Mutluluk: 5 Gerekli Unsur
Mutluluğumuzu arttıracağını düşündüğümüz çoğu şey yanlış yönlendirmelerden kaynaklanan bilgiler ve genelde de çoğu tümüyle yanlış.
Genel olarak mutluluğun yolu zenginlik veya başarıdan geçmiyor. Sağlık veya iyi olmaktan da.
Bize mutlu olmanın, zayıf olmanın veya para kazanmanın yollarını göstereceğini iddia eden programlara büyük yatırımlar yapıyoruz. Bunlar için hem zaman hem de para harcayarak sonunda daha mutlu olacağımızı düşünerek hevesleniyoruz. Fakat bir süre, genelde tek bir alanı ele alarak bizi mutlu etmeye çalışan bu yöntemler, hayatımızın diğer alanlarıyla çatıştığı için vazgeçiyoruz.
Hayatımızın sadece bir alanına odaklanmak, diğer alanlara zarar vermemize yol açıyor: Daha verimli bir iş hayatı kovalarken, kariyerine fazla odaklanan ve özel yaşamı sorun haline gelen biri gibi. Sosyal yaşamımızı canlandırarak, arkadaşlarımıza zaman ayırdığımızda da, kariyer alanı düşüşe geçebiliyor. Buradan da anlayacağımız; yaşamımızın değişik alanları birbirinden bağımsız değil, birbirlerine sıkı sıkı bağlıdırlar.
Peki, yaÅŸamı gerçekten deÄŸerli kılan ÅŸey nedir? Gallup araÅŸtırmacıları, 150’den fazla ülkede yaptıkları kapsamlı bir araÅŸtırmada kiÅŸilere genel anlamda yaÅŸamdan doyum alarak yaÅŸamanın ve mutluluÄŸun kaynağını sormuÅŸlar. Ä°nsanların çoÄŸu saÄŸlık ve zenginlik diye cevap vermiÅŸ.
Bu ön araÅŸtırmadan sonra, bu sorunun gerçek cevabını ortaya çıkartmak için bir yolculuÄŸa çıkmışlar. Hedefleri, “Mutluluk Bulucusu” diye adlandırdıkları bir deÄŸerlendirme aracını oluÅŸturmak olmuÅŸ. Bu aracı oluÅŸturabilmek için, son 50 yılda oluÅŸturdukları soruları deÄŸiÅŸik ülkelerde, deÄŸiÅŸik dillerde ve yaÅŸam koÅŸullarında sormuÅŸlar. Bu araÅŸtırmanın sonunda, doyum alarak sürdürülen ve mutlu olduÄŸumuz bir yaÅŸamı birinci derecede belirleyen 5 farklı faktör ortaya çıkmış. Bu faktörler; geliÅŸen ve doyum saÄŸlanan bir yaÅŸamı, acı çekilen bir yaÅŸamdan ayıran ve deÄŸiÅŸtirebileceÄŸimiz olgulardan oluÅŸan evrensel faktörlerdir. Evrensel denme nedeni bütün kültürlerde ortak olmasıdır.
1. Kariyerinizden kaynaklanan mutluluk: Bu, bütün gün ne yaptığınız ve yaptığınızı ne kadar çok sevdiğinizle ilgili
2. Sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluk: İkinci unsur, yaşamınızda güçlü ilişkiler ve sevginin olması
3. Parayla ilişki: Üçüncü unsur, ekonomik yaşamınızı etkin bir şekilde yönetmeniz
4. Fiziksel mutluluk: Bu unsur, fizik sağlığınızın yerinde olması ve gündelik işlerinizi yapabilecek kadar enerjinizin olması
5. İçinde yaşadığınız toplulukla ilişki: Son unsur, içinde yaşadığınız topluluğa karşı ne ölçüde sorumluluk duygusu hissettiğinizi içeriyor
Dolayısıyla yaşamdan aldığımız doyum ve mutluluğumuz; yaptığımız işi ne kadar seviyoruz, ilişkilerimizin kalitesi, maddi durumumuzu yönetebilmek, fiziksel sağlığımızın yerinde olması ve çevremize yaptığımız katkılardan duyduğumuz gururun kombinasyonuyla ilgili bir olgudur. En önemlisi, bu 5 unsurun nasıl etkileşim içinde olduğuyla ilgilidir.
Küçük İpuçları
Ä°nsanların %66’sı bu alanların herhangi birinde oldukça mutlu olduklarını söyleseler de, yalnızca %7’si bu alanların hepsinde mutlu olmayı baÅŸarabiliyor. Yalnızca kariyerin veya maddi durumun mutluluk için en önemli ÅŸey olduÄŸunu düşünen kiÅŸiler, neden mutlu olamadıklarını anlamaya çalışıyorlar.
Bu alanlarda doyumu ve mutluluğu yakalayamadığını düşünen bir kişinin yapabileceği bir sürü şey var. Bu alanları geliştirmek için bir sürü yöntem olsa da, en büyük engel genelde kişilerin kendisi oluyor. Çoğu insan, kısa vadeli kararlar ile uzun vadede ulaşabilecekleri mutluluğun önünü kesiyor. Örneğin kilo almak istemedikleri halde kendilerini o an iyi hissedebilmek için fazlaca şeker ve çikolata tüketebiliyorlar.
Aslında bu anlık hazların önüne geçilebildiÄŸi takdirde, uzun vadede yapılmak istenilen ÅŸeyler gerçekleÅŸebilir. Yüksek de doyuma ve mutluluÄŸa ulaÅŸmış kiÅŸiler, bu soruna çözüm bulmuÅŸlardır: Uzun vadede, kendimize koyduÄŸumuz hedeflerle tutarlı olan kısa vadeli teÅŸvikler bularak doÄŸru kararlar vermek mümkün. ÖrneÄŸin canımız ‘fast-food’ çektiÄŸi zaman, uzun vadede aşırı ÅŸiÅŸmanlama ihtimali yerine, yedikten sonra günün geri kalanında hissedeceÄŸimiz rahatsızlığı düşünerek çok daha rahat bir ÅŸekilde bu dürtünün önüne geçebiliriz. Veya iÅŸe yürüyerek gittiÄŸimizde bilmem kaç ay sonra bizi forma sokacağını düşünmek yerine, günün geri kalanında bu kısacık yürüyüşü yaparak kendimize daha çok enerji katacağını düşünebiliriz. Böylelikle, kısa vadede çekilen çile (!) istediÄŸimiz bir ÅŸeyi yapmamak, yine kısa vadede bir ödül olarak geri dönebiliyor.
Bu ÅŸekilde, hemen bazı sonuçlar alabileceÄŸimizi görebildiÄŸimiz zaman, davranışlarımızı hızla deÄŸiÅŸtirme ihtimalimiz daha yüksek. Ä°lerde bu tip “olumlu varsayımlar” oluÅŸturarak ve günlük rutinimizde küçük deÄŸiÅŸiklikler yaparak mutluluÄŸumuzu büyük ölçülerde ve kalıcı ÅŸekillerde arttırmanın yollarını araÅŸtıracağız.
Kaynak
Rath, J. & Harter, J. (2010) Wellbeing: The Five Essential Elements. New York: Gallup Press.
26.08.2010
Benzer İçerikler :
Geçtiğimiz hafta, iknaya mahsus bir çifte standardı ele almış; başkalarını etkileyebilmenin, çok istenen ve uğrunda çok çaba sarf edilebilen bir ...
Geçen yazımızda psikolojik gelişim ile ilgili önemli bir konuyu gündeme getirmiş; genetik ve çevresel unsurların rolleri üzerine konuşmuştuk. Belli bir genetik ...
Geçen hafta iÅŸyerlerine, ekiplerine ve çalıştıkları kurumlara baÄŸlılığı yüksek olan çalışanların profili üzerinde durmuÅŸtuk. Bununla da kalmayıp, “baÄŸlı ...
Geçen hafta Fransızın iflah olmaz, bir hayli komik kaçan İngilizce alerjisinden söz etmiştik. Aslında alerji başta Amerika olmak üzere, İngiltere yani ...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta, burçlarla kişilik özellikleri arasında bir ilişki olup olmadığını araştırdığımız bir çalışmayı özetlemiştik. Hiç bir burcun hiç bir kişili...
Buraya kadar söylenenleri bir özetleyelim: 1. Nerede kronik hale gelmiş, aşılamamış bir sorun varsa orada sorunu aşmak için bulduğumuz çözümün ya da çarenin ...
Geçen hafta insan ruhunun, özellikle sorunları aşmak söz konusu olduğunda olumsuza, ters gidene, aksayana odaklanma eğiliminde olduğunu söylemiştik. Bu...
Geçen hafta, “Yetkinlikler Meselesi” ile ilgili olarak yanlış anlaşılan bir kaç noktayı netliÄŸe kavuÅŸturmaya çalışmıştık. Parantezi kapayÄ...