‘’Beden algısı bozukluğu; kişinin dış görünümündeki önemsiz denebilecek kadar küçük veya hayali kusurlarıyla yoğun zihinsel uğraşı halidir. Hekimler veya psikologlar uygun soruları özellikle sormadıkları takdirde kişideki beden algısı bozukluğundan haberdar olamayabilirler.’’
Beden algısı bozukluğu; kişinin dış görünümündeki önemsiz denebilecek kadar küçük veya hayali kusurlarıyla yoğun zihinsel uğraşı halidir. Bireyde bu kusurlarla ilgili aşırı kaygı duyulması sebebiyle meydana gelen, kişinin işlevselliğine ve yaşam kalitesine büyük ölçüde zarar verebilen bir beden imgesi bozukluğudur. Toplumda yaygın görülmesine ve bir yüzyıldan uzun süredir literatürde tanımlı olmasına rağmen yeterince tanınmamaktadır. Yaşam kalitesini düşürmesi, özkıyım girişimlerine yol açması, kronik seyirli ve tedaviye dirençli olması sebebi ile uygun tanı ve tedavi süreci önem taşımaktadır. (Ray vd., 2012) Son zamanlarda, sosyal medya bağımlılığı ve yeme bozukluğu ile ilişkilendirilerek bu konuda araştırmalar yapılmaktadır. (Yılmaz D.E., 2020)
Epidemiyoloji ( Genel Nüfusta Ne Ölçüde Rastlanır? )
Beden algısı bozukluğu yaşayan bireylerin büyük bir kısmı, görünüşlerinde algıladıkları kusurları düzeltmek için genellikle dermatologlara, plastik cerrahlara ya da iç hastalık uzmanlarına başvurmaktadır. Bu sebeple bu bozukluğun psikiyatrik veya psikolojik toplumdaki yaygınlığını kesin olarak belirlemek güçleşmektedir. Psikiyatriste veya psikoloğa başvuran bireylerde dahi genel ruhsal muayene sürecinde çeşitli nedenlerle gözden kaçabilmektedir.
Yapılan bazı çalışmalara göre beden algısı bozukluğuna; dermatolojik başvurularda %12, estetik cerrahide ise %7-15 oranında rastlanmıştır. Ayrıca yapılan çeşitli araştırmalar sonucu, kadın-erkek oranı birbirine denk olarak bildirilmektedir. Çocukluk ya da erişkinlik çağlarında da ortaya çıkabiliyor olmasının yanı sıra genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan bu bozukluğun başlangıç yaşı ortalama 16’dır ve yıllarca tanı konmadan kalabilmektedir. Beden algısı bozukluğunun; bireylerin eğitimsel, mesleki ve sosyal yaşantılarında sorunlara sebep olmasının yanında karşı cinsle romantik ilişkilerden kaçınmaya sebep olduğu da gözlenmektedir. Ağır olgularda yaşanan sosyal kaçınma, bireyi evden çıkamaz hale getirebilmektedir ayrıca depresyon ve özkıyım girişimleri de bu bozukluğun seyrek olmayan komplikasyonlarındandır. (Aşkın R., 2007)
Klinik Özellikler
Belirtiler özellikle genç ve erkek bireylerde utanç duygusunun ardına gizlenmiş olabilir, temelde birey kendisini çirkin kabul eder veya herhangi birisinin bir bakışta fark edemeyeceği kadar küçük veya hayali bir kusur için aşırı derecede rahatsızlık duyabilir. Söz konusu rahatsızlık, bireylerin yüzlerinde vücutlarında herhangi bir bölge olabilir.
Sosyal anksiyete ve beden algısı bozukluğu arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada, beden algısı bozukluğu yaşayan bireylerin en çok rahatsız olduğu bölgeler: %54 oranında kafa/yüz bölgesi, %15.4 genel vücut, %12.8 kol ve bacak, %10.2 cilt, %5.1 cinsel vücut bölgeleri ve %2.5 vücut kokusu şeklinde bildirilmiştir. (Aronowitz B.R., vd., 1999)
Bireyde bedensel kusurlar ile uğraşma, obsesif bir nitelik taşır. Ayrıca algılanan kusurları inceleme, tekrar tekrar bakmak veya o bölgeye bakmaktan kaçınmak gibi kompulsif davranışlar gözlenmektedir.
Beden algısı çarpık olan bu bireyler psikiyatriste gitmekte senelerce gecikebilirler ve bundan önce çareyi estetik cerrah, dermatolog veya cildiye uzmanlarında arayabilirler. Bu aşamada yapılan müdahaleler kişiyi geçici olarak rahatlatabilir fakat ardından tekrar tekrar algıladıkları kusurlar için müdahale edilmesi gerektiği inancıyla sonuçsuz bir sürecin içine girerler. Hekimler veya psikologlar uygun soruları sormadıkları takdirde kişideki beden algısı bozukluğundan haberdar olamayabilirler. Çocuk ve ergenlerde klinik özellikler, yetişkinlerinkiyle benzerdir.
Tanı ve Tedavi Süreci
Beden algısı bozukluğu DSM-V’te (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) ve ilişkili bozukluklar bölümünde yer almaktadır. Bunun yanında veriler beden algısı bozukluğunun OKB ile aynı olmadığını da göstermektedir. Beden algısı bozukluğunda OKB’ye kıyasla içgörü daha zayıftır ve obsesyonlar dış görünüşle ilgilidir.
Beden algısı bozukluğu genellikle sinsi başlayan, düzelme ve alevlenme döngüsüyle ilerleyen bir seyir gösterir. Vücutta algılanan bir kusurun ne ölçüde önemli, gerçekçi veya hayali olduğunun anlaşılması güçtür ve nesnel bir ölçütü zordur. Bu sebeple estetik cerrahiye başvuran bireylerde bu bozukluğun fark edilmesi güçtür.
Tedavi sürecinde hasta ve danışan arasındaki güven ilişkisi çok önemlidir. Bu bireylerde terapi desteğinin yanında antidepresan ilaçların etkin doz ve sürede kullanımı umut vericidir.
DBE Yetişkin ve Aile Bölümü
Kaynaklar
1- Hollander E., M.D.& Aronowitz B., (1999). Comorbid social anxiety and body dysmorphic disorder: managing the complicated patient. J Clin Psychiatry 9, 27-31
2- Ray P., Demirkol M.E., & Tamam L., (2012). Beden dismorfik bozukluğu. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 4(4), 547-565
3- Aşkın R. (1994). Vücut dismorfik bozukluğu: 9 olgu. Türk Psikiyatri Dergisi 1,45-51
4- Aslan H., (2000). Beden dismorfik bozukluğu: bir gözden geçirme. Düşünen Adam 13(13), 33-41
5- Ata A., Vural A. & Keskin F., (2014). Beden algısı ve obezite. Ankara Med J 14(3), 74-84
6- Kaya Z., Dalkıç A., (2020). Instagram kullanan ve kullanmayan ergenlerde beden algısı ve öz-yeterliliğin incelenmesi. Gençlik Araştırmaları Dergisi 8, 48-69
7- Yılmaz D.E., (2020). Sosyal medya kullanan genç ve yetişkin bireylerde beden algısı ve sosyal görünüş kaygısının incelenmesi
DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz