DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü
In Business Dergisi Röportajı
Ayşegül Horozoğlu
ACC Profesyonel Koç ve Psikolog
DBE Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi
1. Evden çalışmak çalışan psikolojisini nasıl etkiledi?
Pandemi ile birlikte birçok kurum ve kuruluş evden çalışmaya geçti ve iş süreçlerini de uzaktan çalışmaya adapte etti. Bu durum hayatımızda pek çok değişikliğe sebep olacak. Çünkü evlerden işlerini takip etmeye başlayan şirketlerin büyük bir kısmı pandemi sonrasında da bu modelle hayatına devam edeceğini ifade ediyor.
Bununla birlikte evden çalışmanın çalışan psikolojisi üzerinde derin etkileri olduğunu söyleyebilirim. Çünkü evde çalışmak, ofis ortamında çalışırken karşılaşılan bütün sorunları çözmez. Bireyler işle ilgili stres ve baskıya maruz kalmaya devam ederler. Çalışan, evde yalnız çalışmaktan dolayı kendini depresyonda ve sersemlemiş bir ruh halinde hissedebilir. Ekip içerisinde kimse karşılıklı konuşamadığı, hayat hakkında sohbet edemediği için işle ilgili sosyal hayat neredeyse sıfırlanır. Kimi zaman çalışanlar tek bir yerde boğulmuş, sınırlı hissederek enerji kaybedebilir ve yaşama zevkinin azaldığını hissedebilir.
Çalışanlar aslında evde tatilde değil, sağlık tehditi altında. Can ve iş kaybetme korkusu yaşıyorlar. Aynı verimliliği beklemek doğru değil. İnsanların morallerini ve kaygılarını yönetmek şu dönemde en önemli ve üstünde durulacak konu olmalı.
Eski katı hiyerarji çalışmıyor, daha esnek yapılar kurulması gerekiyor.
Şirketin iş yapış şekli, yönetim şekli, pazarlama şekli değişiyor, değişecek. Dolayısıyla tüm İnsan Kaynakları süreçlerini de değiştirmek gerekecek. Yöneticiler ve İnsan Kaynakları yetkilileri moda kavramlardan, batıdan gelen akımlardan uzakta; insanların endişelerini yeterince iyi anlıyor muyum diye sormalı, psikolojilerini dikkate almalı.
2. Çalışanların aile ilişkileri bu durumdan nasıl etkilendi?
Evden çalışmayla birlikte normalde gün içerisinde aileye ayrılan vaktin daha çok da arttığını söyleyebiliriz. Bu durum genellikle aile üyeleri arasındaki bağı daha da kuvvetlendiren bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
Bu süreçte çocuklarla ilişkilerde genelde olumlu gelişmeler gözlemlendi. Özellikle erkeklerin/babaların çocuklarıyla daha fazla ilgilendiklerini, daha fazla zaman geçirdiklerini gördük. Bu da çocuklardaki kaygıyı azaltıp güven duygusunu pekiştirdi.
Yine de içinde bulunduğumuz sürecin pek çok açıdan kriz dönemi olduğunu biliyoruz. Ve bu tür kriz dönemlerinde bireylerin vereceği tepkiler farklılaşabilmektedir. Aile içinde de daha önce hiç görülmeyen kaygı ve stres tepkileri gözlemlenebiliyor. Buna paralel olarak da bu durumların aileye zarar verebildiğini de görüyoruz. Bunu engellemek için aile içinde iletişime çok önem vermek gerekir. Doğru ve etkili bir iletişim, öfkeli yada kızgın iken değil, sakin halde iken gerçekleşir. Günün belli zamanlarında aile ile vakit geçirmek iletişimi ve paylaşımı arttıracağı için ihmal edilmemelidir.
3. Evden çalışmak iş verimini nasıl etkiler?
Evden çalışmanın iş verimini olumlu yönde etkilediğine dair elimizde birçok araştırma var. Örnek vermek gerekirse son dönemde yapılan bir araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre; evde çalışanlar günlerinin 10 dakikadan daha azını verimsiz kullanıyor, ofisten çalışanlara göre haftada 1 gün daha fazla çalışıyor ve yüzde 47’ye varan bir oranda daha üretken oluyor.
Stanford Üniversitesi’nin 2015 yılında 16 bin çalışan üzerinde yaptığı bir araştırma da bu sonuçları doğruluyor. Yapılan araştırma evden çalışmanın üretkenliği yüzde 13 oranında arttırdığını ifade ediyordu.
4. Eklemek istedikleri.
Yeni normalde şirketlerin gündeminde en çok yer alan konulardan biri de uzaktan çalışan ekiplerin nasıl motive edilecekleri. Çünkü uzaktan çalışma ile birlikte gelen en büyük dezavantajlar; belirsizlik, uzayan çalışma saatleri ve iletişimsizliğin yarattığı motivasyon kaybı… Bu durumun farkında olan pek çok şirket ekip ruhunu destelemek ve motivasyonu arttırmak için farklı uygulamaları hayata geçiriyor. Evden ‘happy hour’ yapılması, birlikte sinema geceleri düzenlenmesi, iş konuşmanın yasak olduğu ‘nasılsın toplantıları’ gibi. Bütün bu yapılan uygulamalar ekiplerin motivasyonunu artırırken, kaygıları azaltmaya da yardımcı oluyor. Şirketlerin bu gibi uygulamalara mümkün olduğu kadar devam ederek ‘hayat devam ediyor’ mesajını ekiplerine vermesi gerekiyor. Aynı zamanda kaygıyı engellemek için bilgilendirme seminerleri ve kaygı giderici stress yönetimi seminerleri çok işe yarıyor. Tüm bunların yanı sıra ciddi kaygı problemi yaşayan ve motivasyonu da buna bağlı olarak çok düşen çalışanlara
bireysel terapi destekleri sağlanıyor, böylece iş veriminin çok düşmesi engelleniyor.
“Over Comminication” dönemindeyiz. Her zamankinden çok iletişimde olunması gereken bir zamandayız. İletişimde olmak da kaygıyı azaltan bir unsur.
Kaynak: https://www.apollotechnical.com/working-from-home-productivity-statistics/
Kaynak: https://nbloom.people.stanford.edu/sites/g/files/sbiybj4746/f/wfh.pdf
Kaynak: https://www.dbe.com.tr/tr/kurumsal/11/uzaktan-calisanlar-nasil-motive-edilir/
Haberin devamını JPEG formatında okumak için
tıklayınız.