Döngüleri Kırmak 4
Önce kısa bir özet:
Nerede kronik hale gelmiş, aşılamamış bir sorun varsa orada kısır bir döngünün oluştuğunu görebiliriz. Yani sorunu aşmak için bulduğumuz çözümün ya da çarenin kendisi sorun haline gelmiştir.
İşe yaramadığını bildiğimiz, gördüğümüz halde, yine de ilişki sorunlarını aşmak için sık kullandığımız teknikleri sıralamak mümkün:
- İşe yaramadığı halde ısrarla sorun yaşadığımız kişiye değişmesini söyleriz.
- Yalnızca değişmesini talep etmeyiz, aynı zamanda bu değişimden hoşlanmasını da bekleriz.
- Bazen da işi yapmasını sağlamakla yetinmeyip, bizim haklı olduğumuzu kabul etmesini isteriz.
- Bir başka işe yaramayan strateji de; talep edilen şeyi dolaylı bir biçimde iletmektir. Yani isteğimizi, talebimizi net bir biçimde iletmek yerine karşımızdaki kişinin aklımızdan geçeni okumasını bekleriz.
Farklı Bir Şey Yapmak
İlişki sorunlarını aşmak için genellikle başta “sağduyulu” çözümleri deneriz. Çoğu zaman da işe yarar, sorun da çözülür. Ama bazen da takılır. Sıkıntı burada başlar. Bulduğumuz çözüm o kadar makul ve yerinde bir çözümdür ki, tekrar deneriz. Döngü başlamıştır. Farklı bir şey denemezsek, Avrupa Birliği’ne girene kadar öyle devam edebiliriz. Sağduyu işe yaramıyorsa, sol duyu belki yarayabilir.
İki temel ilke:
- Koreografiyi değiştir, eskisi gibi dans edemesin. Yani vals yaparken tangoya geç.
- Yeni yaklaşım eskisinden büyük ölçüde farklı olsun.
Temel Strateji
- Değişmesini talep etmeyi durdur
- Değişmemesini söyle
- Caydırıcı bir şey bul, yaptığını yapamasın
- Ne yapıyorsa daha fazlasını yapmasını söyle
Sol duyusu biraz fazla bir yaklaşım. Ama iyi düşünülür, iyi planlanır ve iyi sunulursa başarı yüzdesinin yüksek olacağını söyleyebilirim. En iyisi örnekler vermek.
1. Figen toplantılarda Selma’yı küçük düşürüyor, alaycı konuşuyor.
Selma Figen’i işe yaramadığı halde defalarca uyarıyor.
Koç’un önerisiyle Selma toplantı öncesi Figen’e: “Figen biliyor musun sen bana böyle kötü davrandıkça patron bana daha yakın davranıyor. Geçen toplantıdan sonra istediğim bir sürü şeyi alabildim. Aman bugün yaptıklarını biraz daha abart” diyor. Figen toplantıda susuyor. Selma kaş göz işaretiyle göreve çağırıyor. Figen zorla bir iki eleştiride bulunuyor. Selma toplantı sonrası “teşekkürler” deyip ayrılıyor.
2. Ahmet toplantılarda sık sık Kemal’i eleştiriyor. Kemal de kendini savunmaya çalışıyor. Tabii bir işe yaramıyor. Neticede toplantıda Kemal kendini savunmak yerine eleştirileri not alıyor ve “Eleştirilerini tam anlamış mıyım bilmek istiyorum” deyip yazdıklarını teker teker okuyor.
3. Çocuk parmağını emiyor. Ne deneniyorsa olmuyor.
Terapist: Sizce çocuğunuz bu yaşa geldiği halde niye hala parmağını emiyor.
Anne: Daha önce gittiğimiz uzman, bebekliğinde emme ihtiyacını doyuramadığı için emdiğini söyledi. Biz de kitaplara filan baktık, doğru gibi geldi.
Terapist: Evet doğru. Ama anlamadığım bir şey var: Çocuk emme ihtiyacını karşılamadığı halde bizler durmadan onun bu ihtiyacını karşılamasına engel oluyoruz. Tam tersini yapmamız gerekiyor. Önümüzdeki hafta çocuğunuz elini emmediğini gördüğünüzde elini ağzına götürün ve emmesini söyleyin.
Not: Dünyanın en keyifli işi zorla yapıldığında işkence halini alır. Seks bile.
4. Kemal neredeyse her fikre karşı çıkıyor. Yönetici defalarca uyarıyor. Bir gün denk düşürüp:
Yönetici: Sana haksızlık ettiğimizi fark ettim. Bir sürü işte senin uyarıların çok işe yaradı. Daha önce takdir edemediğim için kusura bakma. İlk toplantıda eleştirilerini bekliyorum. Umarım ihmal etmezsin. İlk toplantıda yönetici sık sık Kemal’in fikrini sorar.
5. Kızımız ikide bir izinlerle ilgili sınırları zorlar. Anne sınırları niye genişletemeyeceğini anlatır. Kız durmadan itiraz eder ve annenin gerekçelerinin geçersiz olduğunu söyler. Yani anne doğru dürüst “olmaz” diyeceğine kızının kurallara uymak istemesini ve isteklerini kabul etmesini bekler. Tabii bu hiçbir zaman olmaz ve tartışmalar sürüp gider. Anne bir gün taktik değiştirir:
Anne: Hayır bu akşam arkadaşında kalamazsın.
Kız: Yaa niye kalamam yaa?
Anne: Çünkü bugün dolunay var ve ayrıca ben bir cadıyım.
Kız: Yaa anne saçmalama yaa.
Anne: Bugün dolunay var ve ben bir cadıyım. Gidemezsin.
Kız: Anne iyi misin sen?
Anne: Bugün dolunay ve ben bir cadıyım....
Eğer bu teknikleri denerseniz sonuçlarını öğrenmek isterim.
Kaynaklar
Lucy Gill. How to Work With Just About Anyone, 1999. Simon and Schuster, NY.
Robert M. Bramson. Coping With Difficult People, 1981. Dell Publishing, NY
24.09.2006
Benzer İçerikler :
Geçen hafta Festinger’in “Zihinsel Çelişki” ya da “Zihinsel Tutarsızlık” diyebileceğimiz teorisinden söz ettik. Bir iki de...
Geçen hafta insan canlısının ortak paylaştığı ihtiyaçlardan kalkarak, liderler ve yöneticilerin çalışanlarıyla ilişkilerini yönetebilecekleri kısa bir ...
Neredeyse bir yıl olmuştur, hepimizin hocası Prof. Şerif Mardin’in ‘mahalle baskısını’ gündeme getirmesi. Sanki hiç mahalle görmedik ve baskı ...
Geçen hafta sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluktan, sosyalleşmeye ayrılan zamanın etkilerinden ve iş ortamında kurulan arkadaşlık ilişkilerinden ...
İlginizi Çekebilir :
Bayağı bir haftadır sizlere meslektaşlarımla birlikte yaptığımız bir dizi araştırmayı özetlemeye çalışıyoruz. Üç araştırmanın da ortak yanı; kişiliğimizle, ...
Geçen hafta İstanbul’un dünya metropolleri içinde en güvenli olanlarından biri olduğunu ama bunun böyle devam etmeyeceğini söyledik. Yaklaşan seçimler ...
Geçenlerde ekibiyle ilişkisini düzenlemek amacıyla bir araya geldiğimiz bir yöneticiyle “çalışan bağlılığının” organizasyona katkısı üzerinde...
İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...