Kurumsal Gelişim Merkezi

Türkiye'de Koçluk

Türkiye'de Koçluk

Türkiye’de firmaların Koçluk konusuna yaklaşımı birkaç sene önce biraz merak ve yenilik arayışının getirdiği çok da bilinçli olmayan bir şekilde başladı. Tam ne isteyeceklerini, ne alacaklarını bilmeden koçluk talep ediyorlardı. Biraz kulaktan duyma bilgilerle, hatta bazen terapi, bazen danışmanlık ya da her ikisini de içeren karışık bir hizmet gibiydi. Öncelikle şirketler yöneticilerine koçluk eğitimleri aldırmaya başladı. Daha sonra kişisel başvuranlar oldu. Halen de birbirine çok karışan ve farkı nedir bilinmeyen iki kavram var mesela: Koçluk ve Mentorluk.

Bu hizmetin dünyada genel olarak nasıl bir tanımı var diye baktığımızda görüyoruz ki, Fortune 1000 şirketlerinin %40’ı, koçluğu kurumlarının ana organizasyon hizmeti olarak kullanıyor. Bunlar dünyanın en büyük şirketleri. Türkiye’de koçluk uygulamaları ise henüz başlangıç aşamasında. Ama hızla gelişiyor ve yayılıyor.

Araştırmalar, koçluğu uygulayan şirketlerin altı kat daha fazla verimli olduğunu gösteriyor. Koçluğu bünyesine alan şirketlerde liderlik daha etkili uygulanıyor, buna bağlı olarak daha az eleman sirkülasyonu oluyor. Koçlukla yönetilen şirketlerin daha etkili stratejiler oluşturduğu görülüyor. Koçluk sayesinde yöneticiler takımlarını daha iyi motive ediyor, uyumlu çalışma ortamı yaratılıyor.

İnsanların işlerini bırakmalarının en önemli nedeni: Bağlı oldukları yöneticiler. Yüksek performanslı çalışanlarını kaybetmek istemeyen şirketler yöneticilerinin yöneticilik yetkinliklerini en etkin şekilde arttırmak amacıyla koçluk aldırıyorlar.

Yöneticiler, özellikle iletişim – ilişki yönetimi yetkinliklerini geliştirme, yöneticilik becerilerini artırma ve kariyer hedeflerine ulaşmada, iş-özel yaşam dengesini sağlamak için ya da farklı kariyer hedefleri ile ilgili koçluk hizmeti alabiliyorlar.

Türkiye’de yöneticilerde en yaygın gelişim alanlarından biri geribildirim verme konusu. Bu konu koçlukta çok işleniyor. Yöneticiler çalışanlarına zamanında ve doğru şekilde olumlu ya da olumsuz geribildirim verme konusunda zorlanıyorlar. Bunda önemli bir etken, kişilerin kibarlık ya da cesaret eksikliği nedeniyle direkt konuşmaktan kaçınmaları. Bazen de bunu çok önemsemiyorlar, öneminin ve nelere yol açacağının bilincinde olmuyorlar. Bu konuda koçluk almanın yöneticilerin performansını arttırmaya katkısı çok fazla.

Ayşegül Horozoğlu - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi

DBE Kurumsal Ölçme / Değerlendirme ve Eğitim Merkezi
Bizi Arayın  Eğitmenlerimiz

Benzer İçerikler :

UZAKTAN ÇALIŞMA MODELLERİ

Aşağıda belirtilen uzaktan çalışma modellerini göz önünde bulundurarak hangi çalışma modelinin şirketiniz için faydalı olacağına karar ...

Karar Verme Sürecinde Kaybetme Korkusu: Concorde Yanılımı 

Hayatınızın herhangi bir döneminde yatırım yaptığınız şeyleri kaybetmekten korktuğunuz için kötü yatırım yapmaya devam ettiğiniz oldu mu? Karar vermek insan ...

İŞYERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Yapılan araştırmalara göre iş dünyasında cinsiyet ayrımcılığı, yılda yaklaşık 2,8 milyon dolarlık üretkenlik kaybına yol açıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği, ...

BÜYÜK İSTİFA DALGASININ İŞ DÜNYASINDA ETKİLERİ

ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre, 4 milyon Amerikalı 4 Temmuz 2021 tarihinde istifa etti. İstifalar nisan ayında zirve yaptı ve temmuz sonunda ...

İlginizi Çekebilir :

ŞİRKETİNİZİN EĞİTİM İHTİYACI ANALİZİNİ NASIL YAPABİLİRSİNİZ?

Şirketlerin başarısını ve çalışanların performansını arttırmanın en önemli yollarından biri, çalışanların gelişime açık yönleri hakkında eğitimler ...

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ARTIRMAK İÇİN STRATEJİLER

Bir şirketin başarılı olabilmesi için en temel etkenlerden biri, çalışanların motivasyonudur. Çalışanlarınızın potansiyelini en iyi şekild...

İŞ YERİNDE FAYDALI TARTIŞMA ORTAMI OLUŞTURMA YOLLARI

İş yerinde iş birliğini ve verimi artırmanın en önemli yollarından biri, çalışanların arasında açık bir iletişim sağlamaktır. Çalışanlar fikirlerini paylaşma...

DEPREM SONRASI ÇALIŞANLARIN PSİKOLOJİSİ

Tüm ülkeyi derinden yaralayan depremin etkisiyle maalesef ki öncelikli olarak deprem bölgesindeki kişiler, ikincil olarak da diğer herkes travmaya maruz...