Emre Konuk

Travmadan Performansa - III

Son iki yazımızda, yaşamlarını geçmişte yaşadıkları travmatik süreçlerin etkisinde sürdüren, kendileriyle ilgili tanımlarını ve duygularını (ben sevilmem, zayıfım, yalnızım, değersizim, bir işe yaramam) bu travmatik olayların belirlediği iki yöneticinin yaşamla ilgili macerasını özetledik. Başka türlü diyecek olursak; değerlerimiz, tutumlarımız ve genel olarak kişiliğimiz, anılarımızın belirlediği duygularımızın ve kendimizi anlatan düşüncelerimizin-inançlarımızın ürünüdür.

Bu noktada şu soruları sorabiliriz. Aslında bu soruların bir kısmı, hep sorageldiğimiz, ama cevabını bilemediğimiz ya da bir türlü alamadığımız sorulardır:

1. Travma nedir?
2. Nasıl oluyor da travmatik bir olay veya olaylar dizisi yıllar geçse bile yaşamımızı belirlemeyi sürdürebiliyor?
3. Çok ağır yaşanmış da olsa, bazı travmatik süreçlere geri dönüp baktığımızda gülüp geçebiliyoruz. Çok basit gibi gözükse de bazıları etkilerini çok uzun yıllar sürdürebiliyor. Nasıl?
4. Yıllar boyu yaşamımızın içeriğini de tarzını da belirlemiş, moleküllerimize işlemiş, “karakterimizin bir parçası haline gelmiş” travmatik bir süreci ve etkilerini “temizlemek” mümkün müdür? Hadi genelde sorduğumuz biçimde soralım: İnsan değişebilir mi? Ya da kişisel tarihimizi yeniden yazabilir miyiz?

Travma nedir?

Tabii burada travma deyince “psikolojik travmayı” anlıyoruz. Bundan da anladığımız; duygularımızı, düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve yaşam kalitemizi etkilemeyi sürdüren,  olumsuz yaşam olaylarıdır. Bazıları yaşamı tehdit eder: Deprem, yangın, araba kazası, şiddet, tecavüz gibi. Bunlara büyük “T” diyoruz. Bazıları da bunların yanında görünüşte “hafif” kalır ama özellikle zamana yayılırsa sonuçları ağır yaşanır: İhmal, terk, dışlanma, duygusal istismar gibi. Bunlara da küçük “t” diyoruz.

Beynimiz gün boyunca yaşadığımız olayları, durumları kaydeder. Bunlar anılarımızı oluşturur. Ancak beynimiz “gereksiz”(nötr) anıları kaydetmez. Olumlu ve olumsuz anıları kaydeder. Muhtemelen bu yetimiz 100 bin sene önce bizim hayatta kalmamızı sağlıyordu.

Beynin aptal yanı

Diyelim beni beş yıl önce Kayseri’de bir köpek ısırdı. Bir süre köpeklerden kaçınırım. Bir zaman sonra da alışırım ve artık köpekler beni korkutmaz. Zihnimiz sürekli olarak travmalarımızı temizler ve nötr hale getirir. Yani travmatik olayla ilgili olumsuz duygu artık yoktur. Yalnızca duygumuz değil, bir anıyı anı yapan diğer unsurlar da kaybolur. Örneğin; bedenimizde hissettiğimiz kasılma, çarpıntı yok olur. Görüntü silikleşir. Bunun yanında travmatik anıya eşlik eden düşünceler, yargılar da değişir. Ruhumuz kendini durmadan tamir eder ve bu öğrenilmemiş bir yetimizdir. Aynı kolumuzu kestiğimizde kanın kendi kendine durması ve harap olan dokunun kendini yenilemesi gibi.

Kayseri’de köpek ısırdı. Bu kez birden bire bütün köpekler her an ısırabilir hale geldi. Zihnim bir köpekten kalkarak bütün köpekleri zararlı ilan etti. Bu beynin aptal yanı. Bir kere asansörde kaldım, yılarca asansörden korktum. Bir uçuşta uçakta türbülans yaşadım yıllarca uçağa binemedim. Yıllar önce amcam tecavüz etti. Bütün erkekler, eşim dahil midemi bulandırıyor. Zihnin bir olaydan kalkarak irrasyonel bir genelleme yapması gerçekten büyük bir kusur. Ama böyle.

Zihnim bu durumda birbirine benzeyen ama farklı yanları olan uyarıcıları, durumları birbirinden ayıramaz hale geliyor. Zihnimde var olan ve değişik türde ve karakterde olan köpekleri birbirine karıştırıyor ve en son tanıştığım saldırgan köpeği “en geçerli köpek” olarak tanıyor. Zihnim şunu yapamıyor: Emre’cim olay beş yıl önce oldu ve Kayseri’de oldu. Seni ısıran köpek siyahtı. Bak burası İstanbul. Bu köpek beyaz. Üstelik onun yarısı kadar. Bak bu kuyruğunu filan sallıyor. Belli ki sevilmek istiyor, ısırmak değil. Orijinal anıyı andıran tüm işaretler ve özellikler bana ısıran köpeği hatırlatıyor.

Bu yüzden 1980’de yakalanıp işkence görmüş kişi gece uyurken yakalandığı için hala karanlıkta uyuyamıyor, hatta gözü açık uyuyor. Karakola giremiyor, polislerin yanından ancak kendini zorlayarak geçiyor.

Haftaya devam.

03.03.2011

Benzer İçerikler :

Günahlarımızdan Arınırken

Geçen hafta yazımızda 1 Mayıs “katliamında”, daha doğrusu 12 Eylül’e giden yolda mağdur olanların pek de öğle sütten çıkmış akkaşık...

Döngüleri Kırmak 2

Geçen hafta, nerede kronik hale gelmiş, aşılamamış bir sorun varsa orada sorunu aşmak için bulduğumuz çözümün ya da çarenin kendisinin sorun haline...

İnternette Aşk

İnternette henüz ilkeleri, kuralları, standartları, yasaları tam bilinmeyen bir gerçeklik oluşmakta. İnsanlar hiç tanımadıkları, bilmedikleri kişilerle uzun...

İyi Öğretmenler

Öğretmenler, aileden sonra çocuğu en çok etkileyen kişiler olarak ikinci sıradadırlar. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı zorunlu eğitimlerini lise bittikten ...

İlginizi Çekebilir :

Duygusal Ekonomi

Neden çok yakınımda bir sürü banka şubesi olduğu halde bir kilometre uzaklıktaki şubeyi seçiyorum? Neden kahve içebileceğim bir çok kafe varken hep birine ...

Aklın Oyunları 1

Beynimizin gerek psikolojik, gerekse beden sağlığımızı korumak için elinden geleni yaptığını ve daha pek çok işlevi ne denli muhteşem bir orkestrasyon...

İnsanın Doğası 1

Acaba bir insan doğasından söz edebilir miyiz? Eğer bunu yapabiliyorsak, şunu iddia etmiş oluruz: Yer yüzündeki tüm insanlarda ve kültürlerde ortak olan çok ...

İnternette Aşk 2

Geçen hafta internette kurallarını, yasalarını anlamakta ve yorumlamakta güçlük çektiğimiz bir ilişki tarzının, hatta yeni bir sosyal fenomenin oluştuğundan...