Emre Konuk

Mutluluğun Yolları 1

Geçen hafta bizi neler mutlu eder ve neler mutlu etmez üzerinde durduk. Gördük ki,gelir düzeyi bir yere kadar mutluluğumuza katkıda bulunuyor, sonra bir etkisi yok. Aldığımız eğitimin, çekici olup olmamamızın ise hiç bir etkisi yok. Terfi etmek vepiyangodan para almak gibi edinimler başta mutlu ediyor ama sonra eski halimize dönüyoruz. Sağlığımız ciddi biçimde bozulsa, örneğin felç geçirsek bile, önce keyfimiz kaçıyor, sonra eski düzeyimize dönüyoruz. Gençler yaşlılara göre daha mutsuz ve hele TV başından ayrılmıyorlarsa daha da mutsuz. Arkadaşlar ve sosyal çevre mutluluğumuza en büyük katkıyı yapıyor. Evliler de bekarlardan daha mutlu ancak buradaki ilişki biraz karmaşık. Yani başka bir yazının konusu olmayı hak ediyor.

Daha fazla erteleyemiyeceğimiz soruyu sorabiliriz: Mutluluğu tanımlayabilir miyiz? Aslında soru biraz anlamsız gibi, çünkü kime sorsak bize mutluluğun tanımını yapar ve çoğu da birbirinden farklı olur.

Keyifli Yaşam

O zaman soruyu belki şöyle sorabiliriz: Mutluluk araştırılabilir, yani bilimin alanına girebilir mi, yani ölçülebilir mi? Evet bu yapılabilir. Örneğin insanlara ne kadar mutlu olduklarını, yaşamdan ne kadar doyum aldıklarını sorabiliriz. Çok mutlu ve çok mutsuz olduklarını söyleyen kişileri ayırır, onların duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına bakabilir, birbirlerinden nerelerde ayrıldıklarını görebiliriz. Bu yöntem bize ayrıca mutluluğun yollarını da gösterebilir.

O zaman bir sürü araştırmadan çıkan bir sonuçla işe başlayabiliriz: Mutlu olduğunu söyleyen insanların sahip oldukları olumlu yaşantıların sayısı olumsuz yaşantılara göre çok daha fazla. Örneğin; doyum, kıvanç, dinginlik, huzur, iyimserlik, umud, özgüven, orgazm, coşku, neşe, sıcaklık, rahatlık gibi. Bu duygulara sahip kişiler “keyifli bir yaşam” sürdürdüklerini söylüyorlar. Bu yaşantıların sayısı arttığında, süresi uzadığında ve yoğun yaşandığında yaşamdan alınan keyif de artıyor. Peki, bu beceriyi edinmek mümkün mü? Bir yere kadar evet. Allahtan mutluluğa giden yol yalnızca keyiften geçmiyor.

Yaşama Bağlanma

Olumlu yaşantıların bir çeşidi de doyumlardır. Doyumlar aldığımız zevklerin tersine, duygularla ilgili değil, davranışlarımız ve eylemlerimizle ilgilidir: Okumak, dağa tırmanmak, dans etmek, briç oynamak, spor, iş, arkadaşlık gibi. Doyumlar, zamanı algılamamızı engeller, yaptığımız işe kendimizi tümüyle vermemize, bağlanmamıza yol açar.

Mutluluk yalnızca anlık yaşantıların toplamı değildir. Mutluluk, “kendimiz olmayı” da içerir. Kendimiz olmak; sahip olduğumuz güçlü yanlarımızın, yeteneklerimizin yaşama geçirilmesiyle mümkündür. Yeteneklerimiz bizi doyuma götüren en doğal yoldur.

Anlamlı Yaşam

Yaşamın anlamlı kılınması, bizim yaşama bağlanmamıza, kendimizi tümüyle, dolu dolu bir şeylere odaklamamıza önemli bir katkıda bulunur. Burada anahtar beceri; sahip olduğumuz yetenekleri ve güçlü yanlarımızı belirlemek ve kendimizden, yani aldığımız doyumlardan ve keyiflerden daha büyük, daha anlamlı bir şeyin hizmetine sunmaktır.

Araştırmalara baktığımızda, çok mutlu olduğunu söyleyen kişiler, yaşamdan keyif aldıklarını, yaptıkları şeylere kendilerini tümüyle verdiklerini ve yaptıkları şeylerin onlar için anlamlı olduğunu, yani daha büyük bir amaca hizmet ettiğini söylüyorlar.

“Sürdürülebilir bir mutluluk” mümkün müdür? Bu da gelecek haftanın konusu.

06.03.2005

Benzer İçerikler :

Zihin Ve Beden İlişkisi - II

Geçtiğimiz hafta, genlerin kendiliğinden yaşamsal ifade bulamadığını vurgulayıp sahip olduğumuz türlü fiziksel, davranışsal yahut gelişimsel özelliğin,...

Mutluluk Satın Alınabilir mi?

Mutluluk Satın Alınabilir mi? İlerde mutluluktan çok söz edeceğiz: Mutluluğu tanımlıyabilir miyiz? Formülü var mıdır? Sürekli bir mutluluktan söz edebilir ...

İyi Yönlerim Beni İyi Bir Lider Yapar mı?

Birkaç haftadır sizinle Gallup’un liderlikle ilgili olarak yaptığı geniş kapsamlı bir araştırmayı özetlemeye çalışıyorum: 1. Yüksek performans...

Travmadan Performansa - II

Geçen hafta şöyle demiştik: Hayatımız bir anılar koleksiyonudur. Değerlerimiz, tutumlarımız, kişiliğimiz anılarımızla ilgili duygular ve düşüncelerin ürünüdür. ...

İlginizi Çekebilir :

Ergenin Aklı 2

Geçen hafta ergenlerin beyinlerinin gelişimiyle ilgili araştırmaları özetlemiştik. İnsan beyninin gelişimini 12 yaşında tamamladığı düşünülüyordu. Oysa yeni ...

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 1

CCL (Center for Creative Leadership) bizim bugün liderlikle ilgili ne biliyorsak pek çoğunu borçlu olduğumuz bir araştırma ve eğitim kurumu. 1983’de...

İşim, Eşim ve Kişiliğim

Geçen hafta sizlerle Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde yaptığımız bir dizi araştırmanın sonuçlarını paylaşmaya başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya ...

İşte Mutluluk - III

Geçtiğimiz haftalarda iş hayatında mutlu hissedebilmek üzerine konuşmuş; birçoğumuzun, işi, tamamen zevkten yoksun bir zorunluluk olarak gördüğünü ve başta...