Kadın Yönetici Karlılığı Arttırıyor
Son dönemde yapılan bir araştırmaya göre kadın liderler, kurumların kârlılığını arttırıyor. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Müşteri İlişkileri Danışmanı Rabia Ertan, "Önemli olan cinsiyet değil, liderin mevcut yetkinliklerini geliştirmesi," diyor.
Son 30 yıldır kadın hakları savunucuları "Cam Tavan/Glass Ceiling" kavramını, çeşitli sosyo-kültürel önyargılar sebebiyle kadınların iş hayatında yükselişini engelleyen etkileri anlatmak için kullanılıyor. Ancak araştırmalar, "cam"ı kendi isteği ile kıran şirketlerin daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor.
Yapılan incelemelere göre, Fortune 500 içinde yer alan ve kadın çalışanlarına en çok terfi olanağı sağlayan 25 şirketin karlılığı, diğerlerine oranla yükseliyor. Kalan 25 şirkete ilişkin yapılan farklı bir değerlendirmede ise, kadın çalışanlarına çok iyi terfi olanakları sağlayan şirketlerin, bunu daha az yapan şirketlere oranla daha karlı oldukları belirlendi. Aynı araştırmaya göre sektör ortalamalarının kar yüzdesi 4,8 olarak hesaplanırken, bu rakamın kadın yönetici sayısının çok olduğu şirketlerde yüzde 6,4'e kadar çıktığına değinen DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Müşteri İlişkileri Danışmanı Rabia Ertan, "Sermaye baz alınırken yapılan karlılık değerlendirmelerinde ise yüzde 18 daha iyi performans gösterdikleri görüldü. Sırf bu rakamlar bile bize, kadınların şirketler için ne kadar önemli liderler olduğunu gösteriyor," dedi.
Kadınların yaradılışlarında daha etkin bulunan sabır, özveri ve çok-görevlilik, iş hayatında da onlara üstünlük sağlıyor. Rabia Ertan'a göre "şirketlerin kadın yöneticilerinin kurumlarına daha fazla katkı sağlayacağını fark etmeleri ve bunun için de doğru İK strateji ve uygulamalarını hayata geçirmeleri" gerekmekte.
Önemli Olan Yönetim Tarzı
Rabia Ertan, liderliğin her kurum için farklı tanımlar içerebileceğine, bu nedenle kadın-erkek olarak bakmaktansa, yetkinlik bazlı değerlendirmeler gerektiğine dikkat çekti. Kurum bazlı liderlik becerilerinin, yetkinlik beklentilerini de çeşitlendirilebileceğini, bu çerçevede kurumun ihtiyacı olan yetkinliklerin belirlenmesinin ardından, liderlik özelliklerini geliştirmek için gelişim planlamalarına başlanması gerektiğini ifade etti. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün 16PF Kişilik Envanteri'nin bu noktada iyi bir kılavuz olacağı görüşünde olan Ertan, şunları ifade etti: "16PF Kişilik Envanteri teorisine göre; yönetmenin ve yönlendirmenin öğretilebileceği öngörülür. Ancak davranış değişikliği olarak tabir ettiğimiz bu öğrenme, bir süreç olarak tanımlandığından, zamana bağlı bir ivmesi vardır.
Kişilerin ilişki kurma ve geliştirme isteği, kurallara bağlı ya da sorgulayan tarafta olması, baskın ya da alttan alan profilde olması, karar verme süreçlerinde diğerlerinin fikrini almak istemesi yahut bireysel karar alma ihtiyacı, liderlik süreçlerinde geliştirilebilecek özelliklerdendir."
Ankara BaÅŸkent / 08.03.2017
Haberin devamını pdf formatında okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Koçluk, Türkiye'de resmen meslek kabul edildi. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Proje Yöneticisi ve Eğitmeni, Uzman Endüstri ve...
Üniversite Adaylarının 'Fedakârlık Sınırları' Ne Olmalı? Üniversite sınavına hazırlanma süreci öğrenciler ve aileleri için strese yo...
Her geçen gün kitap okumaya ilgi azalıyor. Aileler çocuklarını teknoloji çağının kurbanı yapmamak için kitap okuma alışkanlığını çocuklarına kazandırmayÄ...
Kendilerine gülen, bizi de güldüren komik kadınlar... Kendilerini gün geçtikçe daha çok ortaya çıkarıyor, hayatımızı hafifletiyorlar. Bunu nasıl...
İlginizi Çekebilir :
Çocuklarda korku duygusunun varlığı, sağlıklı gelişimlerini tamamlamalarını ve beklenmedik olaylara karşı hazırlıklı olmalarını sağlıyor. Peki, bebeklikten ...
Pandora'nın Kutusundan Çıkanlar Davranış Bilimleri Enstitüsü yedi bölgede 2000'e yakın katılımcıyla aile ve evlilikle ilgili çok sayıda soruya cevap ...
Sizin de öğle yemeği molalarını 2 saate çıkaran, ardı ardına özel telefon görüşmeleri yapan, her saat çay kahve, sigara molası veren, bilgisayar başındayken ...
Anaokuluna hazır mısınız? Bu sonbahar ben de “çocuÄŸu anaokuluna giden anneler kulübü” üyesi oluyorum. Ä°lk defa neredeyse tam gün ayrı kalacağız ...