Yetkinlikler Meselesi 2
Geçen hafta, Yetkinlik Modelinin ortaya çıkışından bu yana neredeyse 40 yıl geçmesine karşın, geçen zamana ve literatüre baktığımızda amacına ulaşamadığını söylemiştik. Bunun da temel nedeni; modelin altında yatan varsayımlardı.
Bunlardan biri de; yetkinliklerin geliştirilebileceğini varsaymamızdı. Tipik olarak kişinin geliştirmiş olduğu ve “geliştirmeye gereksinimi olan” yetkinlikleri sıralanır. Sonra da, tümüyle kişinin geliştirmesi gereken yetkinliklerine odaklanılır. Yani tüm eğitim programları ve gelişmeye yönelik müdahaleler “az gelişmiş” yetkinlikleri geliştirmeyi hedefler. Bundan sonrası hüzün verici bir süreçtir. Tonla para, zaman ve enerji bu işe ayrılır. Ama alınan eğitimler, yapılan müdahaleler, eğitimler çok keyifli de geçse bir türlü yaşama yansımaz. Daha da kötüsü; ekibindeki çalışanların gelişiminden sorumlu olan yönetici kendini, bir sonraki performans değerlendirmesinde çalışanına daha iyi bir “not vermek” zorunda hisseder. Bütün bunlar, geçen hafta da belirttiğimiz gibi, herkesin bildiği ama paylaşamadığı bir sır olarak yaşamını sürdürür.
Yetenekler
Aslında sormamız gereken soru şudur: Bir insanı işe aldıktan sonra ne kadar değiştirebiliriz? Sınırlı zaman ve parayla gelişmeyi nasıl sağlarız? Bu soruya cevap aramadan önce Yetkinlik kavramının tek bir şeyi anlatmadığını vurgulamak gerekir. Bazı yetkinlikler yalnızca bilgiyi, bazıları beceriyi, bazıları da yetenekleri içerir. Bilgi ve beceri öğrenilir ama yetenek öğrenilemez. Yetenekten de anladığımız; duygu, düşünce ve davranışlarda istikrarlı olarak gözlediğimiz yüksek performanstır. Bir alanda yetenek varsa, beceri kazanarak o yetenek geliştirilir. İş dünyasında kullanılan yetkinliklere baktığımızda, bir kısmının bilgi ve beceri içerdiğini, ama çoğunluğunun aslında yetenek olduğunu görürüz.
Beyin Araştırmaları
Peki, bir alanda yeteneğimiz yoksa neden geliştiremiyoruz? Burada bize “beyin araştırmaları” yardımcı oluyor.
Harry Chugani ve Joseph Le Doux çok uzun yıllardan beri beynin işleyişi, bilgi edinme ve işleme tarzı, gelişimi ve davranışla ilişkisi üzerinde çalışıyorlar. Söyledikleri özetle şöyle: Eğer bir yetenek gelişmişse; davranış, duygu ve düşünce düzeyinde gözlediğimiz bu yeteneğin, beyinde sinir hücrelerinin birbirleri ile kurdukları bağlantılarla yakın ilişkisi olduğunu biliyoruz. Bu bağlantılar eylemle, yani tekrar ve deneyimle gelişir. Bu gelişme ancak daha önce kurulan bağlantılara eklenerek oluşur. Eğer mevcut bağlantılara ekleme yapılmazsa, bu bağlantılar zamanla yok olur. Chugani buna “budama” diyor. Bu kullanılmayan bağlantıların budanması, yani yok olması hızlı çağrışımlar yapabilme, tehlikeye çabuk tepki verebilme ve problem çözme gibi yeteneklerimizin gelişmesine yol açar.
Ama bu budama süreci bazan çocuğun aleyhine de çalışabiliyor. Eğer çocuk belli bir yeteneği geliştirecek deneyime fırsatı olamamışsa, bu potansiyel yetenek budanarak bir daha hiç gelişme olanağı bulamayabiliyor. Ancak tekrar tekrar kullanılarak pekiştirilen bağlantılar varlıklarını sürdürebiliyor.
Bu süreç 15 yaşında tamamlanıyor. Yani 15 yaşına kadar hangi yeteneğimizi geliştirmişsek onunla yetinmek zorunda kalıyoruz. 15 yaşından sonra yeni bir yetenek geliştiremiyoruz. Yapabileceğimiz şey; hangi yeteneklerimiz varsa, ancak onları geliştirebilmek. Eğitim ancak mevcut yeteneklerimizi geliştirmeye yarıyor. Olmayan yetenek eğitimle gelişmiyor. Hiç gelişmiyor değil, tabii bir şeyler eklemek her zaman mümkün. Ama biz birazcık gelişmekten değil, bir yetkinliği üstün performans gösterecek düzeye getirmekten söz ediyoruz. Yetenek yoksa bu mümkün olmuyor. Yani hepimiz gayret edersek piyanoda bir kaç parça çalmayı öğrenebiliriz. Ama çok azımız konser piyanisti olabiliriz.
Dört Sonuç
Beyin araştırmalarından iş dünyasını ilgilendiren üç önemli sonuç çıkıyor:
- İşe alınan kişi bir alanda yetkinse yetkin kalacaktır.
- Mevcut yeteneği eğitimle geliştirmek mümkündür.
- Var olmayan bir yeteneği geliştirmek mümkün değildir
- Yeni Yetenekler Eklenemeyecektir.
Bu sonuçların yönetim anlayışını ve İnsan Kaynakları pratiği için ne anlam taşıdığını haftaya tartışacağız.
19.03.2006
Benzer İçerikler :
Her yıl, psikoloji alanında çok çeşitli bilimsel çalışmalar yapılıyor; bazıları, öngörülerimizi destekliyor, bazıları ise ters düz ediyor. Sürekli, insana dair ...
Birkaç hafta boyunca internette başlayan ve sürdürülen ilişkileri irdeledik. Her zamanki gibi kısa bir özet yapalım: 1. Online ilişki eninde sonunda ...
Bazı okurlar bilirler; bu köşede sıklıkla psikolojik nitelikli ve diğer bilimsel olgulara yer veriyor ve yapılan araştırmalardan faydalanarak bu olguların...
Geçen hafta Türk Milleti’nin seçimlerde nasıl her seferinde ortak aklını, sağduyusunu çalıştırıp, rivayet edilenin tersine bazan en doğru kararı...
İlginizi Çekebilir :
Davranışlarımızı açıklarken iki farklı kategoriye başvururuz. Birincisi, ‘derimizin altında” olan bitene atıfta bulunuruz: Duygularımız ...
Mutluluğumuzu arttıracağını düşündüğümüz çoğu şey yanlış yönlendirmelerden kaynaklanan bilgiler ve genelde de çoğu tümüyle yanlış. Genel olarak mutluluğun ...
Bugün dananın kuyruğu kopuyor. Bir rivayete göre fazla heyecan yapmamamız gerekiyor. Çünkü inanmamız gerekir ki Türk insanı her seçimde olduğu gibi bu sefer de ...
Geçen hafta ergenlerin beyinlerinin gelişimiyle ilgili araştırmaları özetlemiştik. İnsan beyninin gelişimini 12 yaşında tamamladığı düşünülüyordu. Oysa yeni ...