Emre Konuk

Mutluluk Para Getirir mi? 2

Geçen hafta iki iddiada bulunduk:
1. Bir iş yerinde çalışanların mutluluğunun artması, o iş yerine ciddi para kazandırır.
2. Bu iddia çok araştırmalarla desteklenebilir.

Mutluluktan ne anladığımızı dile getirmek için yine araştırmalara başvurduk:
1. Mutlu olduğunu söyleyen insanların sahip oldukları olumlu yaşantıların sayısı olumsuz yaşantılara göre çok daha fazla. Örneğin; şefkat, kıvanç, dinginlik, huzur, iyimserlik, umut, özgüven, orgazm, coşku, neşe, sıcaklık, kabul, onay ve rahatlık gibi. Bu duygulara sahip kişiler “keyifli bir yaşam” sürdürdüklerini söylüyorlar.

2. Mutlu kişiler “hayattan doyum aldıklarını” söylüyorlar. Doyum duygularla değil, davranışlarımız ve eylemlerimizle ilgilidir: Okumak, dağa tırmanmak, dans etmek, briç oynamak, spor, iş, annelik-babalık, arkadaşlık gibi. Doyumlar, zamanı algılamamızı engeller, yaptığımız işe kendimizi tümüyle vermemize yol açar.

3. Mutlu kişiler “yaşamı anlamlı bulduklarını” söylüyorlar. Burada anahtar beceri; sahip olduğumuz yetenekleri ve güçlü yanlarımızı belirlemek ve kendimizden, yani aldığımız doyumlardan ve keyiflerden daha büyük, daha anlamlı bir şeyin hizmetine sunmaktır.
Özetleyecek olursak: Araştırmalara baktığımızda, çok mutlu olduğunu söyleyen kişiler, yaşamdan keyif aldıklarını, yaptıkları şeylere kendilerini tümüyle verdiklerini ve yaptıkları şeylerin onlar için anlamlı olduğunu söylüyorlar.

Mutluluk ve Çalışan Bağlılığı

Mutluluğun para ile ilişkisini kurabilmek için bir kavrama ihtiyacımız var: Çalışan Bağlılığı. Çünkü Çalışan Bağlılığı arttığında işyerinin de verimi, karlılığı, satışı artıyor. Çalışan Bağlılığı yüksek olan kişilere sorduğumuzda; aynı zamanda mutlu olduklarını da söylüyorlar.

Birkaç araştırmadan örnekler:

1. İşine bağlı olanların büyük bir çoğunluğu (%86), işteyken çoğunlukla mutlu olduklarını dile getiriyorlar. İşine bağlı olmayanların ise yalnızca %11’i mutlu olduklarını belirtiyorlar.

2. “Genel mutluluğunuzun ne kadarının iş hayatınızdan kaynaklandığını söyleyebilirsiniz?” sorusuna cevap olarak, işine bağlı çalışanların %45’i mutluluklarının büyük bir kısmının iş hayatından kaynaklandığını söylemişlerdir. Buna karşılık, işine bağlı olmayan çalışanların sadece %8’i mutluluklarının iş hayatından kaynaklandığını belirtmiştir.

3. İşine bağlı çalışanların hayattan aldıkları genel doyumun yüksek olması sürpriz değildir. Her 10 işine bağlı çalışandan 5’i (%53) hayattan istedikleri önemli şeylere sahip oldukları konusunda hemfikirken, işinden iyice kopuk çalışanların yalnızca %13’ü bu yönde bir bildirimde bulunmuştur.

4. İşine bağlı çalışanların %44’ü yaşam koşullarının mükemmel olduğunu belirtirken, bunun tersine işinden iyice kopuk olanların yalnızca %9’u yaşam koşullarının mükemmel olduğunu bildirmiştir.

5. Çalışan bağlılığı yüksek olanların %78’i; “iş yaşamımın, yaşamdan doyum almamı sağladığını düşünüyorum” diyor. Oysa aynı sözü çalışan bağlılığı düşük olanların ancak %15’i söylüyor.

İşine Bağlılık ve Evde Mutluluk

İşle ilgili olumsuz duygular, işine bağlı olmayan çalışanların ev hayatına da etki etmektedir. Araştırmada, katılımcılara geçen ay boyunca 3 ya da daha fazla gün iş stresinin aile üyeleri ve arkadaşlarının yanında olumsuz davranmalarına yol açıp açmadığı soruluyor. İşinden iyice kopuk çalışanların yarısından fazlasının (%54), ve işine bağlı olan çalışanların sadece %17’si bu soruya “evet” cevabını vermiştir. Bu sonuçlar, daha önce yapılan pek çok araştırmanın sonuçlarına benzemektedir.

Gallup araştırmaları, çalışan mutluluğu ile işyerine bağlılık arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir. Mutlu ve işine bağlı çalışanların, patronlarıyla ve yöneticileriyle daha olumlu bir ilişki kurduklarını, yeni zorluklar ve değişikliklerle başa çıkma konusunda daha yetkin olduklarını, stresle daha etkin bir biçimde başa çıktıklarını, yaşamlarından daha çok doyum aldıklarını ayrıca bilmekte fayda var.

Haftaya devam.

13.05.2007

Benzer İçerikler :

Kısa Kısa

Her yıl, psikoloji alanında çok çeşitli bilimsel çalışmalar yapılıyor; bazıları, öngörülerimizi destekliyor, bazıları ise ters düz ediyor. Sürekli, insana dair ...

Televizyon ve Gizli Mesajlar

Geçen hafta beyin yıkama olgusuyla sinirbilim ve duygusal-bilişsel psikolojinin ilişkisinden biraz söz etmiştik. Beyin yıkama sürecinde kişilerin özgür ...

Travmadan Performansa - III

Son iki yazımızda, yaşamlarını geçmişte yaşadıkları travmatik süreçlerin etkisinde sürdüren, kendileriyle ilgili tanımlarını ve duygularını (ben sevilmem,...

Dayanıklılık

Geçen hafta ilgi çekici bir olgudan söz ettik. İnsanlar aynı olumsuz koşullarla karşı karşıya geldikleri halde yaşadıkları çok farklı olabiliyor. Deprem gibi ...

İlginizi Çekebilir :

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki ilişkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. Başta her tü...

İkna ve Etkileme: İnsani Zaaflarımız Tehlike mi, Fırsat mı?

İki hafta önce, belirsizlik durumunda karar alırken etraftaki benzerlerimizin yaptıklarını taklit etme eğilimimizden söz etmiştik. Bu eğilimimiz işe yarıyordu ...

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 1

CCL (Center for Creative Leadership) bizim bugün liderlikle ilgili ne biliyorsak pek çoğunu borçlu olduğumuz bir araştırma ve eğitim kurumu. 1983’de...

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 3

CCL’in (Center for Creative Leadership) “başarılı yöneticiler” ve “inişe geçen yöneticilerle” yaptığı araştırmaya devam ...