Emre Konuk

Mutluluk: 5 Gerekli Unsur

Mutluluğumuzu arttıracağını düşündüğümüz çoğu şey yanlış yönlendirmelerden kaynaklanan bilgiler ve genelde de çoğu tümüyle yanlış.

Genel olarak mutluluğun yolu zenginlik veya başarıdan geçmiyor. Sağlık veya iyi olmaktan da.

Bize mutlu olmanın, zayıf olmanın veya para kazanmanın yollarını göstereceğini iddia eden programlara büyük yatırımlar yapıyoruz. Bunlar için hem zaman hem de para harcayarak sonunda daha mutlu olacağımızı düşünerek hevesleniyoruz. Fakat bir süre, genelde tek bir alanı ele alarak bizi mutlu etmeye çalışan bu yöntemler, hayatımızın diğer alanlarıyla çatıştığı için vazgeçiyoruz.

Hayatımızın sadece bir alanına odaklanmak, diğer alanlara zarar vermemize yol açıyor: Daha verimli bir iş hayatı kovalarken,  kariyerine fazla odaklanan ve özel yaşamı sorun haline gelen biri gibi. Sosyal yaşamımızı canlandırarak, arkadaşlarımıza zaman ayırdığımızda da, kariyer alanı düşüşe geçebiliyor. Buradan da anlayacağımız; yaşamımızın değişik alanları birbirinden bağımsız değil, birbirlerine sıkı sıkı bağlıdırlar.

Peki, yaşamı gerçekten değerli kılan şey nedir? Gallup araştırmacıları, 150’den fazla ülkede yaptıkları kapsamlı bir araştırmada kişilere genel anlamda yaşamdan doyum alarak yaşamanın ve mutluluğun kaynağını sormuşlar. İnsanların çoğu sağlık ve zenginlik diye cevap vermiş.

Bu ön araştırmadan sonra, bu sorunun gerçek cevabını ortaya çıkartmak için bir yolculuğa çıkmışlar. Hedefleri, “Mutluluk Bulucusu” diye adlandırdıkları bir değerlendirme aracını oluşturmak olmuş. Bu aracı oluşturabilmek için, son 50 yılda oluşturdukları soruları değişik ülkelerde, değişik dillerde ve yaşam koşullarında sormuşlar. Bu araştırmanın sonunda, doyum alarak sürdürülen ve mutlu olduğumuz bir yaşamı birinci derecede belirleyen 5 farklı faktör ortaya çıkmış. Bu faktörler; gelişen ve doyum sağlanan bir yaşamı, acı çekilen bir yaşamdan ayıran ve değiştirebileceğimiz olgulardan oluşan evrensel faktörlerdir.  Evrensel denme nedeni bütün kültürlerde ortak olmasıdır.

1. Kariyerinizden kaynaklanan mutluluk: Bu, bütün gün ne yaptığınız ve yaptığınızı ne kadar çok sevdiğinizle ilgili
2. Sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluk:  İkinci unsur, yaşamınızda güçlü ilişkiler ve sevginin olması
3. Parayla ilişki: Üçüncü unsur, ekonomik yaşamınızı etkin bir şekilde yönetmeniz
4. Fiziksel mutluluk:  Bu unsur, fizik sağlığınızın yerinde olması ve gündelik işlerinizi yapabilecek kadar enerjinizin olması
5. İçinde yaşadığınız toplulukla ilişki: Son unsur, içinde yaşadığınız topluluğa karşı ne ölçüde sorumluluk duygusu hissettiğinizi içeriyor

Dolayısıyla yaşamdan aldığımız doyum ve mutluluğumuz; yaptığımız işi ne kadar seviyoruz, ilişkilerimizin kalitesi, maddi durumumuzu yönetebilmek, fiziksel sağlığımızın yerinde olması ve çevremize yaptığımız katkılardan duyduğumuz gururun kombinasyonuyla ilgili bir olgudur. En önemlisi, bu 5 unsurun nasıl etkileşim içinde olduğuyla ilgilidir.

Küçük İpuçları

İnsanların %66’sı bu alanların herhangi birinde oldukça mutlu olduklarını söyleseler de, yalnızca %7’si bu alanların hepsinde mutlu olmayı başarabiliyor.  Yalnızca  kariyerin veya maddi durumun mutluluk için en önemli şey olduğunu düşünen kişiler, neden mutlu olamadıklarını anlamaya çalışıyorlar.

Bu alanlarda doyumu ve mutluluğu yakalayamadığını düşünen bir kişinin yapabileceği bir sürü şey var. Bu alanları geliştirmek için bir sürü yöntem olsa da, en büyük engel genelde kişilerin kendisi oluyor. Çoğu insan, kısa vadeli kararlar ile uzun vadede ulaşabilecekleri mutluluğun önünü kesiyor.  Örneğin kilo almak istemedikleri halde kendilerini o an iyi hissedebilmek için fazlaca şeker ve çikolata tüketebiliyorlar.

Aslında bu anlık hazların önüne geçilebildiği takdirde, uzun vadede yapılmak istenilen şeyler gerçekleşebilir. Yüksek de doyuma ve mutluluğa ulaşmış kişiler, bu soruna çözüm bulmuşlardır: Uzun vadede, kendimize koyduğumuz hedeflerle tutarlı olan kısa vadeli teşvikler bularak doğru kararlar vermek mümkün. Örneğin canımız ‘fast-food’ çektiği zaman, uzun vadede aşırı şişmanlama ihtimali yerine, yedikten sonra günün geri kalanında hissedeceğimiz rahatsızlığı düşünerek çok daha rahat bir şekilde bu dürtünün önüne geçebiliriz. Veya işe yürüyerek gittiğimizde bilmem kaç ay sonra bizi forma sokacağını düşünmek yerine, günün geri kalanında bu kısacık yürüyüşü yaparak kendimize daha çok enerji katacağını düşünebiliriz. Böylelikle, kısa vadede çekilen çile (!) istediğimiz bir şeyi yapmamak, yine kısa vadede bir ödül olarak geri dönebiliyor.

Bu şekilde, hemen bazı sonuçlar alabileceğimizi görebildiğimiz zaman, davranışlarımızı hızla değiştirme ihtimalimiz daha yüksek. İlerde bu tip “olumlu varsayımlar” oluşturarak ve günlük rutinimizde küçük değişiklikler yaparak mutluluğumuzu büyük ölçülerde ve kalıcı şekillerde arttırmanın yollarını araştıracağız.

Kaynak

Rath, J. & Harter, J. (2010) Wellbeing: The Five Essential Elements. New York: Gallup Press.

26.08.2010

Benzer İçerikler :

İyiye Odaklanmak

Belgesel kanallarda hayvanlar aleminin günlük yaşamını izleyenler yakından bilir: Neredeyse tamamı hep tetikte yaşamak zorundadır. Tehlikeye, kötüye, olumsuza ...

Nasıl Zayıflayacağız? 2

Geçen hafta, kilosuyla kronik sorunu olan bir danışanın portresini çizmiştik. Figen Hanım yaklaşık 15 yıldır zayıflamaya çalışmakta, zaman zaman başarılı ...

İyimserlik ve Kötümserlik 2

Geçen hafta iyimser ya da karamsar olmanın genel olarak yaşamı, sağlığı ve işimizi etkilediğinden söz etmiştik. İyimserlerin depresyona çok daha fazla dirençli ...

Egzersiz Ve Beyin

Bazı okurlar anımsarlar; geçtiğimiz senelerde, egzersizin beyin üzerindeki çok çeşitli etkilerini konuşmuştuk. Birçoğumuzun kolunu kıpırdatmakta güçlük çektiği ...

İlginizi Çekebilir :

Davranışsal Ekonomi Üzerine - IV

Geçen haftaki yazımızda geleneksel ekonominin genellemeleriyle insanı standardize ettiğinden ve “öngörülebilir” varsaydığından, bu yaklaşıma meydan ...

Çalışanı Kazanmak

İstersek biz de deneyebiliriz. Yarından başlayarak bir işi olan tanıdıklarımıza, çalışma arkadaşlarımıza şu soruyu sorabiliriz: “Son bir yıl içinde,...

Davranışsal Ekonomi Üzerine - IV

Geçen haftaki yazımızda geleneksel ekonominin genellemeleriyle insanı standardize ettiğinden ve “öngörülebilir” varsaydığından, bu yaklaşıma meydan ...

Beynimiz, duygular ve müşteri bağlılığı

Ne çok işitmişizdir: "İnsan akıllı hayvandır". Ama değildir. Yani aklımızı düşündüğümüzden çok daha az kullanırız. Örneğin; matematik problem...