Okula ilk kez gidecek çocuk okula nasıl hazırlanmalı?
İnsan hayatındaki dönüm noktalarından biridir okula başlamak… Bireyselleşmenin, olgunlaşmanın, dış çevre ile etkileşimlerin önemli bir adımıdır. Bu süreçte çocukların bazıları sıkıntı yaşamazken bazıları bocalayabilir. Tabii ki en büyük destekçileri yine aileleri ve eğitimcilerdir. Bu süreçte onlara doğru rehberlik yaparak kaygılarını azaltmak elimizdedir. Okul öncesi eğitim almış çocukların ilköğretime başlama süreci daha kolay olurken ilk deneyimlerini 1. sınıfta yaşayanlarda adaptasyon problemleri sık görülür. Anneden ayrılmakta, sınıf içi kurallara uyum sağlamakta zorlanabilirler. Dolayısıyla bir çocuğu okula hazırlamanın en iyi yolu 2 yaşından başlayarak dış çevre ile etkileşimde olmasını sağlamaktır. İmkanı olan aileler haftada 2-3 gün 1-2 saatlik oyun gruplarına başlayarak, bu imkanı olmayanlar çevresinde aynı yaşlarda çocukları olan ailelerle daha sık bir araya gelerek, parklarda bahçelerde diğer çocuklarla iletişime geçme fırsatları yaratarak çocuklarına dünyanın sadece kendi etraflarında dönmediğinin, hayatta bir takım kurallar olduğunun mesajını vermekle başlayabilirler.
3 yaştan itibaren ufak ufak okul öncesi eğitime başlamak çocuğunuzun hem akademik hem de duygusal olarak okul olgunluğuna erişmesini sağlayacaktır. 3 yaşta 5 yarım gün veya 3 tam gün bir okul öncesi eğitim kurumuna başlatabilirsiniz. 3 yarım günü tercih ediyorsanız, bu günlerin art arda gelen günler değil (Pazartesi-Salı-Çarşamba gibi), arada bir gün atlayarak (Pazartesi-Çarşamba-Cuma gibi) olması okula adaptasyon açısından daha uygundur. Aksi takdirde 3 gün okula gidip 4 gün üst üste evde kaldığında tekrar okula giderken sizden ayrılmakta zorlanabilir.
4 yaşından itibaren ise 5 tam gün eğitime devam etmesi uygun olacaktır. Ancak burada bahsettiğimiz koşullara her sosyoekonomik statüden ailenin ulaşması maalesef pek mümkün olamamaktadır. O nedenle en azından 1. sınıftan önce, bir yıl okul öncesi eğitim almayı okula hazırlık konusunda bir hedef olarak koyabiliriz. Büyük şehirlerimizdeki ilköğretim okullarının hemen hemen hepsinde hazırlık sınıfları bulunmaktadır.
-
Daha önce okul ziyaret edilmeli mi?
Diyelim ki çok istedik ama şartlar el vermedi ve okul öncesi eğitim almadan 1. sınıfa başlaması gerekti. Her ne olursa olsun çocuğun süreçle ilgili bilgili olmasını sağlamamız gerekir. Siz okula karar verdikten sonra mutlaka çocuğunuzla okul başlamadan önce herhangi bir gün kısa bir okul ziyareti yapın. Ancak seçim döneminde çocuğunuzu her okula götürmeyin. Zaman zaman çocuklar okulların farklı özelliklerinden etkilenip aslında kendisine ve sizin kriterlerinize hiç uygun olmayan bir okul üzerinde ısrarcı olabiliyor ve daha sonrasında sizin seçtiğiniz okula karşı olumsuz tutum geliştirebiliyorlar. Ayrıca okulların bazıları mülakat ile öğrenci alıyorlar. Siz birçok mülakata çocuğunuzu götürdüğünüzde performans kaygısı inşa etmeniz de kaçınılmaz olabiliyor.
-
Aile bu anlamda ne yapabilir?
Okulunuzu seçtiniz ve çocuğunuzla önceden bir ziyaret yaptınız. Daha sonrasında okul için gerekli olan malzemelerin alış verişini de yine birlikte yapın. Kendi okula başladığınız günkü fotoğraflarınızı gösterin, o gün neler hissettiğinizden bahsedin. Ancak travmatik bir ilk gün hikâyeniz varsa onu anlatmamanız daha iyi olabilir. Onun okula başlaması ile ilgili olumlu duygularınızı paylaşın. Nasıl olup da birden büyüdüğünü, onunla gurur duyduğunuzu söyleyin. Okulun bir günlük programı ile ilgili bilgi alıp sırasıyla o gün neler yaşayacağını çocuğunuza anlatın. Örneğin:
“Önce hep birlikte okul bahçesinde toplanacağız. Sonra öğretmenler sizleri sıraya alacaklar. Anne ve babalar arkada bekleyecek. Sonra İstiklal Marşı ve Andımız okunacak. Sonra da öğretmenler ve öğrenciler sınıflara girecek. Sanırım ilk gün daha çok herkesin kendini tanıtması ile geçecektir. Ben seni ilk gün bahçede bekliyor olacağım. Çıkışta servisini ayarlar sonra da birlikte bir şeyler yaparız.”
Yukarıdaki gibi bir açıklama çocuğun okul ile ilgili bir fikir oluşturarak kafasındaki belirsizliği azaltmasına yardımcı olacaktır. Belirsizliğin azalması da kaygının en iyi ilacıdır. Eğer mümkünse ilk gün hem okul girişinde hem çıkışında anne ve baba olarak birlikte çocuğunuzun yanında olmaya çalışın. Sonrasında ailece bir aktivite yapmak, okulda olanları sorgulayıcı olmayan bir tavırla paylaşmasını istemek ve eğer kaygıları varsa bunlar üzerine konuşmak çocuğunuzun kendini güvende ve iyi hissetmesini sağlayacaktır.
-
Eğitimciler neler yapabilir?
Eğitimciler her yıl aynı süreci yeniden yaşadıklarından aslında bu konuda ailelerin en büyük destekçileridir. Ebeveynlerin, eğitimcilerin yönlendirmelerine uymaları süreci daha kolaylaştırmakta ve çocukların daha az yıpranmasını sağlamaktadır. Eğitimcilerin belki de akılda tutulması gereken en önemli nokta o çocuğun ve ailesinin bu deneyimi ilk kez yaşadığıdır. Bu bize daha anlayışlı ve destekçi olma konusunda yardımcı olacaktır. Anne-baba ve çocuk ne kadar kaygılı olursa olsun profesyonel bir duruş sergilemek ve paniklememek aileye güven verecektir. Ayrıca çocukların ağlama krizlerinin uzamasına izin vermeden anne-babayı çocuğa veda etme konusunda yönlendirmek ve çocuğu sınıfa bir an önce çıkartmak izlenmesi gereken yoldur. Normal koşullarda çocuklar belli bir süre sonra ağlamayı durdurur ve sürece adapte olurlar. Ancak çok istisnai durumlarda bütün gün ağlayan, sınıftan kaçan çocuklara rastlarız ki bu davranışlar uzun bir süre devam ederse mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu gibi davranışlar ayrılma kaygısı veya okul fobisi gibi tedavi gerektiren durumları düşündürebilir.
-
Okul seçerken nelere dikkat edilmeli?
Her çocuğun ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla bir çocuk için uygun olan bir okul diğer bir çocuk için hiç uygun olmayabilir. O nedenle okul seçiminde en önemli nokta kendi çocuğunuzu tanımaktır. Örneğin; çocuğun dil gelişimi iyi ise ikinci bir dili öğrenmekte başarılı olma ihtimali yüksektir, o nedenle yabancı dilin ön planda olduğu bir okul düşünülebilir. Çocuğun bedensel hareketliliği fazla ise daha küçük, az mevcutlu ve sportif aktivite imkanlarının fazla olduğu bir okul daha uygun olabilir. Çocuk bedensel enerjisini doğru bir şekilde boşaltabilirse akademik sürece daha iyi odaklanabilir. Aşırı kaygılı bir çocuğun çok kalabalık ve akademik beklentisi yüksek bir okula gitmesi bu sıkıntının daha da belirgin hale gelmesi ile sonuçlanabilir. Çocuğun gelişimi ile sıkıntılar göze çarpıyorsa, konuşma gecikmesi, telaffuz bozukluğu, algılama engeli, dikkat sorunu varsa ideal koşullarda okul öncesinde mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve bazı durumlarda okula bir yıl daha sonra başlaması gerekebilir. Bu konularda okul öncesi eğitim kurumundaki çocuk psikoloğu veya psikolojik danışman size yardımcı olabileceği gibi üniversite hastanelerinin psikiyatri/psikoloji anabilim dallarından veya özel danışmanlık merkezlerinden yardım alabilirsiniz.
“En iyi okul sizin beklentilerinize ve çocuğunuzun ihtiyaçlarına karşılık verebilen okuldur” tezinden yola çıkarak öncelikle beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı belirlemeniz ve sonrasında okulları ziyaret ettikçe bu kriterleri ne kadar barındırdığını değerlendirmeniz yararlı olacaktır. Bazı aileler için eve yakınlık en önemli kriterken bazıları için okul binasının sağlamlığı, eğitim kadrosu, rehberlik hizmetlerinin kalitesi veya sosyal aktivitelerin çokluğu en önemli beklenti olabilir. Sonuç olarak size önerim çocuğunuzun özelliklerini doğru tanımlamanız ve bununla birlikte beklenti ve ihtiyaçlarınıza yönelik bir soru listesi hazırlamanız olacaktır. Örnek soruları şu şekilde sıralayabiliriz:
-
- Bu yıl birinci sınıfı okutacak öğretmenlerin eğitim ve deneyim durumları nelerdir?
- Yabancı dil derslerini veren öğretmenlerin uyruğu nedir?
- Dersler ve teneffüsler kaçar dakika? Blok ders uygulaması var mı?
- İlk yılda ödev veriyor, sınav yapıyorlar mı?
- Spor ve sanat derslerindeki öğretmenlerin mezuniyet durumları nedir?
- Rehberlik biriminde kaç öğretmen var ve öğrencilerle ne sıklıkla görüşüyorlar?
- Sınıflar kaç kişilik?
- Yemek okulda mı hazırlanıyor, dışarıdan mı geliyor?
- Veli profili nasıl?
- Güvenliği nasıl sağlıyorlar?
- Okul servis hizmetini bir şirket mi yoksa bireyler mi üstlenmiş
Yukarıdaki soruları kendi beklenti ve ihtiyaçlarınıza göre yeniden düzenleyip eklemeler veya elemeler yapabilirsiniz. Endişe etmeyin, anne-babalık duygusu size en doğru seçimi yapmanız konusunda destek verecektir. Sıkıntıya düştüğünüz yerlerde bizlerin hem çocuğunuzun özelliklerini bilimsel test ve envanterlerle tanımlamak hem de okul seçiminde size rehberlik etmek için hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz. Şimdiden yeni yuvanız hayırlı olsun…
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Unutkan ve dalgındırlar, eşyalarını koydukları yeri hatırlama da zorluk çekerler. Yaptığı hatayı defalarca tekrarlar. Yazarken ve okurken harfleri, ...
Üstün zekâlı çocuklar, sosyal uyum, duygusal olgunluk ve sağlıklı bir benlik algısı oluşturmakta zorluk çekebilmektedir. Bu çocuklarda entelektüel ilerleme ...
Stres günlük olarak etrafımızı kuşatır. Trafik yoğunluğundan işteki projelerimize, finansal veya sağlık endişelerimize, ve dünyada gelişen yeni olaylara kadar ...
Tehlikeyi çocuğa öğretmenin en önemli etkenlerinden biri, çocuğun 'kural' tanıyor olmasıdır. Çünkü çocuğu tehlikelerden koruyabilmek için ona bazı...
İlginizi Çekebilir :
Annesi, “Sorunumuz, kızım çok rahat yalan söylüyor” diye başlamıştı. Peki nasıl yalanlardı acaba bunlar; “ödev yok” diyo...
Bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır; 1-Nedensiz yere mutlu olmak… 2-Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş ...
Korku, algılanan tehlike nedeniyle kaçma isteği uyandıran bir duygudur. Normal gelişimin bir parçası olarak, insanı tehlikeden koruyan bir savunm...
Bazıları düşünmenin yalnızca bir zekâ işi olduğuna inanırlar. İyi düşünür olmak için de yüksek bir IQ gerektiğini sanırlar. Bir araba düşünün. Son model. Motor ...