Doğumdan Sonra Gelen Depresyon
Annelik Sevincini Gölgeleyen Mutsuzluk
Bir çocuk doğmadan önce, hep aynı pembe gözlüklerle hayaller kuruluyor. Dünyanın en tatlı, en huzurlu, bakımı en kolay çocuğu doğacak ve ben onu görür görmez hemen çok seveceğim. Peki ya, bebeğini kollarına alınca onun için önce, hiçbir şey hissedemezsen? İçindeki duygu, annelik sevinci yerine sadece kocaman bir boşluk olursa? Doğum sonrası dönemde, böylesine olumsuz duyguları yaşama ihtimali, birçok anne için korkunç ve hatta korkutucu bir durum olabilir. Bebeğine hemen pozitif duygularla bağlanamayan bir anne, suçluluk duyguları altında ezilip yalnızlaşabilir. Her ne kadar çocuğunu sevmek en temel içgüdü olarak kabul edilse de, bazı kadınlarda, annelik duyguları birçok nedenden dolayı hemen oluşamayabilir.
Doğum Sonrası Depresyona Hangi Sıklıkta Rastlanır?
Bilimsel literatürde “Postpartum Depresyon (PPD)” diye geçen bu hastalığa, gelişmiş ülkelerde ortalama %20 oranında rastlanıyorken, Türkiye’de yapılan çalışmalar bu oranın %30-40 olarak değiştiğini gösteriyor. Türkiye’de doğumdan sonraki ilk 3 ay içinde her 5 kadından 2’sinin yaşayabileceği bu sorun, bazı ağır vakalarda eğer psikolojik yardım alınmaz ise, annenin kendini ve çocuğunu öldürmesi ile sonuçlanabilir.
Oysaki doğum sonrası depresyon, erken dönemde teşhis edildiğinde, anne ve bebek üzerinde olumsuz etkiler bırakmadan, tedavisi mümkün psikolojik bir rahatsızlıktır. Böyle olmasına rağmen birçok anne, çevreden gelen “hadi bir an önce toparlan, olumsuz duyguların üstesinden gelebilirsin, bak çocuğun sağlıkla dünyaya geldi daha ne istiyorsun, senin dışındaki anneler nasıl da mutlu” gibi yaklaşımlara maruz kalarak depresif ruh halini yok sayar ve her şey yolundaymış gibi davranabilir.
Doğum Sonrası Depresyonda Anneler Ne Yaşarlar?
Yaşadığı olumsuz duyguların altında ezilen anneler, bir yandan kendilerini suçlu hissederlerken, bir yandan da hastalık seyrini oldukça olumsuz etkileyebilecek bir yalnızlığın içine hapsedebilirler kendilerini. Ruhen acı çekerlerken, dışarıya karşı gülümsemeye çalışabilirler.
Almanya, Heidelberg Üniversitesi Psikiyatri Kliniği’nde oluşturulan Anne-Çocuk Bölümü’nde, bebekleriyle birlikte tedaviye alınan depresif annelerle yaptığım çalışmalardan biliyorum ki, birçok anne içlerinde büyük bir boşluk hissi yaşıyor. Bazıları ise, çocuğuna kötü bir şey olacak kaygısıyla, panik halinde yaşadıklarından bahsediyorlar. Hatta bazı anneler, istemedikleri halde, çocuklarına zarar vermekten korkuyorlar ve bu saplantılı düşünceleri yüzünden çok acı çekiyorlar. Böyle bir ruh halinde, birçok anne bebeğine nasıl yaklaşacağını bilemiyor ve ona dokunmaktan bile korkar hale gelebiliyor.
Annelik Hüznü (Baby-Blues) ve Doğum Sonrası Psikozu Nedir?
Doğum sonrası depresyon (DSD), bazı belirtiler açısından doğum sonrası ilk birkaç gün içinde yaşanan ve %80 oranında rastlanan annelik hüznüne (annelik sendromu, baby-blues) benzeyebilir. Annelik hüznü, hormonal değişikliklere bağlı ağlama nöbetleri, duygusal dengesizlik, depresif ve kaygılı bir ruh hali ile karakterizedir ve tedavi gerektirmeyen geçici bir tablodur. Eğer kendiliğinden geçmez ve 10 günden daha uzun sürerse bu ruh hali, doğum sonrası depresyona dönüşebilir.
Doğum sonrası ender olarak yaşanan diğer bir klinik tablo ise, doğum sonrası psikozdur. Yaklaşık olarak 1000 kadından 2’sinde görülen bu ağır psikiyatrik tabloda kadınların halüsinasyonlar gördükleri, sesler duydukları ve gerçeklik algılarının bozulduğu saptanmıştır. Hem anne hem de bebek için tehlike doğurabilecek bir hastalık olduğu için yatılı psikiyatrik müdahale gereklidir.
Doğum Sonrası Depresyonun Belirtileri Nelerdir?
Doğum sonrası depresyonun farkına varmak birçok anne için zor olabilir. Ana semptomlar açısından bir insanın hayatının her hangi bir döneminde yaşayacağı depresyondan bir farkı yoktur. Kendini mutsuz hissetme hali, ilginin, enerjinin ve sevinme hissinin kaybolması, motivasyonsuzluk ve aşırı yorgunluk gibi ana belirtilerin yanı sıra konsantrasyon zorluğu, değersizlik ve suçluluk hissi, özgüven kaybı, gelecek kaygısı, uyku ve yeme sorunları ve bazı ağır vakalarda intihar düşüncelerine, klinik depresyon tablosunda rastlanır.
Psikolojik açıdan bakınca, doğum eylemine bağlı fiziksel şikâyetler, bebekli hayatın getirdiği uykusuz geceler ve sana muhtaç bir varlığın sorumluluğunu üstlenmek birçok aileyi fiziksel ve psikolojik olarak zorlayabilir. Bebekli yeni hayata uyum sağlamak her zaman dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmayabilir. Birçok anne aslında ne kadar kötü bir halde olduklarını ve zorlandıklarını söylemekten utanabilirler. Ne de olsa yeni anne olmuş biri mutlu olmak zorundadır.
Toplumda idealize edilmiş annelik rolü ve anne olmakla ilgili beklentiler yüzünden doğum sonrası depresyon yaşayan birçok anne hislerini paylaşamamakta, yargılanmaktan korkmakta ve giderek yalnızlaşmaktadır. Oysaki her 5 kadından 2’sinin yaşadığı doğum sonrası depresyon bir tabu olmaktan çıkarılmalıdır ve anne ve çocuk için olabilecek en erken dönemde yardım ulaştırılmalıdır. Çünkü doğum sonrası depresyon, sadece anneyi değil; anne-çocuk ilişkisi üzerinden çocuğun duygusal ve psikolojik gelişimini de olumsuz etkileyebilir.
Bu yüzden tedavi aşamasında, Davranış Bilimleri Enstitüsü'nde uyguladığımız gibi, anne-çocuk ilişkisini de kapsayan spesifik bir terapi yaklaşımı gerekmektedir.
Edinburgh hamilelik ve doğum sonrası depresyon ölçeği
Nasıl hissettiğinizi değerlendirmek ve depresyon açısından risk taşıyıp taşımadığınızı öğrenmek istiyorsanız tıklayınız.
Klinik Psikolog & Sistemik Birey, Çift ve Aile Terapisti Dr. Ayşe Bombacı - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Kaynakça
Buğdaycı et al. (2004): A cross-sectional prevalence study of depression at various times after delivery in Mersin province in Turkey. J Womens Health, 13(1): 63-68 (http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15006278)
Hübner-Liebermann et al. (2012): Review: Peripartale Depressionen erkennen und behandeln. Deutsches Ärzteblatt, Heft 24: 419-423.
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Çok çalışıyorsunuz, kafanızı işten güçten kaldıramıyor, çocuğunuzla yeterince vakit geçiremiyor musunuz? Ne yapmalısınız? DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü,...
Küçük sorunlar çoğunlukla büyük sorunlara dönüşür. Herkes “Ufacık şeyleri görmezden gelmek çok büyük sorun oluşturmaz” der. Oysa bu düşünce ...
Çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerinde “oyun”un rolünden ve onlarla nasıl oyun oynamak gerektiğinden söz etmiştik. Oyun oynarken...
Geçen gün bir arkadaşım gözyaşları içinde geldi bana. Yakın bir arkadaşının dokuz yaşındaki oğlu intihar girişiminde bulunmuş. “Doku...
İlginizi Çekebilir :
Geçen gün bir arkadaşım gözyaşları içinde geldi bana. Yakın bir arkadaşının dokuz yaşındaki oğlu intihar girişiminde bulunmuş. “Doku...
“Yapılan araştırmalar, hayal güçlerini kullanması için teşvik edilen, destek gören çocukların, yetişkinlik döneminde de daha yaratıcı olduklarını...
“Annem beni hiç anlamıyor”, “Devamlı yapmam gerekenleri söyleyip duruyorlar. Ödevini yaptın mı?, Dişlerini fırçala, Odanı topla”, ...
Araştırmalar şiddete ve saldırganlığa yönelik davranışların yaşamın erken dönemlerinde öğrenildiğini göstermektedir. Ancak, yine araştırmalar, çocukların ...