BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLAN BİRİ İLE BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMAK
Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler yalnız kalmaktan korkarlar. Sağlıklı bireylere kıyasla yoğun bir şekilde terk edilme korkusu yaşarlar. Hayatlarıyla ilgili en ufak detaylar hakkında dahi karar vermek için sevdikleri, bağımlı oldukları kişiye ihtiyaç duyarlar. Bu tür durumlarda sağlıklı bir ilişki sürdürmek, neredeyse imkânsız gibidir.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu da ruhsal bir sağlık sorunudur. Sağlıklı ilişkiler kurmayı ve mevcut ilişkileri sürdürmeyi zorlaştırır. Eğer bu kişilik bozukluğuna sahip olan bir kişi ile ilişkiniz varsa, sizi sevdiğinde ve size güvendiğinde bu kişinin çok muhtaç, yapışkan tutumlar sergilediğini, terk edilmekten ve yalnız kalmaktan aşırı düzeyde korktuğunu kolayca fark edebilirsiniz. Özellikle romantik ilişkilerde zaman zaman herkes terk edilme korkusu yaşayabilir ve sevdiği kişi ile sık sık vakit geçirmek isteyebilir. Fakat Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişilerde durum bundan daha farklıdır. Bu kişiler adeta terk edilme korkularının esiri olurlar ve bu korku kişinin tüm eylemlerini ve kararlarını yönlendirir.
Bir kişiler, düşünce ve davranış şekilleri, içinde bulundukları mevcut kültürel ve toplumsal normlardan daha farklıdır ve bunları değiştirmeleri çok zor olabilir. Sağlıklı ve doğru olanın ne olduğunu hiç umursamadan sevdiklerini kaybetme korkusuyla mantıksız hatta tehlikeli davranışlar sergileyebilirler.
BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU’NUN BELİRTİLERİ
Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan birisi ile ilişki içinde olduğunuzda, terk edilmekten ya da reddedilmekten çok büyük bir korkuduydukları, ve bu korku onların tüm davranışlarını ve eylemlerini kontrol ettiğinden onun gerçekte ne hissettiğini veya neler düşündüğünü öğrenmeniz çok zor olabilir. Bununla birlikte ne giyecekleri, nerede işe girecekleri, kimlerle çalışacakları, kimlerle arkadaşlık edeceklerine kadar hayatlarıyla ilgili pek çok konuda bağımlı oldukları kişilerden bir talimat ya da onay beklerler.
Diğer temel belirtiler şunlardır:
- Yoğun şekilde ilgiye ihtiyaç duyarlar.
- Terk edilmemek için kişiliklerinden ve kurallarından ödünler verebilir hatta gerekirse itaatkâr davranabilirler.
- Sürekli olarak bağımlı oldukları kişilerden bir rehberlik beklerler ve güvence ihtiyacı duyarlar.
- Bağımlı oldukları kişilerle zıt düşmekten çok korkarlar. Bu yüzden onlarla aynı fikirdeymiş gibi davranabilirler ve onları memnun etmek için çok fazla çaba harcayabilirler.
- Kendi başlarına verdikleri kararlardan hiçbir zaman emin olamazlar.
- Bir ilişkileri son bulduğunda adeta yıkım yaşarlar.
- Bir ilişkilerini bitirmektense ilişki yaşadıkları kişi tarafından suiistimal edilmeye razı olabilirler.
BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLAN SEVDİKLERİNİZE NASIL DESTEK OLABİLİRSİNİZ?
Bir sevdiğinize henüz Bağımlı Kişilik Bozukluğu teşhisi konmamışsa fakat siz onda yukarıdaki belirtilere benzer davranışlar gözlemliyorsanız öncelikle bu kişilik bozukluğu ile ilgili olabildiğince bilgi edinmelisiniz. Bu kişilik bozukluğunun ilişkinizi ne şekilde etkilediğini veya etkileyebileceğini anlamaya çalışın.Aşırıya kaçan sorumlulukları üstlenmekten ve bu kişinin bağımlılığını pekiştirecek davranışlar sergilemekten kaçının. “Sende de zaten Bağımlı Kişilik Bozukluğu var. Senin yüzünden bu hallere düşüyoruz.” gibi suçlayıcı ifadelerle karşınızdaki kişinin üzerine gitmek yerine önce kendi davranışlarınızı nasıl düzenleyebileceğinizi düşünün. Ayrıca ruhsal bir durumun bir hastalık ya da bozukluk olarak değerlendirilmesi için üç önemli kriter vardır. Bunlar:
- Kişi bu durumu ne sıklıkta yaşıyor?
- Kişi bu durumu ne kadar yoğunlukta/şiddette yaşıyor?
- Kişi bu durumu ne kadar zamandır yaşıyor?
Karşınızdaki kişinin düşüncelerini ve davranışlarını değerlendirmeden önce tüm bu kriterlere dikkat etmelisiniz. Sonrasında bu kişi ile endişelerinizi ve ilişkiyle ilgili doğru bulmadığınız durumları paylaşın. Bir psikiyatrist ve psikologdan destek almasını önerin. Eğer isterlerse ilk seansa eşlik edebileceğinizi söyleyin. Sert ve yargılayıcı ifadeler kullanmak yerine destekleyici ve anlayışlı bir tutum sergileyin.
Tüm bunların dışında kişilik bozuklukları tıpkı diğer fiziksel hastalıklar gibi patolojik durumlardır. Her ne kadar iyi niyetli olsanız ve kendi başınıza çabalasanız da karşınızdaki kişiyi tek başına “düzeltmeniz” mümkün değildir. Üstelik kişilik bozukluklarının tedavisi, depresyon, anksiyete gibi ruhsal sağlık problemlerinden çok daha emek isteyen ve uzmanlar tarafından yapılandırılmış görüşmeler yani terapileruygulanmasını gerektirir. Bu süreçte sizin yapabileceğiniz en doğru hareket, karşınızdaki kişiyi sevdiğinizi, onun yanında olduğunuzu ve desteklediğinizi belirterek tedavi sürecine destek olmaktır. Unutmayın ki fiziksel ve ruhsal tüm sağlık sorunlarının tedavisine en büyük katkılardan biri, güçlü bir sosyal destektir ve sevgidir.
KAYNAK
Raypole C., (27 Kasım 2019). How toDevelopHealthyRelationshipswithDependentPersonality. GoodTherapy.
DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Narsisizm tabiri içerisinde kişinin kendi benliğine hayran olması, kendini aşırı önemsemesi, bunları yaparken çevresindeki ötekilerin ihtiyaçlarını görmezden ...
Evlilik, kişilerin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. İki kişinin de mutlu, huzurlu olduğu, uzun soluklu bir evlilik hayali ile bu karar alınır. Yeni ...
Bu yazıda “kendilik sistemi” ve bu sistemin bir parçası olan “kendine güven” kavramı ayrıntılı bir şekilde açıklanmaya çalışılacaktır. ...
Bir danışman ile görüşüyorsanız ya da gelecekte bir terapist bulmayı aklınızdan geçiriyorsanız size tam uygun olan bir terapist bulmanız çok önemlidir. ...
İlginizi Çekebilir :
Bu ay bir derginin sorduğu sorular üzerine beden algısı ve toplumun ve kültürün bu algıya yaptıkları etkiler hakkında bir yazı hazırlamak istedim. Toplumda ...
Hayatımızın normal akışında, sosyal olmanın, çalışmanın, hayatta kalabilmenin doğal bir şartı olarak duygularımızı, düşüncelerimizi, ihtiyaç ve isteklerimizi ...
Çok mutlu ve istikrarlı evliliklerde bile, sık sık ortaya çıkan belli başlı problemler bulunmaktadır. Evliliklerin Yürümesi için Sahip Olunması için ...
Mazisi oldukça kısa kabul edilebilecek EMDR uygulaması şu anda, başlangıçta tahmin edilemeyecek kadar yaygın kullanılmaktadır. 1987 yılında Francine Shapiro ...