Emre Konuk

Dostlara Dair IV

Dostlara Dair IV

Bildiğiniz gibi birkaç haftadır dostluk ilişkilerinin hayatımızdaki önemini konu ediyoruz. Güçlü sosyal ilişkilere ve kaliteli dostluklara sahip olmanın, ihtiyacın ötesinde, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmek için bir gereklilik olduğunu vurguluyoruz. Geçtiğimiz haftalarda arkadaşlar ve hayat ortakları gibi farklı bağlamlarda yakın ilişkilerden bahsetmiştik. Bugün ise iş yerinde dostluk ilişkileri üzerine konuşacağız.

Birçoğumuzun kendi deneyimlerinden de bildiği gibi, günümüzde hala iş ortamında arkadaşlıklara karşı ciddi bir direnç var. Bu, özellikle, büyük, kurumsal ve bürokratik işletmelerde geçerli olmakla birlikte, yalnızca onlarla sınırlı değil. 80.000 yönetici ve liderle yapılan bir araştırmaya göre, yönetici ve liderlerin üçte biri, yakınlığın husumet doğuracağı düşüncesine katılıyor. Bu sebeple birçok iş yerinde arkadaşlık ilişkileri kurulması desteklenmiyor. Bazılarında sosyalleşmek aktif olarak engelleniyor. Diğerlerinde ise aktif olarak engellenmese de yönetim tarafından teşvik edilmiyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre çalışan nüfusun yalnızca yüzde 18’i arkadaşlık ilişkilerine imkan sağlayan iş yerlerinde görev yapıyor.

İş ortamındaki dostlukların kimi zaman olumsuz sonuçları olabildiğini kabul etmek gerekiyor. Pek çok iş yerinde, çalışanlarla üstleri veya yönetim arasındaki ilişki yeterince iyi olmadığından, arkadaşlıklar karşı tarafa duyulan ortak negatif duygular üzerine inşa olabiliyor. Bu durumda diyalog kurmak da genellikle şikayet etmek ve içini dökmekten ibaret oluyor. Sonuçta, zaten dolu olan kişi daha da dolu hale geliyor ve giderek performansı düşüyor. Ancak yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, iş yerindeki dostluk ilişkilerinin olası olumlu sonuçları, olumsuz sonuçlarını büyük ölçüde saf dışı bırakabilecek nitelikte. Çalışmalar, iş ortamındaki dostlukların, kişinin mesleki doyum ve başarısını belirgin biçimde arttırdığını gösteriyor.

İş yerinde arkadaş edinmiş olmak kişiye iyi geliyor. Ancak arkadaşlığın samimiyeti de önemli. Sıradan bir arkadaşa veya iyi bir arkadaşa sahip olmak fayda ediyorsa da her ikisinin de etki gücü fazla değil. Oysa gerçekten yakın bir arkadaşa sahip olmak bireyin iş hayatında belirgin biçimde fark yaratıyor. 2004 yılında çeşitli ülkelerden uzmanların katkısıyla yürütülen bir araştırmaya göre, iş yerinde gerçekten yakın bir arkadaşa sahip olan kişiler pek çok yönden daha avantajlı:

• Yaptıkları işten daha çok keyif alıyorlar.
• İş ortamında kendilerini güvende hissedebiliyorlar.
• Görüşlerinin önemsendiğini hissediyor ve fikirlerini paylaşabiliyorlar.
• Olan bitenden haberdar ve sürece dahil hissediyorlar.
• İşe ve iş yaptıkları kişilere kendilerini daha çok verebiliyorlar.
• Daha kısa zamanda daha çok iş yapabiliyorlar.
• Her gün güçlü yanlarına odaklanma imkanı elde ediyorlar.

ABD kaynaklı istatistiklere göre, bunca olası avantajına rağmen çalışanların yalnızca yüzde 20’si iş yerinde dostluk kurmaya zaman ve çaba sarf ediyor. Çalışanların yalnızca yüzde 30’u ise iş yerinde gerçekten yakın bir arkadaşa sahip. Bu, çalışanlar için olduğu kadar, yönetici ve liderler için de kötü bir haber. Neden mi? Araştırmalar, iş yerinde gerçekten yakın bir arkadaşa sahip olmanın, kişilerin işe kendilerini yedi kat daha fazla verebilmelerini sağladığını ve çalıştıkları kurumdan duydukları memnuniyeti iki kat arttırdığını gösteriyor. Yakınlarında samimi bir arkadaş olmadan kişinin kendini işine verebilme olasılığı ise yalnızca 12’de 1.

Arkadaşlıkların niteliği gibi, niceliği de önem taşıyor. Çalışmalara göre, bir veya iki samimi arkadaşı olan kişiler arasında bir fark görülmezken, en az üç samimi arkadaşı bulunan kişilerin işten duydukları tatmin belirgin biçimde daha fazla oluyor. Üstelik bu kişiler yalnızca mesleki anlamda daha memnun olmuyorlar; hayattan duydukları mutluluk da daha fazla oluyor. İstatistiklere göre, işte en az üç samimi arkadaşı olan kişilerin hayatlarından tatmin olma olasılıkları, diğer kişilerinkine göre yüzde 96 daha fazla.

Gerek birey gerekse çalıştığı işletme için teşkil ettiği tüm bu avantajlara rağmen pek çok kurum hala iş ortamında yakın dostluk ilişkileri kurulmasına karşı çıkıyor. Oysa tahmin ettiğiniz gibi birçok sefer bu tutumlarının kendileri için epey olumsuz sonuçları oluyor.

Dostluk kurmak ve kurulan dostlukları geliştirmek sağlıklı bir iş hayatının çok önemli birer parçası. En iyi çalışma gruplarına baktığımızda, bunun farkında olan yönetici ve liderlerin işin başında olduğunu görüyoruz. Bu kişiler, sosyal ilişkilerin, çalışanlarının hem iş hem de yaşam motivasyonu için ne denli önemli olduğunu biliyor ve ona göre hareket ediyorlar.
Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Dostlara Dair I

Dostlara Dair II

Dostlara Dair III

Dostlara Dair V

26.05.2011

Kaynak: Rath, T. (2006). Vital Friends: The people you can’t afford to live without. NY: Gallup Press.

Benzer İçerikler :

Davranışsal Ekonomi Üzerine

Daha önce bu köşede, varsayımların, herhangi bir alana dair yaklaşımımızı, tutum ve davranışlarımızı belirleyen yapı taşları olduğundan bahsettiğimizi...

Fast Food ve Depresyon - II

Geçtiğimiz hafta, hızlı tüketim gıdalarının, fiziksel sağlık ile olduğu gibi, psikolojik sağlık ile ilişkisi olduğuna dair bilimsel bulgulara ulaşıldığından...

İşyerinde Taciz Mobbing

Geçen hafta iş yerinde psikolojik taciz, yıldırma, iş yerinde zorbalık ve iş yeri travması olarak adlandırabileceğimiz davranışları “mobbing” ile...

Müşteri Bağlılığı - III

Geçen haftaki yazımızda şirketlerin minimum “müşteri eforu stratejisini” uygulamaya geçirebilecekleri çeşitli taktiklerden söz etmiştik. Kısaca...

İlginizi Çekebilir :

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 3

CCL’in (Center for Creative Leadership) “başarılı yöneticiler” ve “inişe geçen yöneticilerle” yaptığı araştırmaya devam ...

Keşif Alanlarını Desteklemek

İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...

Mutluluğun Yolları 1

Geçen hafta bizi neler mutlu eder ve neler mutlu etmez üzerinde durduk. Gördük ki,gelir düzeyi bir yere kadar mutluluğumuza katkıda bulunuyor, sonra bir etkisi ...

Ailede Demokrasi Neden Olmalı

Geçen hafta çocuğun içgüdüleriyle doğduğunu, içgüdülerinse tanımı gereği sınır tanımadıklarını ve hedefin anında doyum olduğunu söylemiştik. Oysa aile yaşamı ...