Emre Konuk

Çocuğunuzun Güçlü Yanları - 4: Sosyal ilişkiler

Çocuklar bugün Facebook, myspace gibi alanlarda yüzlerce arkadaş edinebiliyor olsalar da, araştırmalar bu arkadaşlıkların gerçek dost sayısını belirlemediğini gösteriyor. Tanıdığımız insan sayısını, kişisel ilgimiz belirliyor, oysa gerçek dostlukları belirleyen, karşımızdaki ile samimiyetle, keyif alarak, içimizden geldiği için yönelttiğimiz ilgi, sıcaklık ve sevgi oluyor. Bu tür sağlam ilişkiler sayesinde, empati yeteneği, minnettarlık hissi, affedebilme gibi özellikler güçleniyor, ilişkilerimizden aldığımız doyum artıyor.

Diğerleriyle kurduğumuz her ilişki farklı olsa da, bizim tüm bu ilişkileri daha güçlü, daha verimli hale getirebilecek doğuştan getirdiğimiz ya da zaman içerisinde geliştirdiğimiz güçlü yanlarımız vardır. Yine de kimi zaman ilişkilerimiz, bizim bu yanlarımızdan bağımsız bir şekilde ilerleyebiliyor, üzerlerindeki kontrolümüzü kaybediyoruz, bize doyum sağlamayan ortam ve ilişkilerin içerisinde bulabiliyoruz kendimizi. Özellikle ergenlik dönemlerinden çıkarken, bir de bakıyoruz ki zamanla bizi yıpratır hale gelen, tüketen ilişkileri sürdürmek için aslında ciddi bir çaba sarfetmişiz.

Bu nedenle çocuklarımız, zamanlarının ve enerjilerinin sınırlarını anlamaya ve kime, neye, nasıl ve ne kadar odaklanmaları gerektiğini öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Bunu anlamak, ilişkilerdeki güçlü yanları anlamaktan geçiyor.

Çocuğum Yeteri Kadar Sosyal mi?

“Ne olacak bu çocuk?” gibi bir başka soru da, “Çocuğum yeteri kadar sosyal mi ?” sorusudur. Ortada bir problem olduğundan endişe etmek yerine, gelin başka bir gözlükle bakalım meseleye, bu soruyu bir başka soru ile değiştirelim:

Çocuğumun sosyal açıdan güçlü yanları neler?

İlişkilerle ilgili olası güçlü yanlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Arkadaşlarla birlikte yapılacak bir aktivite başlatmak, tavsiyelerde bulunmak, koçluk yapmak, ihtiyacı olduğunda orada olmak, kriz anında yardım etmek, başkasının acısını hissetmek, hediyeler almak, arkadaşlarla dışarı çıkmak, yakın ilişkiler kurmak, yakın bir arkadaşla düzenli olarak görüşmek, mektuplaşmak, ortak bir spor yapmak, diğerlerini güldürmek, partilere katılmak. Bu liste uzayıp gider. Bunlardan birçoğunu çocuğunuz sıkça, kimini çok az yapıyor olabilir. Aslında çok sık yaptığı kimi şeyden pek de zevk almadığını, çok yetenekli olduğu ve müthiş keyif aldığı kimi şeyi de farkında olmadığı için pek yapmadığını fark etmesini sağlamak, ilişkilerinden aldığı doyumu arttıracaktır.

Sorun ve birlikte düşünün

Bazen çocuğumuzla sohbet ederken, ona açık uçlu sorular sormanın önemini unutabiliyoruz. Sabit öğütler vermenin ya da neredeyse sorguya çekmenin onu sıkacağını ve bir işe de yaramayacağını bilsek de tutamıyoruz kendimizi, kolay olanı yapıyoruz. Elbette uyarmadan edemeyeceğimiz bazı şeyler olacaktır. Ancak bilmek gerekiyor ki, çocuğumuza sorduğumuz sorular çoğu zaman onun düşünce biçimini şekillendirmede, yaptığımız yorumlardan ve öğütlerden daha etkili olur.

İlişkilerle ilgili sohbet ediyorsanız, sorgulayıcı ya da yargılayıcı olmadan, ona bazı sorular sorarak başlayabilirsiniz. Sevdiği bir arkadaşıyla vakit geçirmekten neden hoşlandığını, hangi arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi sevdiğini, hangileriyle vakit geçirmeyi sevmediğini, hangi özellikleri sayesinde bu dostlukları kurduğunu, onlarla özel olarak ne yapmaktan hoşlanıp neler yapmayı sevmediğini, bunun hangi özelliklerinden kaynaklanıyor olabileceğini sorabilirsiniz. En sevdiği oyuncudan, ya da film karakterinden, onun hangi özelliklerini sevdiğinden, karakterin bu özellikleri nasıl kullandığından söz edebilirsiniz.

Bu tür sorular ona, kendisi hakkında düşünmediği basit bilgiler verecektir. Bu sayede, kimi şeyi sevme kimi şeyi sevmeme hakkının olduğunu, seçim yapabileceğini, bunun normal olduğunu fark edecek, ilişkileri üzerinde kontrol sahibi olmayı öğrenecek, dostlukları için daha bilinçli ve anlamlı çaba sarf etmeye başlayacaktır.

Seviyor, sevmiyor…

Bir başka egzersiz, ona tanıdıkları hakkında sorular sormaktır. Önce sevdiği tanıdıklarını, sonra ne iyi ne kötü herhangi bir şey hissetmediği tanıdıklarını, sonra da sevmediği tanıdıklarını sormak. Ardından her seferinde, şu sorulara yanıt aramak:

• Onları hangi özellikleri nedeniyle seviyor, sevmiyor ya da herhangi bir şey hissetmiyor?
• Onlarla daha yakın ilişki kurmak ister mi? Bunu nasıl yapabilir, hangi güçlü yanlarını kullanabilir?

Elbette bu soruları sorarken, amacınız çocuğunuzun kendini başarısız olduğu bir alanda daha da yetersiz hissetmesi olmamalı. Eğer sosyal anlamda kendini başarısız hissettiğini ve bu nedenle mutsuz olduğunu hissediyorsanız, o zaman daha farklı şekilde yaklaşmak, belki bir uzmanla görüşmek gerekecektir.

Önümüzdeki hafta, çocuğunuzun öğrenme açısından güçlü yanlarını nasıl keşfedebileceğinize değineceğiz…

01.07.2010

Benzer İçerikler :

Dil Ve Kognisyon - IV

Birkaç haftadır, anadilin çeşitli bilişsel faaliyet ve süreçlerimizi etkilediğinden bahsediyor; dünyayı nasıl algıladığımızın, nasıl düşündüğümüzün, nelere ...

Motivasyon - III

Geçen yazımızda motivasyon kuramının tarihsel sürecini ele almış ve bunun iş dünyası için ne anlama geldiğini paylaşmıştık. Bilimin ortaya koyduğu bulgularla...

Ruh İkizimi Ararken 2

Önce geçen haftadan kısa bir özet yapalım: 1. Eğer hedefimiz ilişki ağımızı genişletmek ve bunun yanında anlamlı, istikrarlı, duygusal ilişkiler...

İletişim Kuramı Ve Hipnoz

Bugünkü yazımızda, iletişim kuramı perspektifinden hipnozu konuşacağız. Hipnoz, birçoğumuzun merak ettiği, ancak pek az bildiği ya da anlayabildiği bir olgu. ...

İlginizi Çekebilir :

Kolestrol: Bir Masal Daha

Birkaç ay önce fazla kilolu olmakla, yani şişmanlıkla sağlık arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir dizi yazı yazmıştım. Bu konuda bildiklerimizin, daha doğrusu...

Büyü nasıl bozuldu?

Filistin’deki terapistlerin eğitimi ve süpervizyonu için son zamanlarda birkaç defa Filistin’e gittim. Eğitimler ve süpervizyon değişik...

Akıldışının Cazibesi - Son Söz

Bildiğiniz gibi, bir süredir, insanın irrasyonel tarafı üzerine konuşuyor; sıklıkla inkar edilen bu yönümüzün, hayatımızdaki yansımalarına değiniyor ve çeşitli ...

Malatya Olayına Sevinirken

Malatya olayının sonrasını heyecan ve itiraf etmeliyim keyifle izliyorum. Bir kere aynı olay bir kaç yıl önce olsaydı, ki oluyordu, haberimiz bile olmazdı. ...