etkilenmektedir.

Negatif olaylara daha fazla ağırlık vermemiz aslında iyi bir sebepten kaynaklanıyor olabilir ve bizi zarar verebilecek şeylerden koruyabilir. İnsanlık tarihi boyunca, hayatta kalmamızı tehlikelerden kaçma yeteneğimize borçluyuz. Beynimiz, bizim tehlikeleri fark etmemizi kaçınılmaz kılacak ve böylece bunlara tepki göstermemizi sağlayacak sistemler geliştirmiştir.

Negatif durumlara karşı beynin aşırı duyarlı olması, bu eğilimin yaşamımızın bütün alanlarında da çalışacağı anlamına gelmektedir.

Bu eğilimin, yakın ilişkilerimizin çoğu üzerinde güçlü bir rolü olduğunu öğrenmek süpriz olmamalıdır. Birçok çalışma göstermektedir ki, çiftler arasındaki ilişkilerde olumsuzluk ve olumluluk arasında ideal bir denge vardır.  Sağlıklı evliliklerde, olumlu ile olumsuz arasındaki dengeyi otomatik olarak ayarlayan bir termostat var gibidir.

Mutlu çiftleri, evliliklerinde derin sorunlar yaşayan diğer çiftlerden esas ayıran şey, birbirlerine karşı olan, olumlu ve olumsuz duygu ve hareketler arasındaki sağlıklı dengedir. Çok sık tartıştıkları halde, bu durumu birbirlerine sevgi ve tutku gösterileriyle dengeleyebilen çiftler vardır. Bu çiftler, pozitif davranışlara ne zaman ihtiyaç duyulduğunu net olarak bilirler.

Fakat bu işin hileli bir tarafı var. Negatif, pozitife oranla daha ağır bastığı için, dengenin sağlanması demek, pozitif ile negatif arasında %50 eşitlik olacak anlamına gelmemektedir.

Araştırmacılar, çiftlerin kavga ederek ve olumlu bir şekilde geçirdikleri zamanı dikkatli bir şekilde planını çıkardılar ve evlilik hayatını, her iki partner için de tatmin edici kılmak için gerekli olan olumsuzluk ile olumluluk miktarının arasında çok spesifik bir oran olduğunu buldular.

Bu sihirli oran bire beş. Karı-koca arasında her olumsuz olaya karşılık, beş kez pozitif duygular ve etkileşim meydana geliyorsa, bu evlilik zamanla daha dengeli olacak gibi gözükmektedir. Buna karşılık, boşanan çiftler aralarında gelişmekte olan olumsuzluklarla mücadele etmek için çok az pozitif şey yapıyorlar.

Diğer araştırmacılar da, yaşamımızın diğer alanlarıyla ilgili olarak benzer sonuçlar bulmuşlardır. Önemli olan, bire beş oranındaki bu küçük pozitif hareketlerin sıklığıdır.

Arasıra meydana gelen büyük pozitif deneyimler (örn: doğum günü kutlaması) de iyidir, fakat bu tip deneyimler, beynimizin negatif eğilimi önemsememesini sağlayacak etkiyi yaratmıyor. Terazide mutluluğun ağır basması için, küçük pozitif deneyimlerin sıklığı önemlidir.

Kaynak: www.psychologytoday.com / 21.06.2003

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

Evliliğin geleceğini anlamak için 10 dakika

Psikolog John Gottman çok sayıda çifti inceledikten sonra artık bir çiftin mutlu bir evliliği olup olmayacağın, boşanıp boşanmayacağını 10 dakikada yüzde 94 ...

Uyuşturucu Bağımlılığı

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, “sağlık nedenleriyle alınanların dışında, yaşayan organizmaya alındığında, organizmanın bir ya da birden çok...

DİSFONKSİYONEL AİLE YAPISI NEDİR VE ETKİLERİ NELERDİR?

Her ailenin ve aile üyeleri arasındaki ilişkilerin kendine özel dinamikleri vardır. Bir insanın yaşam boyu nasıl bir karaktere, kişilik özelliklerine, düşünce ...

KENDİNİ SEVMENİN YOLLARI

Bu hayatta neleri sevdiğinizle ilgili mutlaka düşünmüşsünüzdür. Güneşli günleri, yağmuru, kedileri, kuşları, çikolatalı keki, çiçekleri, matematik dersini, ...

İlginizi Çekebilir :

Aklın Oyunları

Beynimizin gerek psikolojik, gerekse beden sağlığımızı korumak için elinden geleni yaptığını ve daha pek çok işlevi ne denli muhteşem bir orkestrasyon...

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİ OLUMLU EYLEMLERE NASIL ÇEVİRİRİZ?

“Negatif bir düşünceye kapıldığınızı fark ettiyseniz durun ve bir ara verin. Onu uzaklaştırmak için kendinizle mücadele etmeyin. Karşı koym...

SANATIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNÜ KEŞFEDİN

Yaratıcılığı kullanmayı gerektiren aktiviteler, stresi azaltır, kişilerarası iletişimi kuvvetlendirmeye yardımcı olur ve bilişsel gelişimi destekler. Yapılan ...

BİLİŞSEL YETENEKLER YAŞ İLERLEDİKÇE GERİLER Mİ?

“Yaşlı bireylerde fiziksel güç ve hızın azalmasıyla birlikte zihinsel kapasitenin de azaldığına dair yaygın bir inanç vardır. Yapılan son araştırmalar...