Bilgisayarımdaki Virüs: Travma
Geçtiğimiz haftalarda sizlere çocukluk döneminde fiziksel, duygusal ya da cinsel istismarların yetişkin yaşamına uzanan etkilerinden ve travmanın farklı yaşanmasına yol açan bireysel farklılıklardan söz etmiştim.
Hatırlarsanız istismar edilen kişilerin bazıları yetişkin yaşamlarında kurban rolleriyle, ya da kurban edici rollerle (cellât?) özdeşleşerek, istismarın yoğun yaşandığı bir hayatı sürdürüyorlardı. Bazı kişiler ise yetişkin yaşamlarında tamir edici ilişkiler kurarak ya da iç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek bu sorunun üstesinden geliyordu. Bireysel farklılıklar olarak ele aldığımız bu durumu anlamak için önce travmanın ne demek olduğunu bilmemiz gerektiğini söylemiştim ve konuyu bu haftaya bırakmıştım. İşte bu hafta sizlere kısaca travmanın tanımından ve mekanizmasından bahsedeceğim.
Travma en basit tanımıyla kişinin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü tehdit eden olaylara denir. Fiziksel şiddet, taciz, tecavüz, kaza, yaralanma, işkence, sevilen birisinin ölümü, hastalık, terk, ihmal, onaylanmama, dışlanma, deprem, sel gibi pek çok yaşantı ve durum travmatik olaylara örnek olarak verilebilir. Ancak klinik açıdan travma, kişinin yaşadığı durum ile değil, etkisiyle değerlendirilir. Yani ne demek istiyorum; klinik açıdan bizim travma olarak değerlendirdiğimiz şeyler, geçmişte yaşanmış ve hala kişiyi rahatsız eden, yaşanan travmayı çağrıştıran durumlardan kaçınmaya zorlayan ya da gündelik işleyişi bozan yaşantılardır.
Şüphesiz fiziksel şiddet, taciz, dışlanma gibi yaşantılar kendi içinde son derece olumsuz durumlardır. Ancak bu yaşantıların klinik açıdan travma olarak ele alınması ve çalışılması için, daha sonra üzerinde duracağımız; travmatik etkilerinin olması gerekir. Burada önemli bir nokta da; insanlar travma denildiğinde yukarıda örnekleri verilen yalnızca büyük ve sarsıcı olayları düşünüyorlar. Halbuki klinik açıdan değerlendirildiğinde, başkalarına göre basit bir olumsuz yaşantı, o kişide travmatik bir etki yaratabilir ya da küçük küçük negatif yaşantılar birikerek travmatik bir hal alabilir.
Travma ve Zihnimiz
Åžimdi gelin biraz travmanın zihinsel mekanizmasını “bilgi iÅŸleme süreci” açısından ele alalım. AraÅŸtırmalar zihnimizin günde ortalama 20.000 anıyı, kaydettiÄŸini gösteriyor. Bu anılardan bir kısmı olumlu, bir kısmı olumsuz, kalan büyük bir kısmı ise nötr ve önemsiz anılardan oluÅŸuyor. Bu anılar farklı bileÅŸenlerden oluÅŸuyor. Her anının imajlar, kokular, sesler gibi bir duyusal bileÅŸeni, bir duygu bileÅŸeni, bir düşünce bileÅŸeni ve bunlara eÅŸlik eden bir beden duyumu var. Ve tabii ki bu anıdan hareketle, diÄŸer anılarla da iliÅŸkilendirerek oluÅŸan inançlar, yorumlar ve yargılar var.
Şüphesiz bu kadar çok bileÅŸeni olan anılar ve yaÅŸantıların algılanması, iÅŸlenmesi ve kaydedilmesi son derece karmaşık bir süreci içeriyor. Çünkü zihnimiz aslında geniÅŸ bir bilgi iÅŸleme ağından, yani bir “network sisteminden” oluÅŸuyor. Bir metafor olarak, içindeki her ÅŸeyin her ÅŸeyle iliÅŸkisi olduÄŸu bir bilgisayar ya da dalları olan bir aÄŸaç gibi.
Bilgi işleme süreci, özünde içsel, fizyolojik ve adaptif bir süreç. Fiziksel ve içsel bir süreç çünkü her şey derimizin altında, fizyolojik düzeyde olup bitiyor. Adaptif çünkü, bilgi işleme süreci, içimizde ve dışımızda olup bitenlerin, duyumların ya da durumların entegre edilerek düzenlemesi ve anlamlandırılmasına işaret ediyor. Buradan hareketle teknik olarak formüle edecek olursak, bilgi işleme süreci, duyularımız aracılığıyla giren bilginin zihinsel olarak işlenmesi, kaydedilmesi ve diğer anılarla ilişkilerin kurulması anlamına geliyor.
Şu ana kadar normal bilgi işleme sürecinden ve olağan anılardan söz ettik. Travmatik anılar ve bu anıların işlenmesi söz konusu olduğunda ise, bu sürecin her zaman bu şekilde düzgün işlemediğini, travmatik yaşantının bilgi işleme sürecinde bir bozulmaya neden olduğunu görüyoruz. Yani bir metafor olarak zihnimizi bilgisayara benzetecek olursak, travma virüs oluyor ve virüs işletim sisteminin ya da hard diskteki dosyaların bozulmasına neden oluyor.
Araştırmalar travmatik yaşantıların bir kısmının bir süre sonra olumsuz etkilerinin ortadan kalktığını, yani zihnin kendi kendisini tamir ettiğini, ancak azımsanmayacak bir kısmının ise kişinin yaşamında belirgin bir güçlüğe ya da psikopatolojiye neden olduğunu gösteriyor.
ÇözülmemiÅŸ bir travmatik yaÅŸantı iki açıdan kiÅŸinin yaÅŸamında problem oluÅŸturabiliyor. Bunlardan ilki travmatik yaÅŸantının kendisinin “travma sonrası stres bozukluÄŸu” gibi çok ağır bir psikopatolojiye sebep olmasıdır. Bir diÄŸeri ise, travmatik yaÅŸantının sonraki yaÅŸantılara olan olumsuz etkisi. Yani bir diÄŸer ifadeyle bir “network” sistemi gibi çalışan zihnimizin, bu olumsuz etkiyi diÄŸer durumlara ya da yeni gelen anılara transfer etmesidir. ÖrneÄŸin; babama duyduÄŸum öfkeyi, babama benzeyen yanları olan patronuma yansıtmamdır.
Dolayısıyla bu durum terapi odasına, ya yaÅŸanmış bir travmanın ardından ortaya çıkan ve kiÅŸinin de çoÄŸu kez direkt olarak travmayla baÄŸlantısını kurabildiÄŸi ÅŸikayetlerle baÅŸvurmasıyla geliyor, ya da geçmiÅŸte yaÅŸanmış bir travmanın etkisi ile görünürde ilgisiz olan baÅŸka bir problemin yarattığı sıkıntıyla geliyor. ÖrneÄŸin; Asansörde kalmam ve sonrasında “asansör korkusu” üretmem. Ya da depremden 10 yıl sonra bölgedeki Travma Merkezine insanların depresyon, alkol sorunu, ÅŸiddet sorunu gibi ÅŸikâyetlerle baÅŸvurmalarıdır. Bu insanların ÅŸikâyetlerinin hemen hemen hepsinin deprem sonrası ortaya çıktığını görebiliyoruz.
Devamı haftaya…
Benzer İçerikler :
Geçen hafta bir soru sorduk: Bir insanı işe aldıktan sonra ne kadar değiştirebiliriz? Bu son derece kritik bir soruydu, çünkü bütün dünyada, yetkinlikleri...
Son iki yazımızda mutluluk üzerine konuşmuş ve bilimsel çalışmalardan yararlanarak mutluluk kavramının çeşitli çağrışımları; kültürlerarası benzerlik ve...
Geçen hafta hangi evliliklerin iyi gittiÄŸini, hangilerinin kötü gittiÄŸini anlayabilmek için araÅŸtırmalara bakalım demiÅŸ ve bunun için de Gottman’Ä...
Önce geçen haftayı bir özetleyelim: 1. ‘Gerçek’ güvenilir kaynaklar tarafından sunulursa, çarpıtılmış bile olsa, inanılır. 2. Bilimsel...
İlginizi Çekebilir :
Son iki yazımızda mutluluk üzerine konuşmuş ve bilimsel çalışmalardan yararlanarak mutluluk kavramının çeşitli çağrışımları; kültürlerarası benzerlik ve...
Yıllar önce 15 yaşında dikkat bozukluğu olan bir danışanım vardı. Neredeyse tüm dersleri kötüydü ve okuldan atılma aşamasındaydı. Yaratıcılığı ve sahip olduğu ...
Anneannem kapanana kadar Kadıköy’den üşenmeden kalkıp alışveriÅŸini BeyoÄŸlu’nda Mayer’de yaptı. Dayımın pantolonları ve gömlekleri...
Birkaç hafta boyunca internette başlayan ve sürdürülen ilişkileri irdeledik. Her zamanki gibi kısa bir özet yapalım: 1. Online ilişki eninde sonunda ...