Emre Konuk

Bağlılığı Arttırmak

Birkaç haftadır mutlulukla çalışan bağlılığı, satış, kar, çalışan kaybı gibi işyeri performans kriterleri arasındaki ilişkiyi, araştırmalara dayanarak göstermeğe çalıştım. Öteden beri çalışan bağlılığının nasıl arttırılacağı ile ilgili sorular sorulur ve kaynak istenir. Bugünü bu soruya ayırmak istedim. Soruyu sanıyorum iki düzeyde ele almak doğru olacak. Böyle bir müdahaleyi ya organizasyonun bütününe yönelik ya da organizasyonun bir iş birimine yönelik olarak düşünebiliriz. Örneğin tüm satış ekibine veya bir tek birime, mağazalardan bir kaçına, belli sayıda birkaç şubeye, orta düzey yöneticilere veya performansını geliştirmek istediğimiz yöneticilere odaklanmak gibi.

İyi yöneticiler ne yapar?

Diyelim bir bankayız ve 300 şubemiz var veya bir zinciriz ve 300 mağazamız var. Ya da 1000 müşteri temsilcisini yöneten 100 satış yöneticiniz var. Şubelerin, mağazaların ve yöneticilerin performanslarını ölçtüğümüzü varsayalım. Hepsinde bir çan eğrisi elde ederiz. Yani az sayıda iyi performans, az sayıda kötü performans ve gerisi ortada yer alan bir dağılım çıkar. İkinci göreceğimiz şey şu olacaktır: Performansın yüksek olduğu iş birimlerinde çalışan bağlılığı da yüksek çıkar. Dikkatimizi işte tam buraya yöneltmemiz gerekiyor. Çünkü bir organizasyonda performansın yüksek olduğu birimlerde diğerlerine göre farklı bir iş yapış şekli vardır ve bunun ne olduğunu bulmanız gerekir. Ancak bu sayede model oluşturabilir ve bunu diğer birimlere aktarabiliriz. Soruyu bu biçimde soran araştırmalara baktığımızda birkaç olgunun istikrarlı biçimde ön plana çıktığını görüyoruz. Bunlardan en önemlisi: Performansı yüksek olan iş birimlerinin yöneticileri, diğerlerinden birkaç noktada ayrılıyor. Aşağıdaki liste her şeyi kapsamıyor ama en önemlilerini sıralayacak olursak durum şöyle:

1. Yeteneği Bulmak:

İyi yöneticiler kiminle çalışacakları konusunda doğru karar alıyor. Yani yeteneği bulmak söz konusu olduğunda şaşmıyorlar. Ekiplerinde üstün performans gösterme potansiyeli olan çalışanlara daha çok zaman ayırıyorlar. Bu konuda adil olmaya çalışmıyorlar.

2. Doğru Sonuçları Tanımlamak:

İyi yöneticiler doğru sonuçları/hedefleri tanımlar ve herkesin bu sonuca hangi yoldan nasıl ulaşacağına kendisinin karar vermesine izin verir. Sonuçlara ulaşabilmek için herkesin aynı yolu izlemesini beklemez. Bir örnek verelim: Mağazamızda müşteri temsilcisinin prosedürlere uyup uymadığını kontrol etmek yerine müşterilerin değerlendirmeleri ve tekrar gelip alışveriş yapıp yapmadıklarına bakabiliriz.

3. Yeteneğe Odaklanmak:

İyi yöneticiler çalışanlarının güçlü yanlarına odaklanırlar ve bunların gelişmesi için uğraşırlar. Çünkü onlar zayıf yanlarımızın gelişemeyeceğini iyi bilirler. Performansa engel olacak türdeki zayıf yanlarla ise çalışanın bu olumsuzluğu aşmasını sağlayacak ölçüde ilgilenirler yalnızca.

4. Yeteneği Geliştirmek:

İyi yöneticilerin en çok önem verdikleri şeylerden biri, çalışanlarının yeteneklerinin gelişimine özen göstermek ve katkıda bulunmaktır. İyi yöneticiler, çalışanını eğitmekten ve geliştirmekten keyif alır. Bir çalışanın yukarıdaki yaklaşıma sahip bir yöneticisi varsa işyerine "bağlı" olacağını varsayabiliriz. Aslında bu durumda bağlandığı, işyeri değil yöneticisi ve çalışma arkadaşlarıdır. Bu konuda şöyle bir benzetme yapabiliriz: İnsanlar evlerine değil eşlerine, anne ve babalarına, kardeşlerine bağlanır. Bu, duygusal bir bağdır. Önümüzdeki hafta yöneticinin ekibiyle ilişkisini nasıl yöneteceği ve bağlılığı arttırmak için nasıl bir yöntem izleyeceği üzerinde duracağız.

27.05.2007

Benzer İçerikler :

Popüler Psikoloji Mitleri - II

Geçen hafta sizlere, psikolojinin günlük yaşamımızın ne denli içinde bulunduğundan bahsetmiş ve hayatın içinden bir konu olması nedeniyle, sürekli psikolojiye ...

Kalabalığın Aklı

Bugün dananın kuyruğu kopuyor. Bir rivayete göre fazla heyecan yapmamamız gerekiyor. Çünkü inanmamız gerekir ki Türk insanı her seçimde olduğu gibi bu sefer de ...

Okumayı Sökmek

Her yıl bir çok anne çocuğunun bir çok alanda arkadaşlarından geri kaldığını, hiçbir şeyi doğru yapamadığını, “felaket unutkan” olduğunu, yazdığı ...

İşte Mutluluk - III

Geçtiğimiz haftalarda iş hayatında mutlu hissedebilmek üzerine konuşmuş; birçoğumuzun, işi, tamamen zevkten yoksun bir zorunluluk olarak gördüğünü ve başta...

İlginizi Çekebilir :

İkna ve Etkileme: Herşey Karşılıklı İlkesi

Birkaç haftadır, ikna ve etkileme konularından söz ediyoruz. Hatırlarsanız geçen hafta,  ikna ve etkileme süreçlerindeki zaaflarımızdan söz etmiştik. Bu ...

Çekim Meselesi

Bazı okurlar bilirler; bu köşede sıklıkla psikolojik nitelikli ve diğer bilimsel olgulara yer veriyor ve yapılan araştırmalardan faydalanarak bu olguların...

Genç Terapistlere Altın Öğütler

Bizim meslek, yani terapi işi bir garip iştir. İnsanlar ne kadar çok mutsuz olurlarsa biz de o kadar çok para kazanırız. Yani Red Kit’in cenaz...

Aldatma ve İhanet 1: Terapiye Yansıyanlar

Geçen hafta İstanbul’un yakın tarihinin terapiye nasıl yansıdığı üzerinde durduk. Hafif de kafa bulduk. Devam edelim. Evlilikle ilgili sorunların ...