Nasıl Zayıflayacağız 3
Geçen hafta, zayıflamak söz konusu olduğunda, öncelikli hedefin zayıflamak değil, yemekle kavgayı sonlandırmak ve yemekten keyif almayı öğrenmek olması gerektiğini söylemiştik. Bunun da nedeni: Kiloya odaklandığımızda nasıl zayıflanacağını belki öğreniyoruz ama herkes gibi normal yemek yemeği öğrenemiyoruz.
İki adet de tuzaktan söz ettik:
a. Aşırı düşük kalorili rejimler açlık krizlerine neden olur ve kırmaya çalıştığımız döngüyü pekiştirir.
b. Rejimde yasakların olması ve kiloyu hızla vermeye çalışmak da aynı şekilde döngüyü kırmamızı engeller. Zayıflama programlarının %98’inin başarısızlıkla sonuçlanmasının ana nedeni bunlardır.
Kavgayı Bitirmek
1. Bir hafta boyunca yediklerimizi ve yanına da kalorilerini yazıyoruz. Yedi günün ortalamasını yazıyoruz. Diyelim 3500 kalori.
2. Her hafta çok zorlanmadan ne kadar inebileceğimize karar veriyoruz. Örneğin ilk hafta 150 kaloriyle başlayabiliriz.
3. Eğer yemekle kavgamız sürüyorsa kaloriyi daha yavaş azaltmak, tersine rahat gidiyorsa daha hızlı düşürmek denenebilir. Hız eski döngüye girmemize neden olmamalıdır. Yani sabır gerekiyor.
4. Uzmanlar tarafından tavsiye edilen inebileceğimiz kalori miktarı günlük ortalama 1.200. Bunun altına inmek ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Ayrıca beynimiz de gıdasını alamıyor. Bunun altındaki gıda rejimlerini bir doktor gözetiminde yapmak gerekiyor.
5. Bu şekilde açlık krizine girmiyoruz ve yasak olmadığı için kafayı yemeğe takmıyoruz. Takarsak da mesele yok, çünkü herşey serbest. Unutmayalım, öncelikli hedef: Yemekle kavgayı bitirmek.
6. Ana politika; yemeklerde özellikle rafine karbonhidrat ve şeker oranını düşürmek ve başka her şeyi şimdilik serbest bırakmaktır.
7. Gün içinde “atıştırdığımız” gıdaların karbonhidrat ve şeker ağırlıklı olmamasına ve çok acıkmadan yenmesine dikkat etmemiz gerekiyor. Açlığı karbonhidrat veya şekerle gidermeğe çalışmak, çok kısa sürede yeniden acıkmak demektir.
8. Kiloyla sorunu olan kişiler bazan günde birkaç kere tartılırlar. Bir günden bir güne de kilolarının bir-iki kilo arttığını veya eksildiğini görürler. Buna bağlı olarak da sevinirler veya üzülürler. Alınan ve verilen yağ değil sudur. Bedendeki yağ miktarı bir günde bir-iki kilo değişemez. Bir kilo yağ biriktirmek için 9.000 kalori almak gerekir. Bu yüzden tartılma işini abartmamak gerekir. Çok dayanamıyorsak, haftada bir tartılmak bize gerekli bilgiyi verecektir.
9. Bazan kilo verme haftalarca durur. Belimiz incelir, ayakkabılar ayağımızdan çıkar ama kilomuz aynı kalır. Bu bedenin bilinen doğal tepkisidir. İmanı eksik etmeden, morali bozmadan programı uygulamak gerekir.
10. Kilo verebilmek için, ister istemez bedenimizin ihtiyacının altında bir kalori rejimi uyguluyoruz demektir. İstediğimiz kiloya ulaştığımızda, mevcut kilomuzun gerektirdiği kaloriye çıkmamız gerekecektir. Örneğin; 1300 kaloriden 2.500 kaloriye. Bunu da aynı şekilde yavaş adımlarla gerçekleştiriyoruz.
11. Bu aşamada artık kalori hesaplamayı bırakabiliriz. Yemekle kavgamız bittiği için, yeme işini bedenimizden gelen işaretler ve duyumlarla yönetebilir durumda olmamız beklenir. Periyodik olarak kilomuza baktığımız için, bir eylem gerekip gerekmediğine karar verebiliriz. Örneğin; birkaç hafta boyunca iki kilo fazla görünüyorsa, artık ne yapacağımızı biliyoruz.
12. Egzersiz: Daha önce de söyledik; spor yaparak zayıflayamıyoruz. Bir kilo verebilmek için 20 saat deliler gibi koşmamız gerekiyor. Karın adalelerini çalıştırarak karın kaslarını güçlendirebiliriz ama karnımızdaki yağları eritemeyiz.
Bunun yanında egzersizin beden ve ruh sağlığımız açısından ciddi katkısı var. Örneğin birkaç araştırmada; şeker hastaları haftada 2.5 saat yürüyerek, hiçbir rejim uygulamasalar bile, şeker hastalığından kurtuluyorlar.
Bu konuda söylenebileceklerin çok azını paylaşabildim. Eğer uygulama fırsatınız olursa yardımcı olmak isterim. Bunun için elektronik posta adresime yazmanız yeterli olur.
Kaynaklar:
Bu dizide “bilinenlere” ve “gerçeklere” aykırı çok şey söyledim. Bunların tamamı çok kapsamlı, uzun süreli ve denek sayısı bazan 900.000’e ulaşan araştırmalara dayanıyor. Tümünü burada vermek olanaksız. Listede, burada söylenenlerin büyük kısmına kaynak olan birkaç tanesini bulacaksınız. Merak edeniniz olursa seve seve iletirim.
Taubes Gary (2007). Good Calories Bad Calories
Oliver J. Eric (2006). Fat Politics
Gibbs W.Wayt (2006). The Best American Science Writing; Obesity: An Overblown Epidemic Scientific American, September 2007, Chocoholic Neuroscience of Food Addictions
23.03.2008
Benzer İçerikler :
Geçen haftaki yazımızda şirketlerin minimum “müşteri eforu stratejisini” uygulamaya geçirebilecekleri çeşitli taktiklerden söz etmiştik. Kısaca...
Geçen hafta bizi neler mutlu eder ve neler mutlu etmez üzerinde durduk. Gördük ki,gelir düzeyi bir yere kadar mutluluğumuza katkıda bulunuyor, sonra bir etkisi ...
Bir yazımda “şiddet ve boyun eğme” ilişkisi üzerinde durmuş ve şu soruları sormuştum: Nasıl oluyor da bir Hizbullah üyesi evinin bodrumunda bir ...
Bu, kendimize sorabileceğimiz en basit ama en önemli soru olabilir. Ancak, yalnızca insanların %20’si bu soruyu kesin bir şekilde “evet” ...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta Festinger’in “Zihinsel Çelişki” ya da “Zihinsel Tutarsızlık” diyebileceğimiz teorisinden söz ettik. Bir iki de...
İnternette kolaylıkla yorumlayamayacağımız, anlam veremeyeceğimiz bir ilişki türünün ortaya çıktığından söz ettik. Eşinin iş seyahatinde bir...
Önümüzdeki haftalar sizlere zihnimizin nasıl çalıştığı, inançlarımızın algılarımızı, aldığımız kararları ve hatta hafıza süreçlerimizi bile nasıl etkilediği ...
Yıl 1950. Yer Amerika Birleşik Devletleri… Minneapolis’te Lake City kasabasında yaşayan ve sıradan bir ev kadını olan Marion Keech, adının Sananda ...