“Anne Beyni” Farklı Mı Çalışır?
Hamilelik sırasında kadınların beyinlerinde, onları anneliğe hazırlamaya yardımcı olacak önemli değişiklikler meydana gelir. Odaklanma güçlüğü, unutkanlık gibi sorunlara yol açsa da bu değişimlerin pek çok olumlu yönü de vardır.
Birçok anne, doğumdan sonra düşünme ve hissetme biçimlerinde değişiklikler olduğunu ifade etmektedir. Ancak kadınların hamilelik ve lohusalık döneminde yaşadıkları biyolojik ve psikolojik değişimlerle ilgili yapılan araştırmaların sayısı giderek artmaktadır ve yakın zamanda yapılan bir çalışma, anneliğin dikkati azaltmadığını göstererek, uzun süredir devam eden bu algıya meydan okumaktadır.
Birçok çalışmada, doğum sonrasında annelere dikkat ve hafıza testleri yapılmaktadır. Bu araştırmalara göre ilk kez doğum yapan annelerin beyninde dikkat ve hafıza süreçlerini etkileyebilecek bir dizi hormon yoksunluğu yaşanmaktadır. Bu duruma bir de uykusuzluk eklenince annelerin dikkat ve hafıza gerektiren işlemlerde, normal koşullarda olduğu kadar performans gösterememeleri olağandır.
“Anne beyni” ile ilgili yapılan bir çalışmaya, en az bir yıl önce doğum yapmış 60 anne ve anne olmayan 70 kadın dâhil olmuştur. Katılımcıların reaksiyon sürelerini karşılaştırmak için ANT-R olarak adlandırılan Dikkat Ağı Testi(ANT)’nin bu araştırmaya uyarlanmış bir versiyonu kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarında, annelerin hiç hamile kalmamış ya da çocuk sahibi olmamış kadınlarla eşit ya da daha iyi performans gösterdiği görülmüştür.
Araştırmayı yürüten Dr. Miller, “bu özel çalışma için, doğumdan sonra en az bir yıl geçirmiş anneleri değerlendirdik. Çünkü anneliğin uzun vadeli etkilerini görmek istedik” diyor. Anneler ile anne olmayan kadınların dikkat kabiliyetleri arasında önemli ölçüde bir fark olmadığını belirtiyor. Annelerde dikkatin azalmasından ziyade artmasının mümkün olabileceğinden bahsediyor. Deneyin bir sonraki aşamasında farklı bir bilgisayar testi kullanıldı. Bu testte katılımcıların, beynin gelen uyaranlara verdiği tepki hızıyla ilişkilendirilen uyarı ağı ve beynin dikkatini yeni bir şeye yönlendiren, yönlendirme ağının hızı değerlendirildi. Araştırmacılara göre, çalışmaya katılan anneler, anne olmayan kadınlardan ortalama 10 yaş daha büyüktü. Fakat yaş farkı dengelendikten sonra bile, annelerin dikkat seviyelerinin, anne olmayan kadınlara kıyasla daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır.
Dr. Miller, annelerin çocuklarını, kendilerini ve çevrelerindeki kişileri güvende tutma içgüdüleri nedeniyle dikkat seviyelerinin artabileceğini söylüyor. Başka pek çok uzman da beyindeki bu değişikliklerin anne ve bebek arasında sağlıklı bir bağ kurmaya yardımcı olduğunu düşünülüyor. Fakat artan dikkat her zaman çok da iyi bir şey olmayabilir. Çünkü dışarıya karşı sürekli tetikte olmak ve dışarıdan gelen uyaranlara karşı daha fazla hassas olmak; anksiyete, kaygı ve yoğun stres gibi sorunlara neden olabilmektedir.
Bu süreçte aşağıdaki baş etme yöntemlerini kullanarak, bu süreçte yaşadığınız değişimlere daha kolay uyum sağlayabilirsiniz.
DİNLENMEYİ İHMAL ETMEYİN
Elbette anne olmak zor bir iştir ve mükemmel anne olmak için üzerinizde baskı hissediyor olabilirsiniz. Bu süreçte bir de kendinizi daha bitkin, dalgın ve unutkan hissediyorsanız böyle hissettiğiniz için kendinize karşı sert eleştiriler yapıyor olabilirsiniz. Ancak kendinizi ve anneliğinizi eleştirmek, suçluluk duymak size yardımcı olmayacaktır. Bunun yerine, diğer annelerin de benzer aşamalardan geçtiğini ve yalnız olmadığınızı, bunun normal bir deneyim olduğunu unutmamalısınız. Beyindeki değişiklikler, hormonal dalgalanmalar, uyku yoksunluğu ve yaşamından sorumlu olduğunuz biricik bebeğiniz, zihninizde birçok şeyin dönüp durmasına neden oluyor olabilir. İşte bu yüzden olabildiğince dinlenmeye ve bu sürece uyum sağlamak için kendinize zaman tanımanıza ihtiyacınız var. Anneliğe uyum sağlamak için özellikle vücudunuzda meydana gelen değişimlerin yalnızca geçici bir aşama olduğunu unutmayın.
NOT TUTUN
Özellikle unutkanlıkla başa çıkmak ve kısıtlı zaman dilimlerinde olabildiğince çok işi halledebilmek için kendinize kısa notlar tutabilirsiniz. Telefonunuzu, tabletinizi ya da küçük bir not defterini kullanabilirsiniz. Doktor randevularını, arkadaş ve aile üyeleriyle buluşma tarihlerini, alışveriş listelerini, kısa vadede gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizi ve bunlara benzer diğer şeyleri not defterinize kaydedebilirsiniz. Bir yapılacaklar listesi hazırlamak, özellikle gündelik yaşamınızda size büyük ölçüde rahatlık sağlayacaktır. Günlük ve haftalık planlamalar yapabilirsiniz.
EKSTRA UYKUYA MÜMKÜN OLDUĞUNCA VAKİT AYIRIN
Uykusuzluk ne yazık ki doğumdan sonra annelerin yaşadığı en büyük sorunlardan birisidir. Aslında annelerin yaşadığı dikkat eksikliği ve yüksek stres seviyesinin en önemli sebeplerinden biri de yaşadıkları uykusuzluktur. Yeni doğmuş bir bebekle yaşarken yeteri kadar uyumak neredeyse imkânsız gibidir. Birçok anne doğumdan sonra üretkenliğinin azaldığını ve bir işe odaklanmakta zorlandığını söyler. Buna sebep olan en önemli faktörlerden biri olan uykusuzluğu önleyebilmek için eşinizle dönüşümlü şekilde bebeğin bakımıyla ilgilenebilirsiniz. Gün içinde mümkün oldukça kestirebilirsiniz, uyuyamazsanız dahi sadece uzanıp kendinizi rahatlatabilirsiniz. Bebeğiniz uyuduğu halde ve başka hiçbir sorun olmamasına rağmen uyumakta güçlük çekiyorsanız bu durum başka bir bozukluğun belirtisi olabilir. Eğer öyleyse, doktorunuzdan ve bir ruh sağlığı uzmanından destek isteyebilirsiniz.
EGZERSİZ YAPIN
Fiziksel egzersiz, bu süreçte size yardımcı olacak en basit ve etkili araçtır. Yapılan araştırmalar fiziksel egzersizlerin, problem çözme, planlama yapma gibi belirli becerileri geliştirmede ve stresin olumsuz etkilerini yönetmede yardımcı olabileceğini gösteriyor. Haftada en az üç kez 30 dakika veya daha uzun süre hızlı yürüyüş, yüzme, kardiyo gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Yürüyüşlerinize bebek arabasıyla beraber bebeğinizi de götürebilirsiniz. Ya da kardiyo egzersizlerinde squat hareketi gibi egzersiz hareketleri yaparken onu da kucağınızda tutarak antrenmanlarınıza dâhil edebilirsiniz. Elbette doğumdan sonra bu tür bir egzersiz planı yapmadan önce doktorunuza danışmalısınız.
RUTİNLER OLUŞTURUN
Rutinler hem siz hem de bebeğiniz için faydalıdır. Uyku, yemek, spor, temizlik vb. aktiviteler için bir rutin oluşturabilirseniz stres ve kaygı seviyeniz de düşecektir. Rutinler bizi hayatımızın merkezinde hissetmemize ve gündelik işlerin üstesinden daha kolay gelmemize yardımcı olurlar. Belirlediğiniz rutinlere uyum sağlayabilirseniz gün geçtikçe kendinizi çok daha rahat ve kontrol sahibi hissedebilirsiniz.
Yukarıda bahsedilen tüm değişimlerin, zorlukların ve bunlara yönelik sizlerle paylaştığımız çeşitli tavsiyelerin yanı sıra unutmayın ki, her insan bu deneyimleri farklı şekilde ve düzeyde yaşayabilir. Eğer yaşadığınız süreç sizin için zorlayıcı bir hal aldıysa bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilirsiniz. Hayatlarımızda sahip olduğumuz tüm roller pek çok güzelliği ve zorluğu beraberinde getirir. Şüphesiz annelik tüm bu güzelliklerin ve zorlukların en yoğun şekilde hissedildiği kıymetli yaşam rollerinden biridir. Tüm zorluklara rağmen, hayatlarımızın diğer aşamalarında olduğu ve olması gerektiği gibi, yaşadığımız bu aşamanın da keyfini çıkarmayı ve pozitif bir bakış açısını benimsemeyi ihmal etmemeliyiz.
KAYNAK
Wood J., (2020). Is “Mommy Brain” A Real Thing? PsychCentral.
Miller V., VanWormer L.A., & Veile A., (2020). Assessment of attention in biological mothers using the attention network test. Current Psychology
DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Narsisizm tabiri içerisinde kişinin kendi benliğine hayran olması, kendini aşırı önemsemesi, bunları yaparken çevresindeki ötekilerin ihtiyaçlarını görmezden ...
“Ayrılıktan hemen sonra insanların “ruh keşfetme” faaliyetleriyle ilgili bir deney yapıyor. Bu süreçte insanların yapmayı sevdiği ama toksik ...
BORDERLINE KİŞİLİK BOZUKLUĞU İLE YAŞAMAK Günümüzde Borderline’ın gerçekte ne anlama geldiği ve nasıl tedavi edildiği konusunda çok fazla k...
Duygu; insana has ve insanın içinde bulunduğu durumu anlatan bir sözcüktür. mutlu-mutsuz, öfkeli-korkulu-coşkulu gibi… Düşüncelerden kaynaklanan ...
İlginizi Çekebilir :
‘’Fizyolojik hiçbir hastalıkla açıklanamayan fiziksel yakınmalar, derin bir mutsuzluk ve huzursuzluk halini, bedensel belirtilerle ifade etme...
Yansıtıcı düşünme ve öğrenme, öğrenme süreci boyunca bilgilerinizi, yeteneklerinizi ve performansınızı aktif olarak izleyebilmenizi ve değerlendirebilmenizi...
Başarılı evlilik için bir formülden ziyade bazı araştırmalarda ortaya çıkan bulgulardan bahsedebiliriz. Dünyanın önde gelen çift terapistlerinden ...
Romantik ilişkilerde aldatma, tüm dünyada ve tüm yaş gruplarında yaygın görülmektedir. Aldatma, insanlık tarihinin en eski zamanlarına dayanmaktadır. Günümüzde ...