Emre Konuk

Egzersiz ve Depresyon - II

Geçen yazımızda, egzersiz ve depresyon ilişkisini ele almış; depresyona, depresyondaki kişinin beyninde gerçekleşen değişikliklere ve ilaç ile egzersizin depresyon tedavisindeki etkilerine değinmiştik. Bugün ise konuyla ilgili bilimsel çalışmalardan çarpıcı örneklerle sohbetimize kaldığımız yerden devam edeceğiz, ama önce bilgilerimizi tazeleyelim.

1950’li yıllar itibariyle önceleri tamamen psikolojik bir fenomen olarak değerlendirilen depresyonun biyolojik bir boyutunun da bulunduğu fark edildi. Depresyonu, bu boyutu hedef alarak tedavi etmeyi amaçlayan antidepresanların temel işlevi; beyindeki bağlantılar arasındaki iletişimi sağlayan kimyasalların salgılanımını dengelemektir. Düzenli yapılan egzersiz de benzer etkiyi gösterebiliyor.

Egzersiz ile depresyon arasındaki ilişkiye işaret eden örnekler ile devam etmeden önce bir hatırlatma yapmakta fayda var. Beden, beyin ve zihin arasındaki ilişki çok yönlü bir ilişki; her biri, bir diğerini etkiliyor ve bir diğerinden etkileniyor. Egzersiz söz konusu olduğunda da durum aynı.

Temel Araştırmalar

1. Berkeley’de(A.B.D.) yapılan Alameda County Study isimli araştırma projesi en iyi örneklerden biri.  Araştırmacılar ilk kez 1965 yılında ve daha sonra 1974 ve 1983 yıllarında anket verdikleri 8.023 kişinin yaşam tarzı alışkanlıklarının ve sağlık durumlarının nasıl ilerlediğini 26 yıl boyunca izlediler. Araştırmanın sonunda, başlangıçta hiçbir depresyon belirtisi olmayan kişilerden zaman içerisinde hareketsizleşenlerin depresyon riskinin, diğer kişilere oranla 1,5 kat daha fazla olduğu görüldü. Paralel olarak, araştırmanın başında aktif olmayıp 1965 ve 1974 yılları arasında spora başlayanların depresyon riskinin, ilk baştan beri aktif olanlara kıyasla daha fazla olmadığı anlaşıldı.

2. Hollanda’da 20.000’e yakın sayıda ikiz kardeşin ve ailelerinin incelendiği, 2006 yılında yayımlanan bir çalışmada ise egzersiz yapanların daha az kaygılı, daha az depresif, daha az nörotik ve sosyal açıdan daha dışa dönük oldukları görüldü.

3. Benzer biçimde, 1999 yılında Finlandiya’da gerçekleştirilen ve 3.500’e yakın katılımcıyı kapsayan bir çalışmada, haftada iki-üç defa egzersiz yapanların, daha nadir yapanlara veya hiç yapmayanlara oranla, depresyon, öfke, stres ve güvensizlik gibi olumsuzlukları belirgin bir ölçüde daha az yaşadıkları anlaşıldı.

4. Amerika’nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Columbia Üniversitesi’nde 2003 yılında yapılan ve 8.098 kişinin dahil olduğu çalışmada da benzer ilişki tespit edildi.

5. Yine Amerika’nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Duke Üniversitesi’nde 1999 yılında gerçekleştirilen ve çok ses getiren projelerden bir diğeri SMILE (Standard Tıbbi Müdahale ve Uzun Süreli Egzesiz) adlı çalışmaydı. Araştırmacılar çalışmaya katılan ve depresyon tanısı almış 156 kişiyi ilaç tedavisi, egzersiz ve kombine tedavi olmak üzere üç gruba ayırdı. Egzersiz grubundakiler kapasitelerinin yüzde 70-85’ini kullanarak, ısınma ve soğuma egzersizleri ile birlikte toplam 45 dakikalık hızlı tempo yürüyüş yapıyordu. Çalışmanın sonunda her üç grubun da depresyon seviyelerinde fark edilir biçimde azalma görüldü. Araştırmacılardan James Blumenthal, egzersizin, ilaç tedavisi kadar etkili olduğu sonucuna vardı. Bununla birlikte, ilaç tedavisi verilen gruptakilerin kısa vadede daha çabuk bir rahatlama deneyimledikleri görüldü. Ancak, altı ay sonra sonuçlar araştırıldığında, uzun vadede, egzersizin, ilaç tedavisinden daha etkili olduğu anlaşıldı. İlaç tedavisi grubundakilerin yüzde 52’sine kıyasla, egzersiz grubundakilerin yüzde 30’unun, çalışma sürecine rağmen hala depresyonda olduğu tespit edildi. Benzer şekilde, çalışma süreciyle düzelme gösterenler arasında ilaç tedavisi grubundakilerin yüzde 38’i yeniden depresyona girmişken, bu oran, egzersiz grubundakiler için yüzde 8’di. (Merak edenler için: Kombine tedavi (ilaç ve egzersiz) en olumsuz sonuçları veren yöntemdi. Araştırmacıya göre bunun sebebi, ilaç kullanıyor olmanın, egzersizin sağladığı,  özgüven kazandıran süreçlerin önüne geçmesi ve öz hakimiyet duygusunu engellemesiydi).

Özellikle vurgulamak istiyoruz ki bir egzersiz seansıyla anlık olarak daha iyi hissetmek mümkün olsa da kişinin ruh halini sürekli yukarılarda tutabilmesi için bir süredir düzenli biçimde devam ediyor olması gerekiyor. Depresyonun üstesinden gelmek için önemli bir unsur, kişinin ertesi gün de kendisini iyi hissedeceğini bilmesidir. Bu, periyodik egzersizler ile biraz daha uzun zaman alabilir. Ancak, yol kat etmek, yavaşça başlayıp adım adım ilerlemekle başlar.

Biliyoruz; depresyon öyle bir şey ki, insanı bazen koltuğundan kalkamayacak gibi hissettirebilir. Ancak durum öyleyse, hareket etme gereksinimi çok daha acil demektir. Unutmayın; bedeni harekete geçirmek, beyni harekete geçirmek için birebirdir.

Kaynak: Ratey, J.J., & Hagerman, E. (2008). Spark: The revolutionary new science of exercise and the brain. NY: Little, Brown and Company. 30.01.2011

Benzer İçerikler :

Yeteneği Performansa Dönüştürmek

Geçen hafta başarılı yöneticilerin 4 anahtar kullandığını ve bunlardan işe alımlarda kişileri yeteneğine göre seçmek olduğunu söylemiştik. Sıra ikinci anahtara ...

İletişim Kuramı Ve Çift İlişkileri - II

Geçtiğimiz hafta, iletişim kuramı perspektifinden çift ilişkilerinden bahsetmiş, eşler arasındaki çatışmaların kaynaklarına değinmiş, ve ilişkinin simetrik ...

Eğitimde Dönüşüm - V

Geçtiğimiz hafta, ideal yaklaşımı benimseyen öğretmen ve okulların uygulamada kullandıkları yöntemlerden bahsetmiş ve yaklaşımlarının, geleneksel yaklaşıma...

İşte Mutluluk

Kimimize, belki de birçoğumuza göre, iş, yalnızca hayatı sürdürebilmek için üstlenilen bir mecburiyet; zevkten yoksun bırakan bir vazife; omuzlarda daimi bir...

İlginizi Çekebilir :

Ailede Demokrasi Neden Olmalı

Geçen hafta çocuğun içgüdüleriyle doğduğunu, içgüdülerinse tanımı gereği sınır tanımadıklarını ve hedefin anında doyum olduğunu söylemiştik. Oysa aile yaşamı ...

Beyin Yıkama - 2

Geçen hafta beyin yıkamanın ne olduğundan söz etmiş ve örnek olarak Patricia Hearst olayını vermiştik.  Patricia Hearst’ın zalimce SLA tarafından ...

İyimserlik ve Kötümserlik 2

Geçen hafta iyimser ya da karamsar olmanın genel olarak yaşamı, sağlığı ve işimizi etkilediğinden söz etmiştik. İyimserlerin depresyona çok daha fazla dirençli ...

Fiziksel Mutluluk - 2: Uyku ve Genler

Geçen hafta, fiziksel alanda mutlu olabilmek için beslenmenin ve egzersizin öneminden söz ettik. Beslenme alışkanlıklarımız ve yaptığımız egzersizin yalnızca ...