İkna ve Etkileme: İlkeler Nasıl İşliyor?
Geçtiğimiz haftalarda, kolayca ikna olmamıza ya da bizden istenen bir şeyi yapmamıza neden olan temel ilkelerden söz etmiş ve altı başlık altında özetlemiştik:
1. Toplumsal kanıt ilkesi: Diğerlerinin yaptığını yap.
2. Karşılıkta bulunma ilkesi: Birileri sana bir şey veriyorsa sen daha çoğunu ver.
3. Hoşlanma ilkesi: Sevdiğin kişilerin önerdiğini yap.
4. Otorite ilkesi: Otoritenin sözünü dinle.
5. Tutarlılık ilkesi: Bir tarafta yer aldıysan o tarafta kal.
6. Azlık ilkesi: Az olan şey değerlidir.
Bu hafta yazımızda, konu ile ilgili ilginç uygulamaları derledik.
Çok doluyuz, ama çok…
AlışveriÅŸ kanallarını bilirsiniz; bir ürün tanıtırlar ve kısa süreli aralıklarla ekranda parlak harflerle yanıp sönen “tükenmek üzere, hemen alın”, “ÅŸu kadar liraya, ama hemen telefon açarsanız” gibi anlamsız görünen ifadeler yer alır. Yurt dışında satış rekorları kıran reklam kanallarından biri, reklam sloganında yaptığı 3 kelimelik deÄŸiÅŸiklikle satışlarını ciddi anlamda arttırmıştır. Yaptığı deÄŸiÅŸiklik, ekranda görünen “Operatörlerimiz bekliyor, lütfen ÅŸimdi arayın” mesajını “EÄŸer operatörlerimiz doluysa, lütfen yeniden arayın” mesajı ile deÄŸiÅŸtirmek olmuÅŸtur.
Baktığınızda oldukça mantıklı; burada hem toplumsal kanıt ilkesi hem de azlık ilkesi çalışıyor. Ä°lk cümleyi okuduÄŸunuzda aklınızda canlanan ne olur? Telefon karşısında sıkıntıdan patlayarak birilerinin aramasını bekleyen operatörler. Ä°kinci cümle ise neredeyse yardımsever bir itiraf cümlesi, “ürün o kadar güzel ki zaten ÅŸu anda herkes arıyor, yetiÅŸemiyoruz, lütfen pes etmeden deneyin!”
Diğerleri zaten yapıyor, peki ya siz?
Toplumsal kanıt ilkesi sosyal sorumluluk ile ilgili konularda oldukça iÅŸe yarar. Otellerdeki havluların müşterilerce hemen kirliye atılması yerine birkaç defa kullanılmasını teÅŸvik etmek için, odalara asılan iÅŸaret notlarına “Lütfen çevreyi korumak için havlularınızı yeniden kullanın” yazmanın yeniden kullanımı arttırdığı görülmüş. Bu normal bir durum. Ä°lginç olan; “bu odada kalan herkes sizin gibi havlularını en az 1 defa yeniden kullanıyor” ifadesinin yarattığı artış: % 26.
Sizi çok sevdik… Bir nane ÅŸekeri daha
Karşılıkta bulunma ilkesi, restoranlarda garsonlara verilen bahÅŸiÅŸleri arttırmak için kullanılıyor. Hani zaman zaman görürüz, hesap ile birlikte nane ÅŸekeri, badem ÅŸekeri ikram edilir. Bu tür ikramların bahÅŸiÅŸi arttırdığı bilinir. Hatta bir araÅŸtırmada, bu tür bir ikramın bahÅŸiÅŸi % 3 oranında arttırdığı da gösterilmiÅŸ; tahminimizden az deÄŸil mi? Bu araÅŸtırmanın ardından yapılan bir baÅŸka araÅŸtırmada, garson rolündeki araÅŸtırmacılar baÅŸka bir prosedürü uygulamış. Sonuçlar ilginç. Garson, hesap ile birlikte müşteri sayısı kadar nane ÅŸekeri getirmiÅŸ, arkasını dönüp biraz uzaklaÅŸtıktan sonra geri dönmüş, elini ÅŸeker paketine atmış ve her müşteri için ekstra bir nane ÅŸekeri daha çıkarıp tepsiye bırakmış. Bu durumda bahÅŸiÅŸler % 23 oranında artmış. Bu beklenmedik, müşteriye özel bir hareket. Ãœstelik standard bir prosedüre baÄŸlı deÄŸil, garson kendi inisiyatifini kullanıyor ve adeta “sizi çok sevdim, bir nane ÅŸekeri daha ikram etmek isterim” diyor.
Sosyal psikologlar, bu artışı karşılıkta bulunma ilkesinin özel bir durumu olarak yorumluyor. Aldığımızın karşılığını verme eğilimindeyiz, ama bazı durumlarda bu eğilim artıyor: Verilen şey beklenmedik, bize özel ve mecbur olunmadan verilen bir şey olduğunda.
Ama Söz VermiÅŸtin…
Bir de tutarlılık ilkesinden söz etmiÅŸtik. Bazen firmalar bu tutarlılık ilkesini çok güzel kullanıyor, özellikle yılbaÅŸları gibi hediye alışveriÅŸlerinin çok olduÄŸu zamanlarda. Oyuncak firmaları, ilgi çekici çok güzel bir strateji geliÅŸtirmiÅŸler, oldukça ÅŸaşırtıcı. Yılbaşından bir ay önce tek bir ürünlerinin ciddi anlamda reklamını yapıyorlar. Televizyondan, büyük boy reklam panolarından tutun da ortalıkta dolaÅŸan maskotlara kadar her yerde görüyorsunuz bunları. Zaten bir noktadan sonra bütün çocukların dilinde oluyor bu pahalı oyuncak. Eh, her anne baba gibi siz de diyorsunuz ki “yavrum sana yılbaşı hediyesi, söz!”
Yılbaşından birkaç gün önce gidiyorsunuz bakıyorsunuz ürün bitmiÅŸ bile! Mahcup bir ÅŸekilde baÅŸka bir hediye alıyorsunuz, en az onun kadar göz alıcı pahalı bir ÅŸey olması gerek. Hikaye burada sonlanmıyor. Yılbaşı ertesinde, tükenen stokların yerine yenileri geliyor, siz çocuÄŸunuzla bir Pazar günü dolaÅŸmaya çıktığınızda o söz verdiÄŸiniz muhteÅŸem oyuncağı görüyorsunuz raflarda ve “ama söz vermiÅŸtin…” diyen çocuÄŸunuza hak veriyorsunuz.
Meraklısı için:
Kahneman Nobel Ödülünü alan tek psikolog. 40 yıldır insanların neyi niçin ve nasıl seçtiklerini ve yargıladıklarını araÅŸtırıyor. Davranışsal Ekonomi’nin kurucusu. AraÅŸtırmaları, Yönetim Bilimini, Pazarlamayı, Ä°K’yı, Tüketici Davranışını etkilemiÅŸ ve yaÅŸamımızın pek çok alanına girmiÅŸ durumda. Cialdini ve Sutherland’ı onun uygulayıcı-öğrencileri olarak görmek gerekir. Bu dizide Cialdini baÅŸroldeydi. Sutherland’i de daha önce tanıtmıştım.
Daniel Kahneman, 2003. A perspective on judgment and choice: Mapping bounded rationality. American Psychologist, 58, 697-720.
R. B. Cialdini, (2001). Influence: Science and practice (4th ed.). Boston: Allyn & Bacon.
Stuart Sutherland, 2007, Irrationality, Pinter and Martin. 03.02.2010
Benzer İçerikler :
Öğretmenler, aileden sonra çocuğu en çok etkileyen kişiler olarak ikinci sıradadırlar. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı zorunlu eğitimlerini lise bittikten ...
Son birkaç yazımızda müşteri bağlılığı ile ilgili etmenlerden söz etmiş, minimum müşteri eforu stratejisi ile müşteriyi merkeze koyarak hareket etmenin ve ...
Bayağı bir haftadır travmalardan ve hayatın tuzaklarından söz ediyoruz. Son yazıda travmalarımızdan, hayatın tuzaklarından ve onların verdiÄŸi acÄ...
Geçtiğimiz birkaç hafta, yaptığımız bir dizi araştırmayı özetlemeye başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya cevap arıyordu: Acaba iyi giden evliliklerle, kötü ...
İlginizi Çekebilir :
Son iki hafta “hayatta dayanıklı olma” üzerinde durduk, kaldığımız yerden de devam ediyoruz. Ama önce bir özet: Deprem, kaza, iÅŸ kaybı gibi çok ...
Bildiğiniz gibi birkaç haftadır dostluk ilişkilerinin hayatımızdaki önemini konu ediyoruz. Güçlü sosyal ilişkilere ve kaliteli dostluklara sahip olmanın, ...
Geçen hafta Marka evliliğinden, daha doğrusu markayla evlenmekten söz ettik. Deyim çok yerindeydi çünkü evlilik demek, bağlanmak yani duygusal bağlar...
Aslında hiç de niyetim yoktu Orhan Pamuk meselesine bulaÅŸmaya. Çarşı zaten yeteri kadar karıştı, “bırak tarihçiler karar versin” dedim kendi ...