Okul Olgunluğu Nasıl Değerlendirilir
Yeni yapılandırılan 4+4+4 eğitim sistemini ile ilgili olarak ailelerin kafasını karıştıran en önemli noktanın çocuklarının okula bir yıl erken başlaması olduğunu görmekteyiz. Yaz ayları boyunca birçok aile, süreci yakından takip ederek psikolog, psikiyatrist ve pediatristlerin kapısını aşındırmaya başladı. Kimileri çocuğunun okula başlamasının uygun olmadığına dair rapor almaya çalışırken kimileri bunun maddi cezasını ödemeye ve gereklilik durumunda adli sorumluluklarını yerine getireceklerini ama çocuklarını kesinlikle okula göndermeyeceklerini söylüyorlardı. Bu endişe ve kafa karışıklığını gidermek için aslında bizlerin uzun yıllardır yaptığı ama çok gündeme gelmemiş “Okul Olgunluğu Değerlendirmesi” hakkında aileleri bilgilendirmenin yararlı olacağını düşündük.
Okul Olgunluğu çocuğun kronolojik yaşından çok akademik ve duygusal olgunluğunun yeterli olup olmamasına bağlıdır. Akademik olgunluk ile kast edilen çocuğun ince motor (yazı yazmak için gerekli olan el becerileri), kısa ve uzun süreli hafıza, işitsel ve görsel dikkat, aritmetik muhakeme, sıralama, dil, öğrenme ve çalışma hızı becerilerinin okulda karşılaşacağı akademik yükü kaldırabilmesi için yeterli olup olmadığıdır. Duygusal olgunluk ise sosyal muhakeme, kurallara uygun davranışlar sergileyebilme, sosyal problemleri çözme, arkadaşlık başlatabilme ve sürdürebilme, politik olma, nesil ve cinsiyet farkını kavrayabilmiş olma, hayal kırıklığı ile başa çıkabilme, öfke kontrolü gibi faktörleri içinde barındıran bir beceriler topluluğudur.
Hepimizin bildiği gibi belli gelişim basamakları için belli yaş aralıkları mevcuttur. Örneğin, bebeklerin dişlerinin 6-9 ay arası çıkması, 1 yaş civarı yürümesi beklenir. Ancak her çocuk için bireysel farklılıklar söz konusudur. Birinin dişi 4 aylık, birinin dişi 14 aylık çıkabilir. Veya biri 10 aylık yürürken diğeri 15 aylıkken yürüyebilir. Okul olgunluğunda da belirli bir aralık verilse de bazı çocuklar daha erken bazıları daha geç bu olgunluğa erişebilirler. Normal gelişim gösteren 5-5.5 yaş (60-66 ay) çocuğu denge kurmada oldukça ilerlemiştir; vücut koordinasyonu gelişmiştir; çatal ve bıçağı iyi kullanır; iğne ve iplikle düğme dikebilir, baş, vücut, kollar, bacaklar, ağız ve gözlerden oluşan insan çizimi yapabilir; kare ve üçgeni çizebilir; bazı harfleri kopyalayabilir: V, T, H, O, L, A, C, U, Y; parmaklarını kullanarak sayı sayabilir; 10-12 rengi tanır; daha detaylı resimler çizer (pencereleri, kapısı çatısı, bacası olan bir ev gibi); adını, yaşını, adresini ve çoğunlukla doğum tarihini bilir; ismini tanıyabilir ve yazmaya çalışabilir; geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman ile ilgili konuşurken kelimeleri (dün, bugün, yarın) doğru kullanır; dilbilgisi kurallarına uygun konuşur; hikâyeler dinlemeyi ve ayrıntıları ile başkalarına anlatmayı sever; kendi kendilerine giyinip soyunabilir ama ayakkabılarını bağlamakta zorlanabilir. Oysa 1. sınıfın akademik ve sosyal yükünü rahatlıkla taşıyabilmek için bu özelliklerden biraz daha fazlası gereklidir. Kalemi tamamıyla doğru tutması; kendi adını ve soyadını yazması; rakamları birbiri ile aynı boyutta yapması; ağırlık, uzunluk, hacim, zaman kavramlarını algılayabilmesi; ayrıntılı ve iki boyutlu insan çizimleri yapabilmesi; güvenli ve akıcı bir şekilde konuşması; günlük işleri tek başlarına yapabilmesi; diğer çocuklarla işbirliği içinde oynayabilmesi ve evcilik oynarken arkadaşlarına ve kendisine farklı roller verip bu rollerin gerektirdiği gibi davranabilmesi beklenir. Bireysel farklılıklar söz konusu olduğu için yaş ortalamasının üzerinde gelişen bir 5.5 yaş (66 ay) çocuğu da bu özellikleri gösterebilir. Bu nedenle, bizler her yıl sağlıklı çocuk danışmanlığı çerçevesinde okula başlama yaşı gelmiş çocuklara okul olgunluğu değerlendirmesi yapar aileleri hem okula başlayıp başlamama hem de çocuğun becerilerine ve kişilik özelliklerine uygun okul seçimi konusunda bilgilendiririz.
Okul Olgunluğu Değerlendirmesi yapılırken iki ayrı grup değerlendirme aracı kullanırız. Bunlar objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Objektif testler, çocuğun zihin özelliklerinin profilini çıkarmamızı sağlayarak akademik olarak okula hazır mı değil mi sorusunun cevabını bulmamızı sağlar. Projektif testler ise çocuğun ruhsal yapılanması ile bilgi vererek yukarıda saydığımız becerilerinin ne şekilde geliştiği hakkında yorum yapmamıza yardımcı olur. Bu testlere ek olarak bizlerin yaptığı klinik gözlem, değerlendirmenin önemli bir parçasıdır. Sadece testlerin sayısal sonuçları değil, çocuğun bu değerlendirmeler sırasındaki tutumu, davranışları, dikkatini odaklama düzeyi ve işbirliği karara varmamızda etkilidir.
Eğer değerlendirmelerin sonucunda becerilerinin okul yükünü kaldırabilecek düzeyde olduğunu görürsek okula başlaması yönünde aileyi yönlendiririz. Bazen birçok alanda okul olgunluğuna ulaşmış olmasına rağmen çocuğun birkaç gelişim alanı sıkıntılı olabilir. Böyle durumlarda ailelere çocuklarının gelişmesi gereken alanlarına nasıl destek olacakları konusunda rehberlik ederiz.
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü - Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Çocuklarını büyütürken ebeveynlerin kafasında “Kardeş ilişkileri nasıl olacak?” sorusu hep vardır. Her zaman kardeş rekabetinin ve çatışmaları...
Okul Dışı Aktivitelere Ayırılan Zaman Çocuğun okul dışı aktivitesinin amacı çocuğun sevdiği bir işi yaparak hem keyif alması hem de ilgilendiği konu...
ÇALIŞAN ANNE BABALARA ARA TATİL İÇİN HAYAT KURTARICI 5 ÖNERİ Sevgili ebeveynler, ilk ara tatil daha önceki yıllarda deneyimlemediğiniz kadar erken bir...
“Birçoğumuzun geçmişi, yetişkinlik yıllarına izler bırakan travmalarla dolu. 2017’de dünya genelinde yapılan bir araştırmada, her 8 yetişkinden ...
İlginizi Çekebilir :
Çoğu ebeveyn çocuklarını bilerek ve isteyerek şımartmaz. Zamanla, yavaş yavaş olur: mızmızlanmalara pabuç bırakırsınız, yapması gereken işlerin yapılmamasına...
Her çocuğun en az bir alanda mutlaka bir yeteneği bulunmaktadır. Ancak burada asıl önemli nokta çocukların sahip oldukları bu yetenek alanlarının...
Şimdiye kadar zekanın tanımı konusunda pek çok anlayış geliştirilmiştir. Eski anlayışa göre zeka, doğumla birlikte belirlenmiş olan, sabit ve kesinlikl...
Hem öğrenciler hem de aileler için yoğun bir eğitim-öğretim yılının sonuna geldik. Yıl içindeki dersler, faaliyetler, geziler temposunu daha çok yaz ...