Çocuklara toplum ve görgü kuralları nasıl öğretilir?
Anne babalar doğumundan itibaren çocuklarının zihinsel, psikolojik ve fiziksel gelişimleri ile yakından ilgilenirler. Hâlbuki sağlıklı bir gelişim, bunların yanı sıra sosyal gelişimi de aynı derecede kapsamaktadır. Fakat okul çağında problem yaşayana kadar ebeveynler çocukların bu ihtiyacı üzerine çok fazla düşmeyebilmekte, daha küçük yaşlarda ebeveynlerin destekleriyle sosyal ortamlara adapte olabilen çocuklar, okula kayıt olmaları ile birlikte büyük sıkıntılar yaşayabilmektedirler.
Toplum ve görgü kurallarını bilmemek ve bunlara göre hareket etmemek, sosyal iletişimi en çok etkileyen durumların başında gelmektedir. Çünkü bireyin bir toplumun içinde yer alabilmesi ve kabul görmesi bu yazısız kuralları uygulayabilmesi sonucunda gerçekleşir. Toplum ve görgü kuralları da diğer kurallar gibi çok küçük yaşlardan itibaren öğretilmeye başlanmalıdır. Çocuk bu kazanımlarını hayatının her dönemi içerisinde geliştirip kullanmaya devam edecektir. Küçük yaşlardan itibaren öğrenilmeye başlanan bu kurallar bireylerinin ileride bulundukları topluluklara daha kolay adapte olmalarına ve onaylanıp kabul görmelerine yardımcı olacaktır. Toplumdan topluma değişebilecek kurallar olsa da, genel olarak görgü kuralları kişiler arası iletişimin temelini oluşturmaktadır.
Her tür temel eğitim gibi toplum ve görgü kuralları eğitimi de ailede başlar. Çocukların çevrelerinde olup biteni dikkatli bir şekilde kaydettiklerini unutmamak bu noktada aileye yardımcı olacaktır. Ebeveynler çocuklarına toplum ve görgü kurallarını öğretmek için öncelikle kendilerinin bu kuralları bilerek bunlara göre davranıyor olması en iyi öğretme biçimidir. Sosyal uyum konusunda yapılan çalışmalarda ebeveynlerin davranışlarının önemi ortaya çıkmıştır. Demokratik bir ortamda, sevgi ve saygı çerçevesi içerisinde yetişen çocuklar gelecekte de saygı görüp saygı gösterdikleri gibi sağlıklı insan ilişkilerine sahip, özdenetim becerileri yüksek bireyler olarak yetişmektedirler. Çocukların toplumda sergiledikleri davranışlar, ana babaların tavır ve davranışlarına yakın olacaktır. Bu sebeple çocuklarının nasıl davranmalarını istiyorlarsa, ebeveynlerinde toplum içerisinde o şekilde davranışlar sergilemeleri önemlidir.
Çocuğa kuralları öğretmek, model olmanın yanı sıra olumlu davranışların desteklenmesi ve olumsuzların düzeltilmesiyle de gerçekleşmektedir. Tutarlı olup, çocuğu olumlu davranışlara yönlendirmek, örnek davranışlar sergilemekle birlikte düşünülmelidir. Bunlara ek olarak ebeveynler çocuklarına bu kuralları öğretirken kendi aralarında da tutarlı olmaları önemli rol oynar. Ebeveynlerin tepkilerinin veya ödüllerinin örtüşmesi, çocuğun neyi yapıp neyi yapamayacağı konusunda daha net sınırlar belirlemesine yardımcı olacaktır.
Bazen çocuk ebeveynlerinden öğrendiklerinin dışında farklı davranışlar da sergilemeye çalışacaklardır. Böylelikle yakın çevresinin kendisini ne kadar tolere edebileceğini de ölçmeye çalışır. Bu da çocuğa kendisinin hangi davranışlarla sosyal hayatta yer alabileceğine dair önemli ipuçları verecektir.
Sonuç olarak, diğer bütün bilgi ve becerilerde olduğu gibi toplum ve görgü kurallarının temelleri de küçük yaşlardan itibaren ailede atılmalıdır. Ebeveynlerin hem kendi aralarında hem de sosyal çevrelerinde uyguladıkları görgü kuralları çocukların da bu kuralları öğrenmeleri açısından referans noktası olacaktır. Yeri geldiğinde doğru davranışları nedenleri ile birlikte anlatıyor olmak çocukların bu kuralları öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Aileler Neler Yapmalıdır?
- Öncelikle toplum ve görgü kurallarına uyan bir ebeveyn modeli olmalıdırlar.
- Neden bu kurallara uyulması gerektiği anlatılmalıdır
- Bu kurallara uymanın sağlayacağı sosyal katkılar konusunda bilgi verilmelidir
- Uyduğunda ise takdir edip, olumlu geri bildirim vererek desteklenmelidir.
Uyulması gereken toplum ve görgü kuralları nelerdir?
- İki kişi konuşurken araya girilmemelidir.
- “iyi günler”, “teşekkür ederim”, “lütfen” gibi sözcükler iletişimde kullanılmalıdır.
- Toplu taşıma araçlarında yaşlılara, hastalara, hamilelere yer verilmelidir.
- Topluluk içinde kulaktan kulağa konuşulmamalıdır.
- Kişilere "bu" diye hitap edilmemelidir.
- Merdivenlerin sağından inilip; sağından çıkılmalıdır.
- Hapşururken ağız kapatılmalıdır
- Kapı çalınarak içeri girilmelidir.
Ayşegül Moral, Uzman Psikolog - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Sınav kaygısı, sınav durumlarıyla doğrudan ilişkili olan bir kaygıdır. Bu kaygı, kişinin sınava yeterli şekilde hazırlanmasına ve başarılı olmasına engel ...
Ebeveynlik, birçok sorumlulukla kapımızı çalan ve hayat boyu devam eden bir yolculuktur. Ebeveyn olduktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz ve bu çoğu zaman...
“ Aaa, ne kadar da benziyorsunuz, siz yoksa.....” Yüzyıllardır hem bilim adamlarının hem de birçok insanın ilgisini çeken bir konu; ikizlik....
“Annem beni hiç anlamıyor”, “Devamlı yapmam gerekenleri söyleyip duruyorlar. Ödevini yaptın mı?, Dişlerini fırçala, Odanı topla”, ...
İlginizi Çekebilir :
Çocuklar yaşantılarından bir şeyler öğrenip, gelecekteki acılardan korunmak için çaba gösterdikçe daha da gelişirler. İlk nefesimizi almaya başlamadan önce ...
Üstün zekâlı çocuklar, sosyal uyum, duygusal olgunluk ve sağlıklı bir benlik algısı oluşturmakta zorluk çekebilmektedir. Bu çocuklarda entelektüel ilerleme ...
“Affetmek güçlüyü daha güçlü kılar.” Publilius Syrus Hayal, eve geldiğinde üzerindekileri bile çıkarmadan yatağa yatıp ağlamaya başlamıştı. ...
Önümüzdeki günler liseye ve üniversiteye hazırlanan gençler için heyecanlı zamanlar. Aylardır hazırlandıkları sınavlar çok yaklaştı. Heyecan dorukta! He...