Beyin Yıkama
Daha önceki yazılarımızda Kahneman ve öğrencilerinin karar alma ve bununla bağlantılı olarak, karar almayı etkileyen ikna yöntemlerinden söz etmiştik. İyi bir örnek olduğu için de özellikle Cialdini’yi özetlemiştik: İkna olmada, ya da ikna etmede otoritenin öneminden, sevgi, karşılıklılık, toplumsal kanıt ve bağlılık ve tutarlılık ilkelerinin ikna olma ya da ikna etmedeki rollerinin öneminin altını çizmiştik. Bu kez değineceğimiz; yine de ilişkili ama iknadan biraz daha farklı bir kavram: Beyin yıkama.
Beyin yıkama terimi, 1950’li yıllarda, Kore Savaşı zamanında, Çin’in Komünist Rejimi tarafından desteklenen Kuzey Kore’nin, Güney Kore’yi işgal ettiği dönemde ilk kez ortaya atılmıştır. Birleşmiş Milletler Batı Kore’ye yardım amaçlı destek yollarken, en büyük destekçisi olan Amerika, tuhaf bir durum gözlemliyor: Savaş zamanında esir alınan Amerikalılar, ilginç bir şekilde komünizm yanlısı olmaya ikna edilmiş, bir şekilde kendi ülkelerinin gücüne inanmayı kesmiş ve komünizm taraftarı olmuşlardır. Bu durum, gazeteci ve CIA görevlisi Edward Hunter tarafından “beyin yıkama” teriminin ilk kez ortaya atılmasına neden olmuştur. Hunter, beyin yıkamayı zihinsel bir tecavüze benzetmekte ve kurbanın var olan bütün inançlarını yok eden, onu yeni inançlar edinmeye zorlayan sistematik bir yöntem olduğunu söylemektedir.
İkna mı Beyin Yıkama mı?
Robert Lifton, sizinle aynı fikirde olmayan bir insanın fikrini değiştirmek için dört yöntem kullanıldığını söylüyor:
1. Zorlama: Benim söylediğim şekilde değiş, yoksa seni ya öldürürüm, ya da ciddi şekilde cezalandırırım.
2. Teşvik: Daha iyi bir insan olmak için, bizim istediğimiz şekilde değişmelisin.
3. Terapi: Bizim yol göstermemiz ile daha sağlıklı ve daha az acı çeken biri olmak için değişebilirsiniz.
4. Fark ettirme: Yeni fikirler ve yaklaşımlarla yüzleşmeyi göze alabilirseniz, değişip bütün potansiyelinizi dışa vurabilirsiniz.
Bu yöntemlerden yalnızca birincisini kullandığınızda, yaptığınıza beyin yıkama deniyor. Beyin yıkama, önceleri sadece devlet tarafından vatandaşlara uygulanan bir yöntemken, zamanla daha küçük gruplara ya da kişilere yönelik olarak da kullanılan bir taciz biçimi olarak gösteriliyor. Günümüzde, bu terim medya, reklam, din gibi konularda başkalarını “kendi lehime, onun aleyhine” etkilemek için yapılan ve içinde zorlama barındırmadığı halde, kasıtlı bir müdahale barındıran herhangi bir eylem için de kullanılıyor.
Hearst Olayı
4 şubat 1974’te, çok güçlü bir işadamının torunu Patricia Hearst, Symbionese Liberation Army (SLA) olarak bilinen, aşırı sol görüşlü militan grubu tarafından kaçırılır. Grup hem para, hem de iki üyelerinin serbest bırakılmasını ister ve bunun için Patricia’yı haftalarca fiziksel taciz, tecavüz ve yaşamsal tehdide maruz bırakır. İki ay sonra Patricia SLA üyelerinin gerçekleştirdiği bir banka soygununda yer alır ve ailesini reddederek SLA topluluğuna olan bağlılığını dile getirir. Bir sene sonra, bir başka soygunda yer aldıktan sonra tutuklanır ve mesleğinin “şehir gerillası” olduğunu dile getirerek, devrimci inançlarını açıkça ifade eder. Mahkemede en çok tartışılan konu, aylarca SLA’dan ayrı yaşamış olan ve defalarca kaçma fırsatı olduğu halde kaçmamış olan Patricia’nın “beyninin yıkanıp yıkanmadığı” olur.
Bunun ve konuyla ilgili pek çok sorunun cevabını önümüzdeki haftalarda arayacağız.
Taylor, K. (2004). Brainwashing: The science of thought control. Oxford University Press: New York.
15.07.2010
Benzer İçerikler :
Önce son iki haftanın özetini yapalım: Eğer kişide bir davranış değişikliği olur ve bu da değerleriyle ve inançlarıyla çelişirse, o kişi rahatsızlık yaşar. ...
Geçen hafta iyimser ya da karamsar olmanın genel olarak yaşamı, sağlığı ve işimizi etkilediğinden söz etmiştik. İyimserlerin depresyona çok daha fazla dirençli ...
Bir süre önce yemek, kilo alma, zayıflama ve bütün bunların etrafında oluşan, bütün dünyada devasa boyutlara ulaşan ve içine ilaç şirketlerind...
Beynimizin gerek psikolojik, gerekse beden sağlığımızı korumak için elinden geleni yaptığını ve daha pek çok işlevi ne denli muhteşem bir orkestrasyon...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta, fiziksel alanda mutlu olabilmek için beslenmenin ve egzersizin öneminden söz ettik. Beslenme alışkanlıklarımız ve yaptığımız egzersizin yalnızca ...
CCL’in (Center for Creative Leadership) “başarılı yöneticiler” ve “inişe geçen” yöneticilerle yaptığı araştırmayı özetlemeyi bu ...
Çocuklarımızın oyun oynadığı vakitler, çoğu zaman bizler için diğer işlerimizle uğraşabileceğimiz, kendimize vakit ayırabileceğimiz derin bir nefes aldığımız ...
Çocuklar bugün Facebook, myspace gibi alanlarda yüzlerce arkadaş edinebiliyor olsalar da, araştırmalar bu arkadaşlıkların gerçek dost sayısını belirlemediğini ...