Emre Konuk

Keşif Anlarını Desteklemek 2

Çocuklarımızın oyun oynadığı vakitler, çoğu zaman bizler için diğer işlerimizle uğraşabileceğimiz, kendimize vakit ayırabileceğimiz derin bir nefes aldığımız anlardır. Çocuğumuz bir köşede kendi kendine oynayabilsin isteriz, bunu yaptığı zamanlarda ona pek ilişmeyiz.

Geçtiğimiz hafta, bir ebeveynin “oyuna” yapacağı bilinçli müdahalenin çocuğun sosyal, bilişsel ve duygusal gelişimine ciddi katkısı olacağını söylemiştik. Bunun temelde üç nedeni var:

1. Oyun oynarken veya keşfederken çocuk, algı, dikkat ve öğrenme kanallarını hiç açmadığı kadar açar.
2. Oyun sırasındaki öğrenme, çocuğun bir tür “kitap bilgisi” edinmesinden çok, yaşam boyu bilgi edinmesini sağlayacak bilişsel ve sosyal “beceriler” edinmesidir.
3. Dil gelişimi, iletişim becerileri, yaratıcılık, liderlik, etkileme, ikna etme, problem çözme, “başardım” hissi ile gelen kendine güven gibi ömür boyu çocuklarımıza kazandırmak için uğraşacağımız özellikler, bir yetişkinin doğru müdahaleleri ile oyun sırasında kazandırılabilir.

Peki, nedir bu doğru müdahaleler? Çocuklardaki davranış problemlerini azaltmak, okulda ve evde sosyal yeterliliği arttırmak üzere Amerika’da yaygın bir biçimde uygulanan, akademik tabanlı, birçok ödül almış ve işe yararlılığı bilimsel olarak gösterilmiş “The Incredible Years” (İnanılmaz Yıllar) müdahale programında, bu konuya ilişkin bazı önemli noktalar vurgulanıyor:

Oyunda onun önderliğini kabul edin.

Ona neyin nasıl yapılacağını söylemekten vazgeçin, çünkü bu doğal öğrenme eğilimini törpülüyor. Unutmayın ki çocuk kendi doğal eğilimi ile oynarken, ambulansın sadece hasta taşıdığı ya da trenin demiryolu dışına çıkamayacağı bilgisinden çok daha önemli beceriler kazanıyor.

Ondan seviyesinin üzerinde bir şeyler yapmasını beklemeyin.

Bunun için iyi bir gözlemci olmanız ve çocuğunuzun gelişim ritmine ayak uydurmanız gerekiyor. Onu bazen aynı hareketi defalarca yaparken görebilirsiniz, bu normal çünkü yapabildiğini ilk kez görüyor. Çocuklar bir konuda “uzman” olmayı severler. Onun seviyesini, o yaşta neyi yapabileceğini bilmeniz önemli. Unutmayın ki onu bir adım ileriye taşımak için, onun hemen bir adım gerisinde olmalısınız.

Eleştirmeyin, başarıları alkışlayın.

Çoğu zaman kendimizi “Yok yavrum onun yeri burası” şeklinde açıklamalar yaparken buluruz. Bunların yerine, çocuğunuzun yaratıcılığını ve fikirlerini destekleyin, eleştirmeyin, onunla birlikte eğlenin.

Soru sormak yerine tasvir edici yorumlar yapın.

Kimi zaman, “a bu hayvanın adı ne?”, “bunun rengi neymiş?” gibi sorular sorarız, çocuğumuzun öğrenmesi için. Henüz odaklandıkları şeyin ne olduğu hakkında hiçbir fikirleri yokken gelen bu sorular karşısında çocuklar çoğunlukla savunmaya geçer, sıkılır ya da susarlar. Bunun yerine, “kocaman kırmızı kulakları var bu tavşanın” gibi açıklayıcı tasvirler yapın ve bu şekilde öğrenmesini sağlayın.

Sessizce oynanan oyunu, ona dikkatinizi vererek ödüllendirin.

Genellikle çocuğumuz bir köşede oyun oynarken ebeveynler de keyifle diğer işleriyle ilgilenir. Bunun yerine bu güzel anları takdir ettiğinizi, sessizce onu izleyerek gösterin. Sesli ya da sessiz, her şekilde ilgi, çocuk tarafından fark edilir. İlgi ona verebileceğiniz en direkt ödül, ilgilenmemek ise en direkt ceza olacaktır.

Haftaya, çocuğumuzun yeteneklerini ve güçlü yanlarını keşfetmeğe odaklanacağız.

Kaynaklar

Webster-Stratton, C. (2006). The Incredible Years. Paperback.
Bu köşede odaklandığımız temalarla ilgili araştırmaları yapan meslektaşlarım Esra Kutlu ve Ceren Sönmez’e teşekkürlerimi iletirim.

04.06.2010

Benzer İçerikler :

Yeteneği Performansa Dönüştürmek

Geçen hafta başarılı yöneticilerin 4 anahtar kullandığını ve bunlardan işe alımlarda kişileri yeteneğine göre seçmek olduğunu söylemiştik. Sıra ikinci anahtara ...

Davranışsal Ekonomi Üzerine - IV

Geçen haftaki yazımızda geleneksel ekonominin genellemeleriyle insanı standardize ettiğinden ve “öngörülebilir” varsaydığından, bu yaklaşıma meydan ...

Yetkinlikler Meselesi 2

Geçen hafta, Yetkinlik Modelinin ortaya çıkışından bu yana neredeyse 40 yıl geçmesine karşın, geçen zamana ve literatüre baktığımızda amacına ulaşamadığını...

Beynin Gücü

Beynimizin gerçekle hayali her zaman ayırd edemediğini yaşamımızdan biliriz. Örneğin; bir korku filmi seyrederken adam sanki beni boğazlayacakmış gibi...

İlginizi Çekebilir :

Fiziksel Mutluluk

Geçen hafta sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluktan, sosyalleşmeye ayrılan zamanın etkilerinden ve iş ortamında kurulan arkadaşlık ilişkilerinden ...

Davranışsal Ekonomi Üzerine - III

Geçtiğimiz hafta, ekonominin nasıl işlediğine dair geleneksel teoriler ile öznel deneyimlerimiz arasındaki farklılığa dikkat çekmiş, bu farklılığı...

Denileni Anlamak

İki haftadır temaları bir biriyle yakından ilişkili iki yazı yazdım. İlkinde temel soru şuydu: Nasıl oluyor da artık savaşlarda sivilleri, çocukları öldürmek ...

Krizi Yaşamak

Malum, kriz nedeniyle işten çıkarmalar giderek çoğalıyor. Yani bir sürü insan sabah işine geldiğinde işini kaybettiğini öğreniyor. Bu insanlara belli bir ...