Çocuk ve Hayranlık
“Evlenmiş anne, inanamıyorum evlenmiş!...”
Hayal, eve geldiğinde üzerindekileri bile çıkarmadan yatağa kendini atıp, ağlamaya başlamıştı. Bu duruma anlam veremeyen annesi ısrarla okulda bir şey olup olmadığını sorup durdu. En sonunda duyabildiği tek cümle “evlenmiş anne, inanamıyorum evlenmiş...” oldu ve sonra aynı şiddetle ağlamaya devam etti. Annesi biraz zaman geçtikten sonra Hayal’in bahsettiği kişinin onun tüm odasının duvarlarını süsleyen ünlü pop şarkıcısı olduğunu anladı. Hayal de pek çok 16 yaşındaki genç kız gibi belki hiçbir zaman tanışamayacağı hatta karşılaşamayacağı bir ünlüye aşıktı....
Ergenliğe girildikten sonra pek çoğumuz demin bahsettiğimiz Hayal’in durumuna düşebiliriz. Bazen ünlü bir şarkıcıya, oyuncuya, mankene, bazen de çok başarılı bir futbolcuya çok yoğun bir şekilde hayranlık besleyebiliriz. Bunun sebebi hayranlık duyduğumuz o kişi ile aramızda bir bağ yaratmamız yani özdeşim kurmamızdır.
Çeşitli kimlikleri deneme ihtiyacı: Özdeşim Kurma
Özdeşim kurma; beğendiğimiz ya da başarılı bulduğumuz birinin etkisi altında kalarak onun davranışlarını kendimizinki gibi benimseme ve benzer davranışlar göstermedir. O bu haliyle beğeniliyorsa ben de beğenilirim, çevrem tarafından daha çok kabul edilirim düşüncesiyle çoğumuz zaman zaman bunu yapar. Ergenler, kendilerine en uygun kişiliği bulma çabası içindeyken çevresindeki çeşitli kimlikleri deneme ihtiyacı duyarlar ve sonunda kişilik özellikleri belirginleşir.
Özdeşim kurma, kişilerde çocukluk dönemiyle, anne ve babayı kendine model alarak başlar, daha sonra okula başladığında öğretmenini model alarak devam eder. İşler ergenliğe geldiğinde biraz farklılaşır. Çünkü ergenliğe adım atan gençler artık ailelerinin dışında çevrelerinde, televizyonda veya gazetede gördükleri, belki hayatlarında hiç karşılaşmadıkları veya karşılaşamayacakları kişilere hayran olmaya, onlar gibi giyinmeye, saçlarına aynı modeli vermeye, hayran oldukları kişilerin özelliklerine benzer özellikler taşımaya çalışırlar. Hayran oldukları kişilerin nelerden hoşlandıkları, nerelere gittikleri, kimlerle arkadaş oldukları ezbere bilinir. Posterler duvarlara asılır, eğer ulaşılabiliniyorsa telefonları bulunur, konuşulmasa bile aranır ve o kişinin sadece sesi defalarca dinlenebilinir. Bunların hepsi ergenlerin kendi kişiliklerini oluşturma çabaları içinde; onlara başarılı, çekici veya yakışıklı gelen kişilerle kendilerini özdeşleştirme isteklerinden doğar. Özdeşleşme, gelişimin çok doğal bir parçasıdır, önemli olan kişinin bu sürecin sonunda kendi kimliğini oluşturabilmesidir. Bu da kişinin kendini sevmesi ve güven duyması ile gerçekleşir.
Örneğin, konserlerde sevdiği şarkıcıyı görünce bayılanlar, ağlayanlar, sevdikleri futbolcuların hayatları ile ilgili her detayı takip edenler, beğendiği şarkıcının özel hayatında birinin olduğunu öğrenince ona küsüp bir daha onu dinlemeyenler daha önceden bahsettiğimiz özdeşleştirme ve yoğun hayranlık hisleri içindeki olan kişilerdir.
Genç kızlarda ergenlikle birlikte başlayan hayranlıklardan biri de manken ve top modellere duyulandır. Kendi vücutlarını onlarınkilerle karşılaştırır ve normalde önemsemeyecekleri ayrıntılara takılırlar. Bütün vücutlarını büyüteçle incelerler. Bunun sonucunda estetik uzmanlarına gidilebilir veya sonu gelmeyen rejimlere başlanabilir. Bütün bunların tehlikeli bir sonucu da bazı yeme problemlerinin ortaya çıkabilmesidir. Hayran oldukları mankenlere benzeme çalışmaları, gelişmenin en fazla olduğu dönemde gerileme yaratacak veya beklenilen düzeyin altında bir gelişme performansı gösterilmesine sebep olacaktır. Yemek yememek, yenen yemeği kilo aldıracağı düşüncesiyle kusmak veya bağırsak boşaltıcı ilaçlarla vücutta sindirime girmeden çıkarmak, hem fiziksel hem zihinsel gelişme için gerekli maddelerin alınamamasına sebep olacaktır.
Merve Soysal Başa, Uzman Klinik Psikolog - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Sosyal medya gün geçtikçe daha çok kullanıcı kazanan bir platformdur. Gençler arasında daha çok popüler olan ve her gün saatlerce zaman geçirdikleri bir sürü ...
Geçtiğimiz günlerde Tüyap Kitap Fuarı sona erdi. Fuarın her yıl olduğu gibi bu yıl da okurlardan büyük ilgi gördüğü haberlerini okuduk. Ülkedeki kitap okuma...
Sömestr tatilinin başlamasına sayılı günler kala ailelerin aklında en sık beliren sorulardan bir tanesi yarıyıl tatilinin nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir. ...
Çocuğunuz dış dünyaya açılmaya başladığı andan itibaren artık sizin öğrettiklerinizin ve model olduklarınızın dışında birçok yeni bilgi ile karşı karşıya...
İlginizi Çekebilir :
“Yapılan araştırmalar, çocukların yaklaşık %4.1’inde ayrılma anksiyetesi görüldüğünü ve doğru zamanda tedavi edilmediği takdirde bu ...
Oyun Nedir? Oyun, çocukların dünyayı algılamalarını, hayal ile gerçek dünya arasında köprü kurmalarını sağlayan en önemli süreçlerden biridir. Bir çocuğun ...
Yeni yıl, yeni umutlar… Her ne kadar klişe gibi gözükse de, yeni başlangıçlar hepimizi motive edebilir. Yeni yılı çocuğunuz için güzel bir başlangıç ...
Üzerinde yaşadığımız dünyayı paylaştığımız hayvanlarla kurduğumuz iletişimin ruh sağlına pek çok faydası bulunmaktadır. Özellikle çocuklar bir hayvana bakım ...