Büyü nasıl bozuldu?
Filistin’deki terapistlerin eğitimi ve süpervizyonu için son zamanlarda birkaç defa Filistin’e gittim. Eğitimler ve süpervizyon değişik şehirlerdeydi. Dolaşırken şehrin ve kasabanın orta yerinde yıkık binalar görüyordum. Sonradan öğrendim ki, bu binalar İsrail’in füzeyle vurduğu, içinde sivillerin ve aynı zamanda Hamas Yöneticiler’inin ya da üyelerinin yaşadığı ve İsrail yerleşim bölgelerine füze atışı yaptıkları binalar. Bunları savaş anıtı olarak öyle tutuyorlarmış.
Sonradan başka şeyler de öğrendim. Örneğin Hamas füzeyi fırlattığında İsrail tarafı bir – iki saniye içinde fırlatılan yeri bir – iki metre hatayla belirleyip anında füzeyle vurabiliyor. Yani İsrail kendisine atılan her füzeye karşılık verebilir durumda. Ama bunu yapmıyor çünkü füzeler sivillerin oturduğu apartmanlardan, marketlerden veya okullardan atılıyor. Hamas’ın sivillrein yaşadığı binalardan füze atışı yapma nedeni de zaten bu. İsrail hangi kritere göre harekete geçip sivillerinde yaşadığı Hamas karargahını vuruyor bilmiyorum. Galiba bir kriter, Hamas’ın İsrail tarafından sivilleri vurması. Onun dışında da, taktik nedenlerle, örneğin olayları tırmandırmak için olabilir. Kısacası İsrail de Hamas da, gerekçesi ne olursa olsun sivillerin öleceğini bile bile atışını yapıyor. Hamas buna canlı bombalarıda ekliyor. Burada Hamas’ı kaldırıp Hizbullah da diyebiliriz. Aynı durumlar onlar içinde geçerli.
Peki nasıl oluyor da, örneğin Çanakkale Savaşı’nda her iki taraftan yüz binlerce insan ölürken, gece olduğunda savaş duruyor, ölüler gömülüyor, yaralar sarılıyor, yemek yeniyor, namaz kılınıyor, herkes rahat rahat uyuyor, ertesi gün dinlenmiş bir biçimde savaşa devam ediliyor? Neden iki taraftan hiçbir kumandan gece karanlıktan faydalanıp düşmanı uykuda basmıyor? Yüzyıllardan beri ordular “kuralına göre savaşırken ne oldu da şehirler bombalanmaya, siviller öldürülmeye başlandı? Oyunun kuralları nasıl değişti?” Daha doğrusu kimler değiştirdi?
Versailles Anlaşması
Bunu anlamak için 1919’a gitmemiz gerekiyor. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna geliniyor. Almanya’nın savaşı kaybettiği kesin. İşte bu noktada George Creel piyasaya çıkıyor. George Creel bugün “halkla ilişkiler” diye bilinen mesleğin kurucusu olarak tanınır. Woodrow Wilson başkan Creel’i halkla ilişkiler komitesinin başına getirir. Creel’in işi Amerika’yı savaşa sokmaktır. 75 bin kişiyi işe alır.
Creel bir strateji geliştirir. Ona göre Almanları teslim olmaya razı etmek için, onlara savaş sonrası hiçbir zarar verilmeyeceğini, savaş tazminatı istenmeyeceğini, onurları ve gururlarıyla oynanmayacağını garanti etmek gerekir. 14 maddeden oluşan bir metin hazırlar. Wilson da bunu bütün dünyaya ilan eder.
Eğer birilerini aldatmak istiyorsanız mesajınızı güven duyulan birine verdirtirsiniz. Wilson pataloji boyutlarında dürüst bir insan. Neticede Almanya kendisine verilen sözlere inanır ve teslim olur. Bir yıl sonra Barış Konferansı başlar. Clemenceau (Fransa) ve Llyod George(İngiltere) aç kurtlar gibi kanını emmeye hazırdırlar. “14 madde” unutulur. Versailles Anlaşması ile endüstri bölgeleri Almanya’nın elinden alınır. Silahsızlandırılır. Ordusu tavsiye edilir. 21 milyar dolar tazminat istenir. Ekonomist Keynes’e göre bu miktar mümkün olanın dört katıdır. Bu rakam daha sonra 32 milyar dolara çıkartılır. Almanya “suçlu” olduğunu ve daha bir sürü aşağılayıcı maddeyi kabul atmak zorunda kalır. Wilson ne zaman “14 Madde” hatırlatsa, adamı mezarlıklara götürüp Almanya’yı neden azarlamıyor diye azarlarlar.
Wagner’i, Beethoven’i, Schopenhauer’ı, Nietzsche’yi yaratan bir kültürün bunu hazmetmesi herhalde beklenemezdi. Zaten birkaç yıl sonra da Almanya Hitler’ini yaratır. Almanya yalnızca kızgın değildir. “Ahlakı da bozulmuştur”. Siz iş ortağınıza veya oğlunuza ahlaki değerlerle yaklaşıp ihanet ederseniz, onları yalnızca kızdırmazsınız, aynı zamanda onların ahlakını da bozarsınız. Güvenin sarsılması insanları en çok sarsan şeydir.
Oyunun kuralları, ona bağlı olarak da değerler değiştiğine göre artık herşey yapılabilir. Şehirleri bombalayabilir, hatta atom bombası atabilirsiniz. Avrupa’nın orta yerinde on binlerce insan katledilir, işinize gelmediği için sesinizi çıkarmayabilirsiniz. Bütün bunlara kızıp siz de onların çoluğunu çocuğunu Allah adına öldürebilirsiniz.
Anlaşılan oyunun kurallarını, ona bağlı değerleri, ilkeleri yeniden düzenlemek gerekiyor. Umalım ki, bütün bu kavga böyle bir sonuca götürsün bizi. Amin.
Kaynaklar
Gregory Bateson. Steps to an Ecology of Mind, Ballentine Boks, 1972.
George Creel. How We Advertised America, 1920.
06.08.2006
Benzer İçerikler :
Geçen hafta iş yerinde psikolojik taciz, yıldırma, iş yerinde zorbalık ve iş yeri travması olarak adlandırabileceğimiz davranışları “mobbing” ile...
Pozitif Psikoloji Klinik Psikoloji özellikle 2. Dünya Savaşından sonra, tıbbı kendine model olarak aldı ve ağırlıklı olarak hastalıklarla, yani iyi olanla ...
İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...
Çoğumuz spor ve egzersiz yapmak deyince, ya kalp krizini önlemeyi ya da zayıflamayı anlarız. İşte egzersizin faydaları. Egzersiz ve Bağışıklık...
İlginizi Çekebilir :
Doğumu görece yakın tarihli olanlar için “Yaşamsal Önemi Olan Arkadaşlar” diyebileceğimiz diziye geçen hafta Orhan Pamuk meselesi nedeniyle ara ...
Birkaç haftadır kolesterolle ilgili “şehir efsanelerini” yazıyorum. Geçen haftayı özetleyelim: Kolesterolle ilgili araştırmaların toplandığı, ...
Önce geçen hafta söylediklerimizi bir özetleyelim: 1. İnandığım şeyin aynı zamanda gerçeği de yansıttığını varsayarım. Yani Kemal’in benden nefret ...
Son iki hafta “hayatta dayanıklı olma” üzerinde durduk, kaldığımız yerden de devam ediyoruz. Ama önce bir özet: Deprem, kaza, iş kaybı gibi çok ...