Çocukluk Kahramanlarımız
Çocuklar yaşantılarından bir şeyler öğrenip, gelecekteki acılardan korunmak için çaba gösterdikçe daha da gelişirler. İlk nefesimizi almaya başlamadan önce bile kişiliğimize katkısı olan ebeveynlerimizin yanında akranlarımızdan, öğretmenlerimizden, çevreden gelen yaklaşımlar, kişiliğimizin temel şemalarını oluşturur. Çevresiyle olumlu ilişkiler içinde olan, keyif alan, özerk, kendini ifade eden, ilişkilerde sınırları fark edebilmeyi belirleyen yetişkinlik durumlarının tohumları çocukluk döneminde atılır. Sevgi, güvenli bağlanma, yeterlilik, hareket özgürlüğü, kimlik algısı, gerçekçi sınırlar koyma, hatalara tolerans, ihtiyaçların ifade edilme özgürlüğü gibi temel ihtiyaçların ileri derecede engellendiği ya da aşırı verildiği durumların sonucu yetişkinliğe yansır. Tüm bu sistem kişinin inanç ve inanışları ile düşünce sistemini oluşturur. Çocukken büyük, güçlü, güzel, olağanüstü yetenekli, ölümsüz, yenilmez, kararlı, cesur, iyilerin yanında, özgür kahramanlara inanmaya gereksinim vardır. İlk kahramanlarımız kimimize göre anne ve babalarımız oldu. Daha sonra onların yerini masalların, çizgi romanların, kitapların, filmlerin, tarihimizin, efsanelerimizin kahramanları aldı. Çocuklar ilk gençliğe geçme dönemlerinde, savaşan, galip gelen, kuvvetli, adil, maceracı, ulaşılmaz kahramanlara bir rol modeli olarak gereksinirler. Yaşamda karşılaşacakları olumsuzluklara karşı hayatta kalmanın ilk hazırlıkları bu kahramanlarla başlar. İdeallerini gerçekleştiren, eksik olan yönlerini onlarla tamamlayan, kişilik özelliklerini yansıtan rollerin içinde hissederler kendilerini. Bu özellikleri doğurup, geliştirip, beslerler kişiliklerinde. Kimi hayal kırıklığına uğrar farklı gelişirler. Kimi bu etkileri yaşamlarında sürdürür. Maceracı, güçlü, özgür olur. Çocukluk kahramanlarıyla özdeşleşmek çocukluğu geliştirir, korur, yetişkinliği anlamlı kılar. Kahramanlar mı kişiliği belirlemeye yardımcı olur ? Kişilik mi o kahramanları seçer ? Yaşam boyu çevremize uyum sağlamakta kullandığımız tüm düşünce kalıpları çocukluk algısıyla şekillenir. Değerlilik, Sevgi, Yeterlilik ve Başarı şemaları erişkinlikte kendini ya bu durumların sürdürülmesi, ya önemsenmemesi ya da aşırısını yaşamak şeklinde gösterir. Çocukluk Kahramanların seçimini de bu ihtiyaca destek olarak değerlendirebiliriz.
Şeyda Özdalga, Uzman KlinikPsikolog - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Her anne ve baba çocuklarının kendi ayaklarının üzerinde durmasını ve sorumluluk sahibi olmasını ister. Ancak, çocuklarının ne zaman ve ne kadar bağımsızlık ...
Aileye katılan yeni bebek, herkes için köklü bir yeniliktir. Bu duruma uyum sağlamak tüm aile üyeleri için bir ihtiyaçtır ve zaman gerektirir. Anne, baba ve ...
Bebekler 7-8 aylık olmalarından itibaren anne ve babalarına yakın olmak isterler. Özellikle annelerini takip etmeye, onlarla ilişki kurabilmek adına planlı ...
İnsanlar arası birçok ilişki probleminde iletişim bir anahtar niteliğindedir. Aynı durum çocuk-ebeveyn ilişkisi için de söz konusudur. Mesela çocuklarımızın ...
İlginizi Çekebilir :
Kariyer; sözlük anlamı “Bireyin yaşamının üretken yıllarını kullanarak geliştirdiği ve genelde çalışma hayatının sonuna dek sürdürdüğü iş ya da ...
Her birimiz biyolojik olarak doğuştan itibaren bir bağlanma sistemi ile dünyaya geliriz ve bu sistem yaşam boyu çevremizdeki diğer insanlarla bağ kurmamızı...
Bu güne kadar televizyon izlemenin çocuklar üzerindeki etkisiyle ilgili bir çok çalışma yapıldı. Geldiğimiz noktada televizyonun çocukları nasıl etkilediğine ...
Çocuklara duygularını tanımlayabilmeyi ve yönetmeyi öğretmek, en temelde onlara yaşadıkları herhangi bir duygunun gayet normal olduğunu gösterir ve bu onlar...