Televizyonun çocuk üzerindeki etkileri
Okulların açılmasına sayılı günler kala "televizyon"a dikkat! Yapılan araştırmalara göre televizyonun, çocukların sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilediği ve zihinsel, ruhsal gelişimlerinde bozukluklara neden olduğunu söylüyor. Günümüz koşullarında çocukların gelişim dönemlerini televizyon karşısında geçirmelerinin yarattığı olumsuz etkileri DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Dr. Klinik Psikolog Ayşe Bombacı anlattı...
Günümüzde televizyon tüketiminin zararları tartışılırken odak noktası çoğunlukla bir çocuğun hangi-yaşta, ne kadar süreyle televizyonda ne izlemesi gerektiği yönünde oluyor. Oysaki bu soruyu sorarken, doğumdan sonra insan beyninin gelişimiyle ilgili tespit edilen güncel bilimsel sonuçlara bakmak gerekir. Genetik yapının, beynimizin gelişimini direkt olarak belirlediği tezi, bilim dünyasındaki geçerliliğini artık kaybetti. Biliyoruz ki, doğumdan sonra bir bebeğin beynindeki hücreler arasındaki iletişimi sağlayan sinirsel bağlantılar ilk başlarda maksimum sayıdadır. Zaman içinde çocuk büyürken beynin kullanımına bağlı olarak aktive edilmeyen, yani kullanılmayan sinirsel bağlantılar beyinde yok olur. Bu yüzden bir çocuğun gelişmekte olan beyni için yapabileceği en iyi şey, bedenini kullanarak dış dünyasıyla iletişime geçmesidir. Yani etki ettiği ve ona tepki veren bir dünya içinde emekleyebilmeli, ilk adımlarını atabilmeli ve koşabilmelidir. Beynin olumlu yönde gelişimini destekleyen bu tarz bir ilişkiyi çocuklar televizyon izlerken kuramazlar. Televizyonun karşısında oturan bir çocuk, bedenini hissedemez; çünkü onu kullanmıyordur.
Biçimlendirme İsteği Körelir
Çocuk televizyon karşısındayken, insanlarla kurduğu ilişkide olduğu gibi etki edince tepki almayı bekler. Örneğin, televizyonda ilk defa çizgi film izleyen küçük bir çocuk, ekranda gördükleriyle iletişim kurmaya çalışır. Mesela, tavşana tilkinin nerede saklandığını söyler. Yani kurduğu neden-sonuç ilişkilerinden hareketle olayları biçimlendirmeye ve etki etmeye çalışır. Bu, onun en temel ihtiyaçlarındandır. Etki edemediğini gördükçe kendini geri çeker ve pasif bir izleyiciye dönüşür. Çünkü dış dünyasını biçimlendirme isteği televizyon karşısında giderek körelir. Bu yüzden Avrupa'daki ve özellikle Almanya'daki birçok uzmanın savunduğu gibi çocuklar ilkokula başlayana kadar mümkünse televizyonun karşısına hiç oturmamalıdırlar. Çünkü bizim davranışlarımızı planlamamızdan, dürtülerimizi kontrol etmemizden ve hayal kırıklıklarını tolere edebilmemizden sorumlu olan insan beyninin en kompleks bölümü prefrontal korteksin gelişimi özellikle hayatımızın ilk 6 yılında biçimlenir.
Okunanlar Çocuğun Zihninde Resme Dönüşür
Televizyon yerine, annesi ya da babasıyla birlikte resimli bir kitap okuyan çocuğun, zihinsel, duygusal ve sosyal alandaki gelişimi daha olumlu etkilenir. Okunanlar çocuğun zihninde resme dönüşür. Hikâyenin akış hızını çocuk kendi belirleyebilir. İsterse, ilgisini çeken resme daha çok zaman ayırabilir. Oysaki televizyon karşındaki bir çocuk daha hayal gücünü kullanmaya başlamadan ekranda bir sonraki resim yerini almıştır bile.
Akşam / 11.09.2015
Haberi pdf formatında okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Doğum sonrası dönemde anneleri en çok zorlayan konulardan biri de, bebeklerinin geceleri sık sık uyanmasıdır. Klinik Psikolog Dr. Ayşe Bombacı nın hem annelik ...
İstanbul'da Trump Alışveriş Merkezi’nde yarın açılacak bu şehrin kendi anayasası, pasaportu, kamu binaları ve sadece burada geçerli parası bile var. ...
Bilgisayar başından kalkmayan, cep telefonuna adeta yapışık yaşayan, arkadaşlıklarını sanal ortamda arayan çocuklara aileler nasıl ayak uyduracak? Uzmanlara...
Anne ve çocuk ilişkisinin kalitesi iş - yaşam dengesine dayanıyor. Konuyla ilgili görüş aldığımız DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Uzman Psikolog...
İlginizi Çekebilir :
"Konuşurken dinlemez", "Uzun uzun anlatırsın sonunda 'efendim ne dedin?' der", "Yaptıklarını fark etmez", "Yemek ...
Trafik kazası, istismar, deprem, maden kazası, deprem, bomba... Toplum olarak travma üstüne travma yaşar hale geldik. Ve korkarım, bu ortam devam edecek gibi...
Yakın zamana kadar çalışanların en büyük kâbusu olan performans baskısı, yeni çalışma modelleriyle tarihe gömülüyor. Y Kuşağı çalışanlarını korku ve ...
Kıskançlık insanın doğasında olan bir duygu; azı karar çoğu zarar, özellikle de iş dünyasında. Kararında kıskançlık iş yerinde motivasyonu artırırken, abartılı ...