Archie'nin Bekarlar Barı
Geçen hafta konuyu şöyle bağlamıştık:
1. İnternette kurduğum ve sürdürdüğüm ilişkide, bir yandan kendimi istediğim ölçüde gizlerken, öte yandan fantezilerimi ve hayal gücümü sonuna kadar işletip kendimi dilediğim gibi sunabiliyorum. “Gerçek” yaşamda bin bir güçlükle gerçekleştirdiğim bu operasyon, online ilişkinin zaten standardı durumunda. Üstelik kolay ve ucuz. Bir danışanımın ifadesiyle, çoğu zaman “işer gibi yapılan bir şey”.
2. İşemek bir insana ne kadar doyum sağlarsa internette aşk da o kadar sağlıyor. Ne kadar yoğun yaşanırsa yaşansın, hep “bir şey eksik” olarak yaşanıyor. Bu yüzden de online ilişkiler eninde sonunda “gerçek hayata” taşınmak zorunda kalınıyor. O zaman da zaten işin büyüsü gidiyor. “Gerçek yaşamda” kurallarını çok iyi bildiğim, “sıkıcı ve monoton” gelen “gizlilik – açıklık oyununu” yine oynamaya başlıyorum.
3. Online ilişkide eksik olanı bulmam, tamamlamam ne yazık ki mümkün değil. İnsan canlısı eninde sonunda kalıcı olan, güvenli, bağlandığı ve kendini “aid hissettiği” bir ilişki içinde görmek istiyor. Anne ve baba olmak istiyor. Yani eskiden kendisinin aid olduğu aileye benzer yeni bir aileye sahip olmak istiyor. Bu o kadar güçlü bir ihtiyaç ki, insanların neredeyse %100’ü hiç sekmeden bunu gerçekleştiriyor.
Peki, anladık: İnternette temel ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim bir ilişkiyi başlatıp sürdürmem mümkün değil. Bulmam mümkün mü? Evet. Hem de normal hayattakinden çok daha büyük olasılıkla.
Palo Alto’da Bekarlar Barı
Palo Alto San Francisco’nun az güneyinde, Stanford Üniversitesi’nin bulunduğu şehir. Silikon Vadisi’nin de göbeğinde. Çalıştığım Enstitü’de işlerimden biri de, dünyanın dört bir tarafından gelen, yaşları 30–50 arası olan öğrencilerin ve meslektaşların çevreye ve kültüre uyumlarını kolaylaştırmak.
“Tetkik maksatlı” ziyaretlerimizin en ilgi çekeni tabii ki Archie’nin Bekarlar Barı. İki katlı kocaman bir yer. İkinci katına kurulur, aşağıdaki koreografiyi heyecan ve keyifle izlerdik. Zamanla bu yerin, en azından benim için yaşamımdaki yeri son derece hayati bir önem kazandı. Zeka seviyesi, yani IQ’su ortalama122, %98’i üniversite mezunu, o güne kadar 26 Nobel çıkarmış, bugüne kadar yaşamımıza girmiş en önemli buluşların çıktığı bir bölgeden söz ediyoruz. Metrekareye en az beş adet son derece ilgi çekici insanın düştüğü bir yer.
Archie’nin Bekarlar Barında kimleri tanımadım ki: Guguk Kuşu’nun yazarı Ken Kessey, piyano bestelerini hala dinlediğim George Wilson, SRI’da (Stanford Research Institute) CIA’den aparttığı bir ton parayla falcıları kullanıp Rusya’nın füze rampalarının yerini belirlemeye çalışan Michael, HP’nin Felsefe kökenli baş danışmanı, Stanford Üniversitesi’nin Fizik Bölümü Başkanı olup aynı zamanda kilisenin rahibi Omaha’li George, Kafayı “Yeni Hayat Formları” üretmeye takmış ama fon bulamadığı için mecburen genetik manipulasyonla şeker hastalığına çare arayan Genentech’in araştırmacısı Steve, bugün yaşamımızın bir parçası olan CD’nin temel araştırmalarını yapan, Nobel Laboratuarlarının başındaki Julio Aranovich, pazarlama dahisi Isabel ve daha bir sürü unutamadığım insan.
Archie’nin Bekarlar Barı bir buluşma yeriydi ama aslında bir kültür merkezi gibi çalışırdı. Haftanın her günü ve gecesi bir etkinlik vardı. Bir kısmı barda, bir kısmı dışarıda. İnsanlar değişik ihtiyaçlar için bir araya gelirlerdi. Bu mesleki olabildiği gibi, duygusal bir ihtiyaç da olabilirdi.
Sonra şunu düşündüm: Archie’nin Barı çok önemli bir ihtiyacı karşılıyordu. O bölgede boşanma oranı %60’dı. Yani aileler dağılıyordu. İnsanlar deli gibi çalışıyorlardı. Yalnızlık, “birini bulamama” ve “aileyi özleme” en önemli sorun olarak gözüküyordu. Çalıştığım Enstitü’de danışanların yoğunlaşma dönemleri Şükran Günü’ne ve Noel’e rastlardı. Her ikisi de aileleri bir araya getiren bayramlardı. İntiharlar da bu dönemde artardı.
Yani metropol yaşamında birbirini hiç tanımayan, değişik ihtiyaçları ve ilgileri olan insanların “kendi türünden” başka insanlarla bir araya gelip, anlamlı ve derin ilişkiler oluşturabilecekleri ortamlar sınırlıydı. O zamanlar daha internet emekleme çağındaydı. Archie’nin Barı herhangi bir bar olmaktan çıkıp son derece anlamlı bir sosyal fonksiyonu üstlenmişti. İşin ilginç yanı bunun için özel bir çaba ya da pazarlama stratejisi uygulanmamıştı.
O zamandan beri hep düşündüm: Archie’nin Bekarlar Barı neden İnternette oluşmasın. Yoksa oluştu bile mi?
Haftaya devam.
21.10.2007
Benzer İçerikler :
Her yıl, psikoloji alanında çok çeşitli bilimsel çalışmalar yapılıyor; bazıları, öngörülerimizi destekliyor, bazıları ise ters düz ediyor. Sürekli, insana dair ...
Yıllar önce davetli olduğum bir yemekte global ölçekte büyük bir Fransız firmasının Genel Müdürü ve eşiyle tanışmıştım. Masamızda benden başka hemen herkes ...
Geçen hafta organizasyonlardaki üç farklı çalışan grubundan bahsetmiştik. 1) Kuruma ve işine bağlı olanlar. 2) Kuruma ve işine bağlı olmayanlar. 3) Aktif ...
İki hafta önce, belirsizlik durumunda karar alırken etraftaki benzerlerimizin yaptıklarını taklit etme eğilimimizden söz etmiştik. Bu eğilimimiz işe yarıyordu ...
İlginizi Çekebilir :
Hatırlarsanız sizlere daha önceki yazılarımda travmanın ne olduğundan ve birey üzerindeki olumsuz etkilerinden söz etmiştim uzun uzun. Bu hafta ise, medya ve ...
Ergenlik dönemi, çocuklar ve aileleri için genellikle biraz sıkıntılı bir dönemdir. Çocuk, ergenlik dönemine girmesiyle birlikte, kendi isteklerine göre ...
Geçen hafta David Rosenhan’ın bir araştırmasını özetlemiştim. Sekiz sahte hasta, yani normal kişi, akıl hastanesine sanki hastaymış gibi baş...
İnsanların sosyal hayvan olduklarını ileri süren sosyal psikologlar, onlara elbette hakaret etmeye çalışmıyorlar. Sosyal ortamların, kitlelerin, grupların ve ...