İŞ DÜNYASINDA MESLEKİ BECERİLER Mİ KİŞİLİK YAPISI MI DAHA ÖNEMLİ?
Bir yönetici ve işveren olarak şirketiniz için en uygun, en başarılı kişileri işe almak istiyor olmalısınız. İşe alım sürecinde adayların özgeçmişini taramak, adayın yeteneklerini ve ne kadar başarılı olduğunu görebilmeniz için en kestirme yol gibi görünüyor. Peki, mesleki becerilerinin de yeterli olduğunu düşündüğünüz adayların arasından kurumunuz için en uygun kişiyi nasıl belirleyebilirsiniz? Bu süreçte, yıllar içinde iş dünyasında önemi giderek artan “kişilik” kavramı devreye giriyor.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, işe alım sürecinde kişilik özellikleri kriteri artık mesleki beceri kriterinin önüne geçiyor. 500’den fazla liderin katılım gösterdiği bir araştırmada liderlere, iş dünyasında yaşanabilecek olası zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olacağına inandıkları nitelikler hakkında sorular soruluyor. Liderlerin %78’inin çalışanlarında olmasını en çok arzu ettiği niteliklerin “kişilik” özellikleri ile ilgili olduğu ortaya çıkıyor. Bundan sonra ise en çok arzu edilen nitelikler “kültürel uyum” ile ilişkilendirilebilecek nitelikler oluyor. “Mesleki beceri” ise sonlarda yer alıyor. Yani işverenlerin en çok değer verdiği ve aradığı özelliklerin büyük bir çoğunluğu aslında kişilik özelliklerini kapsıyor.
Ünlü milyarder birlider ise bu konu hakkında şunu söylüyor: “Harika bir çalışan ararken bakacağınız ilk şey, adayın şirket kültürünüze uyan bir kişiliğe sahip olup olmadığıdır. Becerilerin çoğu öğrenilebilir ancak insanların kişiliklerini değiştirmek ve onları bu konuda eğitmek çok daha zordur.”
Harvard Business School’un yaptığı, dünya çapında 11 şirketi kapsayan 54.542 çalışanla gerçekleştirilen bir başka araştırmada, kişilik özelliklerinin mesleki becerikriterinden daha kritik olduğu ortaya çıkıyor. Bu araştırmaya göre, yöneticiler uygun kişilik yapısına sahip olmayan, “toksik” davranışlar sergileyen çalışanları işten çıkarmak yerine onlardan kaçınmak için uğraşıyor. Fakat bu pek geçerli ve uzun vadeli bir çözüm değil. Araştırmada ayrıca toksik davranışlar sergileyen çalışanların güçlü üreticiler oldukları, görevlerini daha hızlı tamamladıkları ve kendilerine aşırı güvendikleri ortaya çıkıyor. Bu durum, “toksik” çalışanların yöneticiler tarafından nasıl bu kadar uzun süre tolere edilebildiğini de açıklar nitelikte. Fakat yüksek üretkenlik ve hızlı yürütülen iş süreçleri bu “toksik” kişilere katlanmaya gerçekten değer mi? Bu çalışanlar, etik olmayan davranışlarıyla diğer çalışanların moral ve motivasyonunu düşürerek, uzun vadede şirkete faydadan çok zarar veriyorlar.
Uygun kişilik yapısına sahip olmayan çalışanlar gerçekten çok zeki ve yetenekli de olabilirler. Fakat diğerleri için bu kişilerle her gün aynı ortamda çalışmak, hem çalışanlar hem de yöneticiler için katlanılamaz bir hal alabilir. Üstelik bu kişiler, diğerlerinin moral, motivasyonunu da kötü etkileyerek şirketin genel performansının daha çok düşmesine neden oluyorlar. Hiç kimse bu tür kişilerin uygunsuz davranışlarının cezasız kaldığı ya da görmezden gelindiği bir iş yerinde çalışmak istemez. Bu durum, stres ve iş tatminsizliğinin önde gelen nedenlerindendir. Düzeltmek için hiçbir şey yapılmadığı takdirde çalışanlarda strese bağlı sağlık sorunlarına dahi yol açabilecek kadar mühim bir sorun haline gelebilir.
Tüm bunlar sebebiyle, daha az üretken olsa dahi açık fikirli, saygılı, düşünceli, sınırlarını belirleyebilen, etik değerlere sahip çıkabilen, kurum kültürünü benimseyen, güvenilir çalışanlar, uygun kişilik yapısına sahip olmayan çalışanlardan çok daha değerli hale geliyor. Çalışanları kişilik özelliklerine göre değerlendirerek uygun pozisyonlara yerleştirmek, uzun vadede maliyetin düşmesini ve turnover oranının da azalmasını sağlıyor. Üretkenliği artırabilmek için dengeli, işlevsel ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturulmasını sağlayabilmek, yüksek performanslı, yetenekli çalışanlardan ekipler oluşturmak kadar önemlidir.
İşe alımda kişiliğin en önemli faktör olduğu konusunda hemfikir olmasanız dahi, karar verme sürecinde önemli bir rol oynadığı kesinlikle yadsınamaz. Peki, bir adayın şirketiniz için uygun bir kişilik yapısına sahip olup olmadığını nasıl anlarsınız? Özgeçmişlerini incelediğiniz ve şirketiniz için uygun olabileceğini düşündüğünüz adaylarla yaptığınız mülakatları nasıl yapılandırıyorsunuz? Mülakat, adayları daha yakından tanımak, adayların diğer çalışanlarla ve şirket kültürüyle ne kadar iyi uyum sağlayabileceklerini görebilmeniz için iyi bir fırsattır. Fakat bazı insanlar yapacağı iş için gerekli ve yeterli kişilik özelliklerine sahip olsa da mülakatta bu yönlerini ortaya çıkarmakta zorlanabilir, karşınızda telaşa kapılarak normalde olduğundan daha farklı, istemeyeceği bir profil çizebilir. Tüm bunların önüne geçebilmek ve objektif sonuçlar elde edebilmek için işe alımlarda kullanılmak üzere, iş dünyasına göre yapılandırılmış kişilik testleri mevcuttur.
DBE Kişilik Envanteri hakkında bilgi almak için tıklayın.
Sonuç olarak, adayları mesleki becerilerine göre mi yoksa kişilik yapılarına göre mi işe alacaksınız? Bu sorunun doğru ya da yanlış bir cevabı yok ve olması da gerekmiyor. Elbette performansı ve üretkenliği gözeterek yetenekli ve başarılı adayları işe almalısınız ama bu süreçte onların kişilik özelliklerini de değerlendirmelisiniz. Aslında kendinize sormanız gereken üç temel soru var:
- Şirketiniz için daha iyi olan nedir?
- Adayın dahil olacağı ekibiniz için daha iyi olan nedir?
- Adayı yerleştireceğiniz pozisyon hangi mesleki becerilere ve kişilik özelliklerine sahip olmayı gerektiriyor?
Nihai olarak, becerileri ve kişilik özelliklerini ne düzeyde ele alacağınız yine sizin kararınızdır. Adayların sayısı ve nitelikleri, şirkette sahip olacakları rolleri, kurum kültürünüz, çalışacakları işin gerekliliklerine göre şirketiniz için en iyi seçimi yapmalısınız. Burada net cevaplar yoktur. Sadece doğru dengeyi kurmanız gerekmektedir.
KAYNAK
Sines D., (1 Eylül 2018). Skills vs. Personality: Which is MoreImportant? Business Lobby.
Rodriguez D., (11 Mart 2019). TalentorPersonality? Which is MoreImportanttoYourCareer? ClearenceJobs.
DBE Kurumsal Ölçme / Değerlendirme ve Eğitim Merkezi
Bizi Arayın Eğitmenlerimiz
Benzer İçerikler :
Eğer kaygıdan dolayı sorun yaşayanlardan biriyseniz, gününüzün büyük bir kısmını fiziksel belirtilerle boğuşarak, korku duyarak, veya yaşadığınız kaygı hissini ...
“Personel yönetimi 1980’li yılların sonlarının ardından insan kaynakları yönetimine doğru bir değişime uğramıştır. İK yönetiminde işgücü...
Personel seçimini, en basit şekliyle “belirli bir görev için en uygun adayı seçmek” olarak tanımlarsak, bu sürecin temel hedefinin en uygun adayı ...
Hiç tanımadığınız insanların bulunduğu ve kimsenin de sizi tanımadığı bir ortamda yalnız başına bulunmak her zaman zordur. Yeni bir işe başlayan biri, hiç...
İlginizi Çekebilir :
Beyinlerin yüksek verimlilikle çalışmasını sağlayan 10 alışkanlık nedir? Öğrenin. “İşleyen demir ışıldar,” sözündeki ...
Yapılan araştırmalara göre iş dünyasında cinsiyet ayrımcılığı, yılda yaklaşık 2,8 milyon dolarlık üretkenlik kaybına yol açıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği, ...
Öncelikle diğer uygulamalarla fazlaca karıştırılan “iş rotasyonu” kavramının tanımını yapmamız gerekir. İş rotasyonu; örgütlerde üst, orta ve alt ...
Türkiye'de 15-55 yaş arasındaki nüfusta ene yaygın hastalıklardan içinde depresyonun ilk beşte yer aldığını söyleyen DBE Davranış Bilimleri ...